Bir kadın ve erkeğin meşru yollarla evlilik yapmaları haline nikah denilir. Dinimizde nikah övülmüş, bunun pek çok kötülüğe engel olduğu bildirilmiştir. Üreyip, çoğalmak, karşılıklı bir sevgi ve saygı dünyası kurmak ancak evlilikle mümkündür. Peygamber Efendimiz (sav): “Evlenmek benim sünnetimdir.” Ayrıca “Evlenin ve çoğalın. Ben kıyamet günü ümmetimin çokluğu ile övünürüm” buyurmuştur.
Müslümanlar evlilik yapacakları kimseleri iyi seçmeye çalışır ve bu konuya çok dikkat ederler. Bir hadis-i şerifde: “Kadın dört özelliği sebebiyle nikah edilir. Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı. Sen bunlardan dindar olanı araştırıp bul, mesud olursun” buyurulmuştur.
Erkeğin Ailesiyle Kalkıp Oturmasının Görüşüp Konuşmasının ve Sohbetinin Adap ve Erkanı
— Erkek eşine güzel huy ve iyi ahlâk ile muamele edecektir.
— Eşiyle sohbeti, rıfk ve hilm ile olacak konuşması lâtif ve yumuşak olacak, nezaketin dışına çıkmayacaktır. Nitekim halkın hayırlısı, ailesine hayırlı ve faydalı olandır sözü meşhurdur.
— Erkek eve girince selâm verip ailesinin hal ve hatırım soracaktır.
— Eğer erkek, eşini yalnız ve fakat üzüntülü bulursa sevgi ve şefkatle hatırını sormalı, tatlı sözlerle teselli etmelidir.
— Erkek eşinin gönlünü çeşitli vaitlerle hoş etmeli, sevindirmelidir. Çünkü kadın evde yalnız, yabancıya küskün, kocasına bağlı ve onun gerçek dostu ve dert ortağı emekdarıdır.
— Erkek, çocukların terbiyesinde eşine yardımcı olâcaktır. Çünkü çocuk bağırma ve ağlaması ile gece gündüz annesine rahat vermez. İnsafsızca hırpalar, canını çıkarır ve fazla üzer. Bu sebepten babanın anneye yardımı şart. Çocuk eğitiminde eşine yardımcı olan erkeğe Allah da yardım eder.
— Erkek, eşinin giyim ihtiyacını eksiksiz sağlayacaktır.
— Erkek ne yerse, eşine de onu yedirecektir. Eğer elinde varsa ailesinin ve çoluk çocuğunun ev, giyecek ve yiyecek bakımından hiç bir eksiklerini bırakmıyacak, bütün ihtiyaçlarım temin edecek, bolluk içinde yaşatacaktır. Çünkü aileye bakmak vacibdir.
— Erkek, ailesini hiç dövmiyecek ve dünya işleri için katiyyen sövmiyecektir.
— Erkek, ailesinin dini kusurlarından dolayı bir günden fazla ona küsülü kalmıyacaktır.
— Erkek eşine rıfk ile muamele edecek, iyilikle idare edecek. Çünkü kadın eğri kaburga kemiğinden yaradılmıştır, aklı ve dini eksiktir, kocasına sığınmıştır. Güler yüzle sohbet için alınmıştır.
— Erkek karısının öfkesi karşısında susmalıdır. Tâ ki, kadın pişmanlık duyup kocasından özür dileyinceye kadar. Çünkü kadın ruhen zayıftır. Susma onu yener.
— Erkek eşine karşı öyle davranmalıdır ki, kadın kocam beni herkesten fazla beğeniyor ve seviyor desin.
— Erkek eşiyle danışarak evin işleri yapılmalı ve ihtiyaçları sağlanmalıdır ve kadına ağır işler bırakılmamalıdır.
— Erkek, karısının sırlarını, kabahatlerini, kusurlarını herkesten gizlenmelidir.
— Erkek, karısına üzüntülerini, kederlerini, düşmanlarını ve borçlarıyla alacaklarını söylememeli.
— Erkek karısının karşısında veya arkasında daima ona hayır dua yapmalı, beddua yapmamalıdır. Çünkü gece gündüz ona hizmet ediyor. Her işte onun yardımcısı, sevinç ve üzüntü arkadaşıdır.
Kadının Erkeğiyle Sohbetinin Kalkıp Oturmasının, Konuşup Görüşmesinin Adab ve Erkanı
Kadının kocasıyla sohbetinin âdâb ve erkânı şöyle özetlenebilir.
— Kocası kapıdan içeri girince hemen ayağa kalkıp karşılamak.
— Kocasını, güler yüzle sevinçle karşılamak.
— Karı kocasına merhaba efendim, hoş geldiniz demeli.
— Palto, pardesü, şemsiye gibi eşyasını elinden almalıdır.
— Karı kocasının her emrine itâatli olmalıdır.
— Karı kocasından izin almadan evinden dışarı çıkmamalıdır.
— Kadın kocasının çamaşırını yıkayıp, elbisesini temiz tutmalıdır.
— Kadın kocasının banyo, abdest ve sair işlerde yardımcısı olacak.
— Kadın kocasının yemeğini hazırlayıp önüne koyacak.
— Kadın kocasının izni olmadan nafile oruç tutmıyacak.
— Kadın malıyla, güzelliğiyle övünüp kocasını rencide etmiyecek.
