Bir müslümanın İnanılması gereken hususlardan biri de, ruhun ve bedenin kabirde ni’met veya azâb göreceğidir. Ancak ruhun bedenle olan ilişkisi canlı bir ilişki değil de berzahî bir ilişkidir.
Kabir azâbı îmân etmeyenler için kıyâmete kadar kesintisiz devam edecektir. Günahkâr mü’minler için ise, ameline göre kimine ağır, kimine hafif iken, bazen de bu azâp ölüye hibe edilecek bir sevâbla hafifletilir veya kaldırılır.
Kâfir ve fâsıklar için kabir azâbı vardır. Allah rasûlü (as) buyurur ki;
– “Kabir ehli (kâfir ve fâsıklar) kabirlerinde azâblandırılırlar. Çevrede bulunan hayvanlar da bunu duyar”
Bazıları; yılan, ateş, zakkum, ve çürük et yedirilerek… Bazıları dayak atılarak… Bazıları ise bedenlerinden makaslarla parça kesilerek yada koparılarak vs. gibi yollarla azâblandırılırlar.
Bazıları da kısa azâbtan sonra uykuda uyur gibi kıyâmete kadar uyutulacak ve esâs azâblarını ise âhirette görecektir.
Esah görüşe göre günahkâr mü’min, berzah âlemine geçtiği vakit, ramazân ayı yada cuma günü veya gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) ise, sadece kısa bir an azâb ve kabir sıkışıklığı görür ve kıyamete kadar bir daha da kabir azabı görmez.
Cuma günü veya gecesi değil ise, defnedildiği andan cuma gecesine kadar kabir azabı ile kabir sıkışıklığı görür. Daha sonr kıyamete kadar azab görmez. Göreceği azabı varsa onu ahirette görecektir.