Tavaf, lügatta bir şeyin etrafında dönmek, dolaşmak anlamına gelmektedir. Din deyiminde tavaf, Kabe’nin etrafında yedi defa dönmekten ibarettir. Şöyle ki:
Kabe’nin güney tarafındaki bir köşesine Rükn-ü Hacer ve diğer köşesinde Rükn-ü Yemanî denir. Rükn-ü Hacer’de Hacer-i Esved denilen mübarek bir taş vardır ki, tavafa buradan başlanır. Beyt-i Muazzama sola alınarak Kabe’nin kapısına doğru gidilmek suretiyle Beyt’in çevresinde dolaşır. Böylece Hacer-i Esved’den başlayarak yapılan bir dolaşım yine orada tamamlanmış olur. Buna bir “şavt” denir. Aynı şekilde yedi defa yapılan şavt ile tavaf biter.
TAVAFIN VACİPLERİ
Farz olsun nafile olsun, tavaf’ın aşağıda izah edilecek on vacibi vardır. Bunlar;
1- Avreti örtmek.
2- Büyük ve küçük hadesten taharet.
3- Necasetten taharet.
Şayet tavaf esnasında, kişinin abdesti bozulur yada cenabet, aybaşı veya loğusalık hali arız olursa… Yada bedeni, elbisesi veya metâf (tavaf ettiği zemin) affedilmeyen necasetle muteneccis olursa… Yada avretinin bir kısmı açılıp da anında örtmezse…Bütün bu durumlarda tavafı orada kesintiye uğrar. Yeniden taharetlenip avretini örtükten sonra, kaldığı yerden tavafa devam edebilir. Şayet açılan avret anında örtülürse, tavafa halel gelmez.
4- Amâ olanlar hariç, tavaf yapacak olan her kişinin, tavaf boyunca Ka’beyi sol yanına alacak şekilde tavaf etmesi.
Şayet kişi tavaf esnasında; kendi irâdesiyle veya izdihâm ne niyle sol yanını Ka’beden çevirirse, çevrilmenin oluştuğu anda tavafı kesilmiş sayılır. Dolayısıyla ya çevrilmenin oluştuğu noktaya geri dönüp o noktadan tavafa devam etmesi veya bu mümkün değilse, dönmekte olduğu şavt’ı (dönüş) geçersiz sayıp bunun yerine başka bir şavt yapması gerekir.
5- Tavafa Hacerul-esved hizasından başlamak.
6- Tavafı yedi şavt olarak yapmak.
7- Tavafı Mescidul-Haram dahilinde yapmak. Mescidul-Haram, Ka’be etrafında bulunan mescidtir. Bu mescide Beytullah’ta denir. Tavafın bu mescid hudutları içerisinde yapılması gerekir. Dolayısıyla bu mescid, Mekke hudutlarını aşıp Hil hudutlarına kadar genişletilirse de, içinde yapılacak tavâf geçerlidir. Hil hududunu aşan kısmında ise tavâf yapmak câiz değildir.
Aynı şekilde tavafın Ka’beden daha yüksek yerde yapılmasında da beis yoktur.
Mescidul-Haramın dışında tavâf yapmak câiz değildir.
8- Tavafı Ka’benin haricinde yapmak.
Tavafın Kabenin haricinde yapılması şarttır. Dolayısıyla Ka’benin dışında ve duvarlarının dibinde, duvarlarına bitişik olarak inşâ edilen ve kendisine “Şazervân” adı verilen yaklaşık yetmiş cm. yüksekliğinde olan çıkıntının üzerine çıkarak yada Ka’beye dokunarak tavaf yapmak geçerli olmaz.
Ayrıca; gerek rukn-i yemânî’yi, elini şazervânın üzerinden uzatarak istilâm etmek ve gerek başı hacerul-esved’e uzatarak öpmek de tavafın kesilmesine sebep olur. Bu iki eylemi yaparken, ayakları yerde sabitleştirmeye ve tavafı kaldığı noktadan devam etmeye dikkat etmek gerekir.
Ebu Hanîfe’ye (ra) göre, şazervan üzerinden yapılan tavâf sahihtir. Tavâf esnasında bilmeyerek Ka’beye dokunanlar bu görüşü taklîd edebilir.
Ayrıca Şafii mezhebinden de, bir görüşe göre tavâf esnasında Ka’beye dokunmak tavâfa halel getirmez.
9- Tavafı ibadet dışı bir amaç için yapmamak.
Tavafı ibadet dışı bir amaç için yapmamak gerekir. Binaenaleyh tavafı sırf birini bulmak için yapmak veya sırf yakında bulunan bir kadının vücuduna temastan dolayı abdest bozulmasın diye adımları sıklaştırmak.. .vs. gibi amaçlarla tavaf içinde yapılan yürüyüşler tavaf’tan sayılmaz.
Ancak tavafı kasd etmenin yanısıra, adı geçen amaçları da göz önünde bulundurmakta beis yoktur. Ayrıca birinin onu itmesiyle gayr-i ihtiyari olarak birkaç adım yürüyenin de tavafına halel gelmez.
10- Nafile ve nezr tavâflara başlarken niyyet getirmek.
Küdûm tavâfı ile farz olan gerek ifâdâ tavâfı ve gerek umre tavâfı için niyyet getirmek şart değildir.
İbn-i Hacer’e göre, vedâ tavâfında da niyyet getirmek şart değildir