ZAVİYE
Köşe, bucak, evin bir odası.
Tarikat faaliyetlerinin yürütüldüğü küçük yapı. Zaviyelerde görev yapan şeyhlere zaviyedâr, buralarda oturan dervişlere de zaviyenişîn denirdi.
Tarikatların yayılmasına paralel olarak, tarikat ilyelerinin toplandığı ve görevlerini yerine getirdiği merkezî yapılar da yayıldı: Bu yapılar tekke, dergâh, asitane, hankâh, zaviye gibi çeşitli isimlerle anıldı. Tarikatların merkez tekkelerine genellikle asitane ya da hankâh deniyordu. Tekkelere göre daha küçük olan tarikat yapılarına zaviye adı verildi.
Zaviyeler, büyük yerleşim alanları dışında, küçük köy ve kasabalarla yollar üzerinde açılıyordu. Çevredeki dervişlerin toplanma yeri olmasının da ötesinde kimi görevleri vardı. Özellikle Türk dünyasının çeşitli yerlerinden gelen derviş ve tâcirlerin yolculuklarını rahat biçimde yapmalarını sağlamak, bu görevlerin başında geliyordu. Zaviyelere gelen derviş ve yolcular, buralarda konaklıyor, dinlendikten sonra yoluna devam ediyordu.
Anadolu’da açılan ilk zaviyelerden itibaren bu sosyal görev zaviye vakfiyelerinde açıkça belirtiliyordu. Buna göre Türk dünyasından gelen misafirlerin yeme, içme ve barınma gibi zaruri ihtiyaçları karşılıksız olarak üç gün boyunca karşılanacaktı. Ayrıca, misafirlerin kimlikleri tesbit edilerek ilgili makamlara bildirilecek, misafirler geldikleri yerler hakkında bilgi verecekler, onlar aracılığı ile de Anadolu’nun durumu Orta Asya’ya iletilecekti. Misafirlere gerektiği gibi hizmet etmeyen zaviye görevlileri, kadı’ya haber verilerek görevlerinden alınacaktı.
Yüzyıllar boyunca sosyal bir kurum olarak önemli hizmetlerde bulunan zaviyeler de, 30 Kasım 1925 tarih ve 877 sayılı kanunla tekkelerle birlikte kapatılarak tarihe karıştı.
ŞAMİL İA