Sadaka nedir ve sadaka kimlere verilir? İşte sadaka nedir kısaca, sadaka çeşitleri nelerdir, Kuranı Kerimde geçen sadaka ile ilgili ayetler ve sadaka ile ilgili hadisler.
Sadaka, Allah’ın rızasını kazanmak düşüncesiyle karşılıksız olarak yapılan yardım ve iyiliktir. Sadaka, Allah rızası için fakirlere, muhtaç kimselere, karşılıksız olarak verilen şey; yapılan yardım, her türlü iyilik; Allah yolunda yapılan harcamadır. Sadaka’nın sevap ve mükafatı çok büyüktür. Gücü yeten mü’minlerin fakir ve zayıf kardeşlerine yardım ellerini uzatmaları, onların ihtiyaçlarını gidermeleri islâmi ve insanı bir durumdur. Sadaka ile fakirlerin yüzü gülecek, zengin ve yoksullar arasında büyük uçurumların açılması önlenecektir.
Yapılan herhangi bir yardım veya iyiliğin sadaka sayılabilmesi için şu üç özelliğin birlikte bulunması gerekmektedir.
1. Allah rızası için yapılmalıdır,
2. Özellikle fakir ve ihtiyacı olan kişilere yapılmalıdır,
3. Karşılıksız olarak yapılmalıdır.
Bu üç şart birlikte gerçekleşmezse verilen şey sadaka olarak değer kazanmaz.
Sadaka vermek zekât gibi farz olmadığı gibi Sadaka-ı Fıtır gibi vacip de değildir. Ancak övülen, Allah’ın hoşuna giden bir durumdur.
Sevgili Peygamber Efendimiz (sav) sadakanın ömrü uzattığını bildirmiş,
“Yarım hurma tanesi ile dahi olsa korununuz” buyurarak, sadaka vermeyi teşvik etmiştir.
Bir başka hadiste de “Her türlü iyilik sadakadır.” buyurulmuştur. Buna göre müslüman kardeşlerimize göstereceğimiz güler yüz bile sadakadır. Hatta kendi ihtiyaçlarımızı, çoluk çocuğumuzun ve diğer yakınlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak, iyiliği emredip kötülüğü yasaklamak, zayıflara yardım etmek, selâm vermek, güler yüzlü, tatlı dili olmak da birer sadakadır.
Sadaka gösteriş için verildiği, yahut başa kakıldığı zaman değerini yitirir ve vereni de günahkâr eder. En iyi sadaka gizlice yapılandır. Bir de sürekli olarak yapılan sadaka vardır ki buna sadak-ı cariye denilir. Hayırlı bir evlat yetiştiren kimse, kıymetli bir eser yazan müellif, cami, okul, köprü, çeşme gibi uzun süre duran binalar yaptıran Sadaka-ı cariyede bulunmuş olur.
Müslüman bir kimse Allah’ın kendisine ihsan ettiği nimetlerden başkalarının da faydalanmasını ister ve bundan memnunluk duyar. Cimrilik son derece kötü bir huydur. Atalarımız “Az sadaka çok belayı defeder” demişlerdir.
Hz Peygamber (sav) şu işlerin de sadaka sevabı kazandırdığını bildirmiştir;
• Bedenimizdeki organların bize sağladığı faydaları düşünerek şükretmek
• Anlaşmazlığa düşen iki kişi arasında adaleti uygulamak
• Bineğine binmek veya eşya yüklemek isteyen kişiye yardım etmek
• Güzel söz söylemek
• Cenazeyi kabre götürürken taşımak veya cenazenin beraberinde yürümek
• İlim öğrenmek veya ibadet etmek amacıyla bir yere gitmek
• Yoldan gelip geçene rahatsızlık veren bir taşı veya başka bir şeyi kaldırmak
• İyi olan şeyleri teşvik etmek ve yaymak
• Kötü olan şeylere engel olmak
• Helâl şeyleri yapmak
• Haram olan şeylerden kaçınmak
• Mümin kardeşine karşı güler yüzlü, yumuşak huylu davranmak
• İnsanların ya da hayvanların yemişlerinden faydalanabileceği bir ağaç dikmek ya da ekin ekmek
• “Allahüekber”, “elhamdülillâh”, “lâ ilâhe illallah” sözlerini söylemek.
SADAKA ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Sadakayı daha iyi anlayabilmek için 4 ana başlıkta toplayabiliriz.