— Kadın yiyecek ve giyecek hususunda kocasını üzmiyecek.
— Kadın sesini, kocasının sesinden fazla yükseltmiyecek.
— Kadın kocasına eziyet verip üzmiyecek, canını bezdirmeyecek.
— Kadın kocasının yokluğunda ve karşısında ona dua edecek ve kendisini övecektir. (Marifetname, Erzurumlu İbrahim Hakkı)
NİKÂHIN ŞARTLARI NELERDİR?
Nikâhın bir takım şartlar vardır. Yapılan nikâh akdinde bu şartların gerçekleşmesi gerekir:
1. Nikâhı kıyanın akil (akilli), baliğ (buluğa ermiş) ve nikâh akdi hususunda hur (zorla yapıyor olmaması) olması.
2. Nikâhı kıyılanların hayatta mevcut ve nikâhlanmalarının helal olması lazımdır.
3. Nikâh akdini yapan erkek ve kadının veya vekillerinin bin birinin icap ve kabul anlamındaki sözlerini işitmeleri gerekir.
4. Şahitlerin hazır bulunması lazımdır. Fukahanın (fıkıhçıların)çoğuna göre şahit, nikâhın caiz (geçerli) olmasının şartıdır.
Nikâh yapılırken hazır bulunan şahit olacak kimseler de dört sıfatın bulunması şarttır: Hürriyet, Akıllı, Ergenlik, Müslüman olması lazımdır. Köle ve esirlerin, delilerin, çocukların ve kâfirlerin şahit olmaları ile nikâh akdi geçerli olmaz.
Şahitler; Ya iki erkek, ya da bir erkek iki kadın olması şarttır. Sadece iki kadının şahitliği kâfi değildir. Bir erkeğin bulunmasıyla da nikâh akdi geçerli olmaz.
Evlenecek erkek Müslüman, kadın zimmi (gayrimüslim vatandaş) olursa, Müslüman şahit bulunmazsa, gayrimüslim iki erkeğin şahitliği ile nikah akdi geçerli olur. Evlenecek erkek ve kadının ikisi de Müslüman olursa; o zaman gayrimüslimler şahit olamaz, şahitlerin Müslüman olmaları şarttır.
5. Şahitlerin, icab ve kabul sözlerini işitmeleri şarttır. İki şahitsiz hiçbir nikâh geçerli değildir. “Allah (cc) ve peygamber şahidimiz olsun..” diyerek gizli nikah geçerli değildir.
6. Kendisi hazır olmayan ve nikâhı kıyılan kadının ve erkeğin ismi anılınca şahitlerin onları rahatlıkla tanımaları lazımdır.
7. Bakire olsun, dul olsun, ergen olan kadının rızasının alınması da nikâhın şartlarındandır. Hanefilerce; Ergen kızın velisi, onu evlendirmeye zorlayamaz.
Şafilerce; Baba ve dede, bakire kızı ergen de olsa evlendirebilir. Dulun rızasını aldıktan sonra evlendirebilirler.
8. Evlenecek kadın ile erkeğin; icab ve kabul ile ilgili sözlerinin aynı mecliste söylenmesi ve işitilmesi şarttır.
İcab bir mecliste, kabul başka bir mecliste olursa nikâh geçerli olmaz.
9. Kabulün icaba aykırı bulunmamasıdır. Mesela, erkeğin kadına hitaben;
-Seni kendime eş kabul ettim… der.
Kadında, bir süre düşündükten sonra:
– Kabul ederim… Diye geniş veya gelecek zamana alt bir fiil kullanırsa nikâh geçerli olmaz. Yani erkek ve bilhassa kadının, geçmiş zamanı;
-Kabul ettim.! Sözünü kullanması şarttır.
Bir veli, iki şahit huzurunda:
-Kızıma sana mehri 1000 altın olmak üzere zevceliğe (aileliğe) verdim… der.
Erkek ise;
-Nikâhı kabul ettim, ama 1000 altını kabul etmem… Derse nikâh geçerli olmaz.
Ama;
-Nikahı kabul ettim, der de, mehirden söz etmeyip susarsa, nikah akdi geçerli olur.
Kadın iki şahit huzurunda erkeğe;
-Kendimi sana 100 altın mehir ile tezvic ettim (sen koca olarak seçtim) derse.
Erkek de;
– Seni 200 altın veya 300 altın ile kabul ettim.. der ve kadın buna razı olursa, yapılan akdi geçerli olur.
10. Evlenecek olan kadın ve erkeğin bilinmesi şarttır. İki kızı olan bir kimse vereceği kızının ismini bildirmeden kızını verirse nikâh geçerli olmaz. Açıkça, evlenecek kızın ve oğlanın isimleri belirtilmelidir.
11. Erkeğin mektupla yazdığı icab teklifini, kadın iki şahit huzurunda okuduktan sonra:
-Kabul ettim.. derse nikah geçerli olur.
Yani mektubun okunmasıyla; İcab ve kabul ayni mecliste olmuş olur.
12. Nikâh akdi, Cuma günü olmak ve mescitte icra olunmak menduptur (uygun olur). İki bayram arasında dahi nikâh ve zifaf (kerahetsiz) caizdir.
Nitekim Peygamberimiz (asm) bir hadisi şeriflerinde; “Nikâhı ilan edin, onu mescitlerde yapın.” buyurmuştur.