İslam’ın temel ibadetlerinden biri olan oruç, hicretin ikinci yılının şaban ayında farz kılındı. Ramazan orucu, mu’temed görüşe göre, sadece bu ümmetin hususiyetlerindendir. Yani önceki ümmetler için ramazan orucu, bu nitelikte farz kılınmamıştı.
Bir görüşe göre de Ramazan orucu, daha önce yahudilere ve hıristiyanlara da farz kılınmış idi. Ancak yahudiler onu terk edip yerine Aşûra gününü tutmayı âdet edinirken, hıristiyanlar ise bu orucu ilk bahara alıp tuttular.
Ramazan ayı diğer tüm aylardan, Kadir gecesi diğer tüm gecelerden, Arafe günü yılın diğer günlerinden, cuma günü de haftanın diğer günlerinden daha faziletlidir.
Ancak kendi ümmeti açısından, Allah rasûlünün (as) doğduğu gün, tüm günlerden daha faziletli iken, Allah rasûlü (as) açısından ise, İsrâ gecesi tüm gecelerden daha faziletlidir.
Ramazan ayı, şaban ayının otuz güne tamamlanmasıyla yada âdil güvenilir ve hür olan bir erkeğin şabânın yirmi dokuzuncu gününü otuzuncu güne bağlayan akşamında, güneş batımından sonra ve çıplak gözle hilâli görmesiyle başlar.
Civar memlekette görülmesi durumunda ise, iki kişinin şehâdeti gereklidir.
Hilâlin doğuşunun îzâh edilen bu umumi sübut durumunda, herkesin ramazan orucuna başlaması gerekir.
ORUCUN SIHHAT ŞARTLARI
Orucun tek bir sıhhat şartı vardır.
1- Vaktin oruç tutmaya uygun olması
Yılın çoğu günlerinde oruç tutmak câizdir. Ancak oruç tutmanın caiz olmadığı günler de vardır. Bunlar;
a) Bayram günleri
Ramazan bayramının ilk günü ile kurban bayramının ilk günü ve bu günü takib eden üç günde (eyyâmut-teşrîk) oruç tutmak haramdır.
b) Visal günleri
Visal, tutulan günün orucunu açmadan ikinci günün orucuna niyyet edip onu da tutmaktır. Bunu yapmak ise haramdır.
c) Yevmuş-şek günü
Şabân ayının yirmi dokuzuncu gününde, ramazân ayı hilâlinin görünüp görünmediğinde şek ve şüphe oluştuysa, ertesi gün oruç tutmak haramdır.
Şaban ayının ikinci yarısında oruç tutmak ise, ancak aşağıdaki şu durumlarda câizdir.
1) Savmud-dehr orucuna denk gelirse.
Savmud-dehr, iki bayram günleri ile teşrik günleri hariç, yılın tüm günlerinde oruç tutmaktır. Savmud-dehr orucu sünnettir. Ancak bu sünnet, kişiye bedensel bir zarar verecekse yada eşin hukukuna tecâvüze sebeb olacaksa, sünnet olmaktan çıkar ve vâcib bir hakka tecavüz söz konusu ise harâm, vâcib sayılmayacak bir hakka tecavüz söz konusu ise mekrûh olur.
Savmud-dehr’den daha hayırlı olan oruç, Sahîheyn”de (Buhârî-Muslim) de ifâde edildiği üzere, Hz. Dâvûd’un (as) tuttuğu oruçtur. Dâvûd (as), yıl boyunca bir gün oruç tutar diğer günde ise tutmazdı.
Yukarda izah edildiği çerçevede, kişinin şaban ayının ikinci yarısında tutacağı oruç savmud-dehr orucuna denk gelirse harâm değildir.
2) Perşembe ve pazartesi günlerinde oruç tutmayı âdet edinmiş olanların söz konusu olan bu oruçları, şabân ayının ikinci yarısına denk gelirse.
3) Tutulacak oruç nezr kazâ yada keffâret orucu ise.
4) Şabânın on beşinci gününde oruç tutulmuş ise.
Şabân ayının on beşinci gününde oruç tutulmuş ise, ardından ara vermeksizin diğer günlerde de oruca devam edilebilir. Şâyet kişi oruca devam edip de sonra bir gün bile olsa ara verirse ve yukarda îzâh edilen konumlardan birinde de değil ise, şabânın kalan günlerinde oruç tutamaz.
Yukardaki üç şıkta îzâh edilen durumlardan herhangi birinde olan kişinin şabân ayının ikinci yarısında oruç tutması câizdir. Aksi takdirde câiz değildir.