İslâm hukukunda sahibi tarafından kaybedilmiş ve başkası tarafından bulunmuş olan mala “lukata” buluntu mal denir.
Lukta diye ifade edilen buluntu mal, şu özellikleri taşır.
a) Düşürerek yada farkında olunmayarak bırakılmış olması.
Rüzgarın, kişinin evine vs. bıraktığı… Kim olduğu bilinmeyen kaçan birinin bilinçli şekilde kişinin kucağına attığı… Vârisi olunan kişinin ölüp de ardından sahibi bilinmeyen emânet mallar olarak bıraktığı…Denizin batık mallardan sahile attığı vb… mallar lukta değil de zâyi maldır. Bu mallar -varsa- beytul-mâle verilir, yoksa hayır işlere harcanır.
b) Cadde, sokak ve mescid gibi şahsî mülk olmayan yerlerde bulunması.
Kişi mülkü sayılan yerlerde bulunan mal, sahibi olduğunu iddiâ eden kişiye aittir.
c) Dârul-Îslâmda yada içinde müslümanların da bulunduğu Dârul-harpte bulunmuş olması.
İçinde müslümanların bulunmadığı Dârul-harpte bulunmuş olan mal, ganimet sayılır. Bunun beşte biri, humus ehli olan kişilere, kalanı ise onu bulan kişiye verilir.
Buluntu Mala Ne Yapılır
Buluntu mal, kayda değer değil ise; onu bulan kişinin, sahibinin artık ondan vazgeçtiği kanâati oluşacak bir süreye kadar onu tanıtması gerekir. Bu süre sonunda, ilerde tazmin etme şartıyla ona sahip olabilir. Buluntu mal kayda değer ise; onu bulan kişinin, tam bir yıl boyunca sahiplerini bulmak için çaba gösterip bu malı önemli özellikleriyle tanıtıp durması vâciptir. Yıl dolunca, o mala sahip olmak isterse, onu bir yıl daha tanıtması gerekir.
Buluntu malın tanıtımı; bir hafta boyunca her gün sabah akşam, sonra bir yada iki hafta boyunca günde sadece bir kez, sonra yedi haftaya kadar, her hafta bir yada iki kere, sonra da yıl sonuna kadar, her ay bir yada iki kere şeklinde olmalıdır.
Bu süre sonunda sahiplenen malın asıl sahibi ortaya çıkarsa, ona iâde edilmesi gerekir.
Mekkede Buluntu Mala Ne Yapılır
Mekkede bulunan buluntu malı sahiplenmek, câiz değildir. O malı ebedî olarak tanıtmak gerekir.