Rızık, canlı olan her mahlûkatın yiyip içmesi ve başka şekilde istifade etmesi için Allah Azîmüşşan’ın yarattığı ve mahlûkatına yönlendirdiği şeylerin ismidir. Bunlar helâl olabileceği gibi haram da olabilir. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın, haram kıldığı şeylerden yararlanma konusunda rızası yoktur. Bir kul kendi kötü seçimi ile haramdan yararlanmaya çalışırsa Hak Teâlâ o yararlanmayı da hikmet gereği takdir buyurabilir. Sonra da bundan dolap o kulu azabıyla cezalandırır.
Mu’tezile’ye göre rızık, sahip olunan bir şeydir ki onu sahibi yer. Haram olan şey rızık değildir.
Mu’tezile’nin bu iddiası yanlıştır. Hayvanlar bizzat sahip olmadıkları şeylerle rızıklandırılmaktadır. Bütün hayatları boyunca haram olanlarla yaşayanlar da vardır. Bu halde Cenâb-ı Hakk’ın, bunların rızık vericisi olmaması gerekirdi. Halbuki Hak Teâlâ’dan başka, âlemin rızık vericisi yoktur.
وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا
“Yeryüzünde yürüyen her canimin rızkı, yalnızca Allah’ın üzerinedir” (Hûd ıı/6) âyet-i kerimesi bu gerçeği göstermektedir.