1- Farz olan sadaka: Buna kısaca zekat denir. Detaylı bilgi için tıklayınız…
2- Fıtır sadakası: Sadaka-i fıtır, her müslümanın vermesi gereken vacip bir sadakadır. Ramazan ayı içerisinde verilir. Buna fitre de denir. Detaylı bilgi için tıklayınız…
3- Nafile olan sadakalar: Bu da kişinin Rabbimizin rızasını gözeterek verdiği sadakadır. Allah rızâsı için yapılan her güzel şey sadakadır.
4- Sadaka-i cariye: Öldükten sonra da, amel defterimize sevap yazdıran sadakadır. Sadaka-i cariye, cami, yol yapmak, ağaç dikmek, çeşme, faydalı ilmi eser bırakmak gibi insanlara faydası dokunan her çeşit iyi işlerdir.
Sadaka kimlere verilir
Çeşitli ameller arasında fazilet bakımından farklar bulunduğu gibi, ihtiyaç sahiplerine yapılan yardım ve tasadduklarda da bir sıra gözetilmiş; öncelikli tasadduk alanları belirlenmiştir. Gerçekten kişinin çok yakınında, belki aile fertleri arasında büyük sıkıntı içinde olanlar varken, uzakta olanlara yardım etmeye kalkışması maslahata uygun düşmez. Bu yüzden yardım ve infaka en yakınından başlamak prensibi getirilmiştir.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
“Bir kimsenin sarfedeceği en faziletli dinar, kendi aile fertlerine infak ettiği dinarla, Allah yolunda hayvanına ve yine Allah yolunda cihad edecek olan arkadaşlarına harcadığı dinardır” (Müslim, Zekât, 38; Tirmizi, Birr, 42; İbn Mace, Cihâd, 4; Ahmed b. Hanbel, V, 279, 284). Yine Rasûlüllah (s.a.s), Allah yolunda harcanan, bir köle azadı için sarfedilen, bir yoksula verilen veya ailenin geçimi için yapılan harcamaları zikrettikten sonra, bunların sevap bakımından en üstününün aile fertlerine yapılan harcamanın olduğunu belirtmiştir (Müslim, Zekât, 39). Bu hadislerde zikredilen aile fertlerinden maksat (iyâl); bir kimsenin nafakası kendisine ait olan çocukları, eşi, annesi, babası ve hizmetçisidir.
Sadaka İle İlgili ayetler
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve buna benzer nedenlerle) kuşatılırsanız, artık size kolay gelen kurban(ı gönderin). Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin. Kim sizden hasta ise veya başından şikayeti varsa, onun ya oruç ya sadaka veya kurban olarak fidye (vermesi gerekir). Güvenliğe kavuşursanız, hacca kadar umre ile yararlanmak isteyene, kolayına gelen bir kurban(ı kesmek gerekir). Bulamayana da, haccda üç gün, döndüğünüzde yedi (gün) olmak üzere, bunlar, tamı tamına on (gün) oruç vardır. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da olmayanlar içindir. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, muhakkak cezası pek çetin olandır. (Bakara Suresi, 196)
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır. (Bakara Suresi, 263)
Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez(elde edemez)ler. Allah, kafirler topluluğuna hidayet vermez. (Bakara Suresi, 264)
Sadakaları açıkta verirseniz ne iyi; fakat gizleyip fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. O, günahlarınızdan bir kısmını bağışlar. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Bakara Suresi, 271)
Allah, faizi yok eder de, sadakaları artırır. Allah, günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez. (Bakara Suresi, 276)
Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (Bakara Suresi, 280)
Bir mü’mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü’mini öldürmesi yakışmaz. Kim bir mü”mini ‘hata sonucu’ öldürürse, mü’min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir. Onların (bunu) sadaka olarak bağışlamaları başka. Eğer o, mü’min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir. Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda ailesine bir diyet ödemek ve bir mü’min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir. (Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkanı) Bulamayan ise, kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır. Bu, Allah’tan bir tevbedir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 92)
Onların ‘gizlice söyleşmelerinin’ çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah’ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa Suresi, 114)
Biz onda, onların üzerine yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir kefarettir. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır. (Maide Suresi, 45)
Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar. (Tevbe Suresi, 58)
Sadakalar, -Allah’tan bir farz olarak- yalnızca fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalpleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 60)
Onlardan kimi de: “Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız” diye Allah’a ahdetmiştir. (Tevbe Suresi, 75)
Sadakalar konusunda, mü’minlerden ek bağışlarda bulunanlarla emeklerinden (cehdlerinden) başkasını bulamayanları yadırgayarak bunlarla alay edenler; Allah (asıl) onları alay konusu kılmıştır ve onlar için acı bir azap vardır. (Tevbe Suresi, 79)
