İffetli olmak, ruhun temizliği, günahtan ve kabahatlerden uzak duruşun ifadesidir. İffet, namus, perhizkârlık, nefsi hayvanî sarkıntılıklardan engellemek huyudur. Karşıtı “Fuhş“dur. İffet, Kötü iş ve sözden uzaklaşma, şehevî hisleri dinî emirlerin çerçevesinde muhafaza etme halidir. İffet, namusa aykırı harekettir. Kişinin arzu ve isteklerini, şehvet ve iştiyaklarını dizginlemesi, bunlarda ölçülü olabilmesiyle kendini gösterir. Dünyada saygınlığı olan huzurlu ve mutlu, âhirette de Allah’ın hoşnutluğuna ermiş kutlu ve mesut insanların özelliklerindendir. İffet, insanın kendine karşı duyduğu saygıyı korur, başkalarının kişiye göstereceği saygıya dayanak olur, kişisel değer ve itibarı arttırır.
Ruhların temizliği iffetledir. İffetsiz bir kimse, zehirli mikroplardan daha zararlı bir yaratıktır, kendisinden her halde uzaklaşmak gerekir. Peygamber Efendimiz;
“Allah’ım! Ben senden dünyam, dinim, ehlim ve malım hakkında iffet dilerim.” diye buyurmuştur. Bir başka hadisinde Hz. Peygamber iffetin karşıt anlamı olan fuhûştan insanları sakındırmış ve şöyle buyurmuştur;
“Ahlâksız davranışlar (fuhuş) ve ahlâksızlık alenî yapılmaya başlamadıkça kıyamet kopmaz” (Ahmed b. Hanbel, VI, 162).
İffetli ve namuslu bir kişi kendine ait olmayan şeylere göz dikmez. Meşrû ve helâl olanla yetinip hakkına razı olur. Kendinin ve başkalarının ırz ve namusuna saygı gösterir. Söz ve fiilleriyle düşünce ve inançlarının arkasında durur. Değerlerine sahip çıkıp onlara uygun yaşar. Özetle iffetli, namuslu kişi başını yastığa koyduğunda vicdanına veremeyeceği hesabı olmayan kişidir.
Namuslu olmak ve iffeti korumaktan söz ettiğimizde aynı zamanda izzetli, şerefli, lekesiz, doğru ve dürüst bir şekilde yaşamaktan, bu şekilde bilinip tanınmaktan bahsediyoruz demektir. Ayrıca vakar, ırz, edep, ar, doğruluk, itibar, güvenilirlik, haysiyet gibi yüksek erdem ifade eden ahlâkî özellikler de aklımıza geliverir.
İffetini kaybetmiş bir insandan güvensizlik, ikiyüzlülük, riyâ, samimiyetsizlik, ihanet, yalan ve aldatma beklenebilir.
İffetli olmanın ve namuslu kalmanın en önemli şartı haya sahibi olmaktır. Hayâ, “utanma duygusuzdur. Bu duygu, sahibini kötülüklerden, günah olan söz, fiil ve davranışlardan alıkoyan Allah’ın sevgili elçisi Hz. Muhammed (sav) bu konudaki ölçüyü çok sade bir şekilde ifade buyurmuştur: “ Utanmazsan dilediğini yap” (Ebu Dâvûd, Edeb, 6).
Hayânın yitirilmesi, iffetin yitirilmesine; iffetin yitirilmesi ise kötü söz, fiil ve davranışların çoğalıp yayılmasına, bunların toplumda yaygınlaşmasına, ahlâkın bozulmasına sebep olur. Hayanın imanın bir parçası olduğunu ve hayânın ancak hayır getireceğini ifade buyuran sevgili Peygamberimiz,(sav) Allah’ın hayâ sahiplerini sevdiğini bildirmektedir.
İffet İle İlgili ayetler
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
İçinizden özgür mü’min kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın. Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin. Evlendikten sonra, fuhuş yapacak olurlarsa, özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın.) Bu, sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nisa Suresi, 25)
Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü’minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır. (Maide Suresi, 5)
Ve onlar ırzlarını koruyanlardır; (Mü’minun Suresi, 5)
Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar. (Mearic Suresi, 30)