Cemaatle kılınan namazlarda safların tertip ve düzenine riayet edilmesi, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in emir ve tavsiyelerinin gereğidir. Cemaat hâlinde namaz kılarken erkek, kadın ve çocukların saf düzeninin nasıl olacağı Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından öğretilmiş ve bu uygulama günümüze kadar korunarak gelmiştir. Cemaat hâlinde namaz kılınırken ilk önce erkekler, sonra çocuklar, daha sonra da en arkada kadınlar saf tutarlar. Bu konuda birçok hadis vardır. Bunlardan birkaçını misal verebiliriz:
Peygamber Efendimiz toplu namaz kılarken safların ne şekilde olacağını bizzat kendisi belirlemiş ve: “Namaz kılarken benim arkamda ilk safta erkekler, sonra onların arkasına duranlar, sonra onların arkasına duranlar.” buyurarak ilk safta erkeklerin, sonra varsa çocukların, en arkaya da kadınların saf yaparak namaz kılmalarını emretmiştir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), birkaç kişi namaz kılarken bile nasıl bir saf düzeni içerisinde kılınması gerektiğini talim buyurmuştur. Bu konuda Enes b. Mâlik, Peygamber Efendimiz”in evlerine gelip kendilerine namaz kıldırdığını, namazda bir yetimle beraber kendisinin ilk safta yer aldığını, annesi Ümmü Süleym”in de arkada namaza durduğunu bildirmiştir. Bir diğer hadiste, Allah Resûlü namaz kıldırırken arkasına erkekleri, onların arkasına çocukları, çocukların arkasına da kadınları saf yaparak namaz kıldırdığı rivayet edilmiştir.
Hanefî mezhebine göre cemaatle kılınan namazda, bir kadın veya ergenlik çağına gelen ya da yaklaşan bir kız, bir erkeğin önünde veya yanında kılacak olursa, aralarında bir örtü ve benzeri bir engel veya bir adam boyu kadar yükseklik farkı bulunmazsa arkasındaki ve yanlarındaki erkeğin namazı bozulur (İbn Âbidin, Reddü’l-muhtâr, I, 370, 385-386).
Başta Şâfiîler olmak üzere Hanefîler’in dışındaki üç mezhebe göre, kadının erkeğin hizasında veya önünde namaza durması, mekruh ise de erkeğin namazını bozmaz. Erkekten ilerde veya tam bitişiğinde namaz kılan kadın, ister mahrem olsun, ister olmasın bu konuda bir farklılık yoktur (Râfiî, el-Azîz Şerhu’l-Vecîz, IV, 340; Hattâb, Mevâhibü’l-Celîl, I, 533; Buhûtî, Keşşâfü’l-kınâ’, I, 329; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 249; Abdurrahman el-Cezîrî, Kitabu’l-Fıkhi ale’l- Mezâhibi’l-Erbea, I, 296).
İmama uyan cemaat bir kadından ibaret ise, bu kadının imamın sağında veya solunda değil de mutlaka arka safta durması gerektiği konusunda alimlerin ittifakı vardır (İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, Mısır, 1395/1975, I, 149; İbn Abdilber, el-İstizkâr, Beyrut, 2000, II, 167).