İctihad, Kur’ân-ı Kerîm’e, sünnet’e ve Arab diline tam vâkıf olan âlimlerin Kur’ân-ı Kerîm, sünnet, icmâ’ ve kıyâs delîllerini gözönünde bulundurarak, herhangi bir dînî mes’ele ile ilgili en makul ve en doğru olan hükmü çıkarma çabasıdır.
İctihadın kaynakları
Bilindiği üzere yüce İslâm dîni;
a) Kur’ân-ı Kerîm’de bulunan hükümlerden
b) Kur’ân-ı Kerîm’de yüce Allah tarafından;
– “O (Muhammed as.) asla keyfi konuşmaz!… Onun konuştuğu kendisine indirilmiş vahî’den başka bir şey değildir!” (Necm 3) âyetiyle ifade edilen Allah rasûlünün (as) gerek sözleri ve gerek davranışlarıyla îzâh ettiği temel ilkelerden ibârettir.
Allah rasûlü (as) Kur’ân-ı Kerîm ile emrolunan, ancak detayları bu yüce kitapta bulunmayan namaz, oruç, zekat gibi ibâdetlerin veya âlım-satım, şâhidlik, komşu hakları vs. gibi sosyal ilişkilerin şeklini, tarzını ve detaylarını bizzat kendisi sahâbelere izah etmiştir.
Örneğin, Allah (cc) Kur’ân-ı Kerîm’de namaz kılmayı mü’minlere farz kılarken;
a) Hangi namazın kaç rekat olduğu
b) Ayakta nasıl durulacağı, rükû’a nasıl eğileceği, secdeye nasıl varılacağı vs.
c) Namazda neyin okunması farz, neyin okunması sünnet olduğu
d) Ellerin nerede ve nasıl bağlanacağı, rükû’a varınca ellerin nasıl kaldırılacağı vs. gibi bir çok husûsu açıklamamış ve bunların îzâhını Allah rasûlüne (as) bırakmıştır.
Allah rasûlünün de (as) namazda kıyâm, rükû’, i’tidâl, sücûd vs. gibi temel rükünleri yaparken farklı davrandığı sâbit olmuştur. Örneğin kıyâmda;
a) Bazen ellerini hiç bağlamamış
b) Bazen ellerini bağlamış, ancak bazen göbeğinin yukarısında, bazen de aşağısmda bağlamıştır. Aynı şekilde rükû’a varırken;
a) Bazen ellerini omuzlarının hîzâsına kaldırmış
b) Bazen hiç kaldırmamıştır.
İşte bunun gibi, gerek namaz kılarken, gerek abdest alırken, gerek oruç tutarken ve gerek diğer ibâdetleri îfâ ederken, Allah rasûlü (as) farklı farklı şekillerde davranmıştır. Bunun hikmeti ise, ümmetine ibâdetlerde daha rahat davranmak imkanını sağlamak ve onları sadece tek şekle bağlı ve kayıtlı bırakmamaktır.
Bu da, gerek sahâbeleri ve gerek daha sonra gelen müctehid âlimleri, Allah rasûlünün (as) bu farklı davranışlarını tasnif etmeye ve hangi davranışın uygulanmaya daha uygun olduğu husûsunda fikir ve yorum beyân ederek ictihâd yapmaya yönlendirmiştir.
Yani dînî husûslarda ictihâd yapılmasına yol açan ve buna zemin hazırlayan bizzat Allah rasûlü (as) dür.
Müctehidler sadece, yukarda namaz örneğinde gâyet açık ifade ettiğimiz gibi, farklılıkları hadîs kaynaklarından araştırmış ve rivayet açısından en sahîh olanı tesbit edip ona ulaşmaya çaba göstermişlerdir.