Müminler berzah âlemi boyunca kabirlerinde nimet göreceklerdir. Mü’min ve sâlih kulun kabirde ilk göreceği ni’metlerden biri kabrinin genişlemesidir.
Ancak bu genişlik fiziksel değil de, berzahî bir genişlik şeklinde olacaktır.
Peygamberler berzah âleminde çürümeyecek olan bedenleriyle bulunacak, kabirlerinde namaz kılacak, kendilerine gönderilen salât ve selâmları alacak bunlara karşılık verebilecek ve cennet ni’metlerinden yararlanacaklardır.
Şehidler ise, ruhları renk renk kuşların içine konuşlanmış olacaktır. Onlar diğer mü’minlerden farklı olarak cennet ni’metlerinden yiyip içebilecektir.
Diğer mü’minler ise kabir’in berzah âleminde, önce kendilerine cennetten bir kapı açılacak onlar da o kapıdan cenneti ve içinde kendilerini bekleyen ni’metleri temâşa edecektir. Böylece kabir mü’min için cennet bahçelerinden bir bahçe haline dönüşecek, dolunay aydınlığı kadar aydınlık yayacak bir kandil ile aydınlatılacak ve reyhân gibi güzel kokularla doldurulacaktır. Ardından cennetin güzel Yâsemin kokusu, giysisi, sergisi ve türlü türlü hediyeleri ile taltif edileceklerdir. Kısacası sâlih mü’minler, berzah âlemini oluşturan kabir hayatından kıyâmete kadar, cennete alınmasalar da, bir çok cennet ni’metiyle taltif edileceklerdir.
Mü’min berzah âleminde ibâdet edecek, Kur’ân-ı Kerîm okuyacak, ilim ile iştigâl edecektir. Hatta dünya hayatında Kur’ân-ı Kerîm okumadıysa veya onu ezberlemediyse melekler tarafından kendisine öğretilip ezberletilecektir.
Ayrıca mü’min ruhlar birbirlerini ziyâret eder. Hatta berzah âlemine geçtiği ilk vakitte, bu âlemdeki yakınları yanına gelip dünyadaki yakın ve tanıdıklarının hallerini sorup öğrenirler.
Aynca berzah âleminde bulunan her mü’min, sâlih evlâtlarının işlediği güzel amel ile hayırlardan haberdâr edilip sevindirilecektir. (şerhus-sudur s.52-86)