Kürtaj döllenmiş embriyo’yu aldırmaktır. Ana rahminde döllenen baba spermi ile anne yumurtası, her ne kadar ilk andan itibâren tıbbî açıdan canlılık niteliği taşıyor ise de, yüce İslâm dîninin şer’î Ölçüsüne göre olan canlılık ise, ruhun üfurüleceği dört ayın sonunda gerçekleşmektedir.
Yani yüz yirmi günden önce embriyoya dînî anlamda insan şahsiyeti kimliği vermek söz konusu değildir.
Bu açıklamalar ışığında;
a) İslâm âlimlerinin çoğu; dört ayını tamamlamadıkça, embriyoyu kürtajla aldırmanın câiz olduğunu söylemiştir. Ancak hepsinin tavsiyesi, anne ve çocuk sağlığı vs. gibi meşrû mazeretler bulunmadıkça, bu kürtajın yapılmaması yönündedir.
b) Embriyo dört ayını tamamlamış olsa bile, anne ölümüne sebeb olacak konum ve nitelikte ise, kürtajla alınması vâcibtir.
Dört ayını tamamladıktan sonra, söz konusu zarûret bulunmadıkça embriyo aldırmak câiz değildir. Câiz olmayan kürtaj neticesinde; bebek canlı doğup ölürse, buna sebeb olanın diyet ödemesi gerekir. Şâyet kürtajla sağ değil de ölü doğarsa, diyetten daha düşük bir mali cezâ ile cezâlandınlır.