Onların mallarından sadaka al, bununla onları temizlemiş, arındırmış olursun. Onlara dua et. Doğrusu, senin duan, onlar için ‘bir sükûnet ve huzurdur.’ Allah işitendir, bilendir. (Tevbe Suresi, 103)
Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O’dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O’dur. (Tevbe Suresi, 104)
Mü’minlerden öyle erkek-adamlar vardır ki- Allah ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirdi, kimi beklemektedir. Onlar hiçbir değiştirme ile (sözlerini) değiştirmediler. (Ahzab Suresi, 23)
Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafaatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Ahzab Suresi, 24)
Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır. (Ahzab Suresi, 35)
İtaat ve maruf (güzel) sözdü. Fakat iş, kesinlik ve kararlılık gerektirdiği zaman, şayet Allah’a sadakat gösterselerdi, şüphesiz onlar için daha hayırlı olurdu. (Muhammed Suresi, 21)
Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat arttırılır ve ‘kerim (üstün ve onurlu)’ olan ecir de onlarındır. (Hadid Suresi, 18)
Ey iman edenler, Peygambere gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Mücadele Suresi, 12)
Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a ve O’nun Resûlü”ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Mücadele Suresi, 13)
Sizden birinize ölüm gelip de: “Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam” demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. (Münafikun Suresi, 10)
SADAKA İLE İLGİLİ HADİSLER
– “İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.” (Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56)
– “Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” (Buhârî, Edeb 33; Müslim, Zekât 53)
– “Her birinizin her bir eklemi (ve kemiği) için bir sadaka gerekir. Binaenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil sadakadır, her tekbir sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek”at namaz bütün bunları karşılar.” (Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56.)
– “Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kur”an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder.” (Müslim,Tahâret 1.)
– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem”e bir adam geldi ve şöyle dedi. Ey Allah”ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu;
“Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatın yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” (Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92)
– “Herhangi bir müslümanın diktiği ağaçtan yenen şey onun için sadakadır. Çalınan şey de sadakadır; eksiltilen de onun için sadakadır.” (Müslim, Müsâkât 7)
– “Bir kimse bir ağaç diker de o ağacın meyvesinden herhangi bir insan veya Allah”ın yarattıklarından herhangi bir yaratık yerse bu, o ağacı diken için sadaka olur” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 444).
– “Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir.” (Müslim, Birr 69. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82)
– “Sübhânallah demek bir sadakadır. Elhamdülillah demek bir sadakadır. Lâ ilâhe illallah demek bir sadakadır. Allahü ekber demek bir sadakadır. İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak bir sadakadır. İnsanın kılacağı iki rekât kuşluk namazı ise, bütün bunlara bedeldir” (Müslim, Müsâfirîn 84).
– “Allah yolunda (cihâd edilmesi için) sarfettiğin para, köle âzâd etmek için harcadığın para, fakire sadaka verdiğin para ve bir de aile fertlerinin ihtiyaçları için harcadığın para var ya! İşte bunların içinde sana en çok sevap kazandıracak olanı, ailen için harcadığın paradır.” (Müslim, Zekât 39)
– “Bir adam Allah”ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” (Buhârî, Îmân 41, Megâzî 12, Nefekât 1; Müslim, Zekât 49)
– “Veren el alan elden hayırlıdır. Yardım etmeye, geçimini üstlendiğin kimselerden başla! Sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir. Kim insanlardan bir şey istemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez. Kim de tokgözlü olursa, Allah onu zengin kılar.” (Buhârî, Zekât 18, Nefekât 2; Müslim, Zekât 94-97, 106, 124)
– “Yoksula verilen sadaka bir sadaka, akrabaya verilen sadaka ise iki sadaka yerine geçer: Biri sadaka sevabı, öteki de akrabayı koruyup gözetme sevabıdır.” (Tirmizî, Zekât 26.)
– “Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey âdemoğlu! Yeyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” (Müslim, Zühd 3-4)
– “İnsan ölünce, üç ameli dışında bütün amellerinin sevabı kesilir: Sadaka-i câriye, kendisinden istifade edilen ilim, arkasından dua eden hayırlı evlât.” (Müslim, Vasiyyet 14.)