Hasta ziyareti; iman edeceği umut edilen veya akrabalık, komşuluk, dostluk vs. gibi yakınlığı bulunan kafire bile olsa sünnettir. Bu ziyareti yaparken, dost-düşman, tanıdık-yabancı ve akraba farkı gözetmemek gerekir.
Hasta ziyareti, hastayı üzecek yada ona eziyete sebeb olacaksa mekruh, hatta bazı durumlarda haramdır.
Yukardaki yakınlık vasıflarının hiçbirini taşımayan kafir hastayı ziyaret etmek ise sünnet olmamakla birlikte caizdir.
İbn-i Maceh’in rivayet ettiği hadis-i şerifte, Allah rasulü (as) hasta ziyaretinin fazileti ve sevabı ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur;
“Her kim müslüman kardeşini, hastalığı için ziyâret ederse, oturuncaya kadar cennetin koparılan meyveleri arasında yürümüş sayılır. Oturunca da rahmet onu içine batırıverir. Şayet vakit sabah ise, akşamlayıncaya kadar, vakit akşam ise, sabahlayıncaya kadar yetmiş bin melek ona salat (dua) eder.”
Hasta ziyaretinin kısa olması evladır. Ancak ziyaretçinin yakın akraba yada ziyaretinin arzulandığı dost vs. olması ve moral vermesi halinde; ziyareti gereği kadar tekrarlamak, sık yapmak veya uzatmak daha evladır.
Hasta ziyaretçisinin hastaya sabır tavsiye etmesi, hastalığın uhrevi sevab getirdiğini hoş sohbet ile anlatması, şifa için dua etmesi hususunda ona tavsiyede bulunması mendubtur.
Hastalık hafif ve iyileşmesi muhtemel ise hastaya şu duayı yedi kere okumak sünnettir;
“Yüce Arş’ın rabbi olan yüce Allah’tan sana şifa vermesini niyaz ederim.”
Şayet hastalığı ağır ve iyileşme ihtimali çok zayıf ise; onu tevbe ve istiğfar’a teşvik etmeli, hak-hukuk ile ilgili vasiyyet yapması husûsunda kendisine tavsiyede bulunulmalı ve özellikle Allah’ın affediciliği ile ilgili olarak çok ümitvar olması yönünde telkin edilmeli.
Hastanın şekvada bulunması mekruhtur. Ancak bir yakınının duâsını almak yada onun ziyâretini sağlamak veya doktorun kendisini tedâvi etmesi amacı ile şekvâda bulunmasında mahzur yoktur.