Yemin lügatte sağ el anlamına gelir. Fıkhi ıstılahta and içmek anlamına gelir. Yemin, bir işi yapmak veya yapmamak hususunda ileri sürülen bir iddiayı kuvvetlendirmek için Allah’ın isim veya sıfatlarından birisini şahit tutmak veya kutsal sayılan bir değere yemin ifadesiyle sığınmaktır. Yemin, meşru ve gayr-i meşru olmak üzere iki çeşittir. Meşru yemin, Allah’ın yüce isimleri, sıfatları, kelamı yada Kur’an-ı Kerim ile yapılan yemindir. Örneğin;
a) Vallahi (Allah’a)
b) Billahi
c) Tallahi… şeklinde yada;
d) Bir-rahman (Rahman’a)
e) Bir-rahim (Rahim’e)
f) Kelamullah’a
g) Kur’an-ı Kerim’e
vs. şeklinde yapılan yemîn meşrûdur. Bunun dışında ki yemînler gayr-i meşrûdur.
Yemin Edenin (Halif) Şartları
a) Müslüman olmak
b) Baliğ olmak
c) Akıllı olmak
d) İrade ve istek sahibi olmak
Yapılan Yeminin Mâhiyeti ve Hükmü
Yapılan bir yemînin hükmü ve geçerliliği aşağıda izah edileceği üzere farklıdır.
a) Meşru ve mün’akid yemin
Meşrû ve mün’akid yemin, kişinin geleceğe yönelik olarak, herhangi bir hususu yapacağına yada yapmayacağına dair yukardaki meşru sözlerle yaptığı yemindir.
Geçmişe yönelik yapılan yemin de meşrû yemindir. O husustaki yemin gerçek ise, herhangi bir keffâret gerektirmez. Yalan ise, hem günah işlenmiş olur hem de buna keffaret ödemek gerekir.
Geleceğe yönelik yapılan yeminde; söz konusu olan husus meşru ise, yerine getirilmesi gerekir. Yerine getirilmediği takdirde keffaret ödemek gerekir. Ayrıca yapılmasına yada yapılmamasına dair yemin edilen şey haram bir şey ise, o yemini bozup keffaret ödemek gerekir.
b) Ğamus yemin
Yanıltıcı ve aldatıcı anlamına gelen ğamus, kişinin yalan yere yaptığı meşru olmayan yemine verilen isimdir. Büyük günahlardan olan bu tür yemini edenin keffâret ödemesi gerekir.
c) Lağv yemin
Meşru bir yemin niyyeti taşımadan genelde dil alışkanlığı ile sarf edilen yeminler lağv, yani geçersiz yeminlerdir.
Lağv yeminler için keffaret gerekmez.
Yeminin Fıkhi Hükmü
Dini açıdan yemin etmek, aşağıda izah edileceği üzere bazen farz, bazen sünnet, bazen mübah bazen haram ve bazen de mekruh olmak üzere bir kaç nevidir.
a) Farz yemin
Şer’î bir hakkı isbat etmek yada bir zulmü defetmek gibi zorunluluklar için yapılan yemindir.
b) Sünnet yemin
Gerektiği yerde insanlara yapılacak nasihat ve irşâdin daha tesirli olacağı kanâati oluştuğu yada benzer hayırlı durumlarda yapılan yemindir.
c) Mübah yemin
Mübâh ve muayyen bir şeyi yapmak yada yapmamak gibi durumlarla ilgili olarak yapılan yemindir. Mübâh yeminin gereğinin yerine getirilmesinin efdal olup olmadığı hususunda farklı iki görüş bulunmaktadır. Ancak bu yeminin bozulması halinde keffâret gerekir.
d) Haram yemin
Herhangi bir farzın terk edilmesi yada bir harâmm işlenmesi ile ilgili yapılan yemindir. Bu tür yemini yapmak haramdır. Bunu yapan kişinin, yeminini bozup söz konusu haramı işlememesi gerekir. Ancak yemin keffâreti ödemesi şarttır.
e) Mekruh yemin
Herhangi bir mekrûhu yapmak yada mendûb bir şeyi yapmamak husûsunda yapılan yemindir. Bu tür yemini yapanm, yeminini bozması sünnettir. Ancak keffâret ödemesi şarttır.
Ayrıca Allah’ın yüce isimleri, sıfatlan yada Kur’ân-ı Kerîm dışmda, mü’minlerce kutsal sayılan isimlerle yemîn etmek mekrûhtur. Örneğin peygamber, melek adları, Kâ’be vs. ile yapılan yeminler. Ayrıca anne baba adma, hayata, emânete, yada evliyâ bile olsa herhangi birinin başma yemîn etmek de mekrûhtur. Ancak kişi bunlara yemîn ederken, onlan kutsama niyyeti de taşırsa küfür olur.
Alım satımlarda, gerçeği yansıtsa bile, Allah’ın adına yemîn etmek mekrûh olup ticâretin hayır ve bereketini yitirir.