ZÂHİRU’R-RİVÂYE
Zâhiru’r-rivâye; Hanefi mezhebine ait hükümlerden, ilk imamlardan sonraki nesillere aktarılan meselelerin bir çeşididir. Buna mesâilü’l-usûl de denilir (İbn Abidin, Resâil, I, 16).
Hanefi mezhebinin esaslarına ait ictihatların, imamlardan sonraki devirlere nakli genelde İmam Muhammed’in kitapları vasıtasıyla olmuştur. Çünkü İmam Muhammed’in hem eserleri fazladır, hem de bunlar zamanımıza kadar gelmiştir. Bu yüzden ona Hanefi mezhebinin nâkili denilmektedir (Hayrettin Karaman, İslâm Hukuk Tarihi, 98). İmam Muhammed’in, Ebû Hanife’nin, Ebû Yusuf’un ve kendisinin görüşlerinden derlediği kitapların bir kısmı tevatür veya şöhret yoluyla sika raviler tarafından nakledilmiştir. Bir kısmının rivâyeti ise bu derece sağlam değildir. Bunlardan birincisine Zâhiru’r-rivâye, ikincisine ise Nâdiru’r-rivaye denilir (İbn Abidin, Dürrü’l-Muhtar, I, 69).
Zahiru’r-rivâye meseleleri İmam Muhammed’in derlediği şu altı kitapta toplanmıştır:
1- el-Mebsût: İmam Muhammed’in bize kadar gelen eserlerinin en büyüğüdür. Bu eserde Ebû Hanife ve Ebû Yusuf’un fürua ait görüşlerini nakletmiş ve kendi düşüncelerini eklemiştir. Bu kitaba, el-Asl da denilir.
2- el-Câmiu’s-Sağîr: Bu kitap 1502 (veya 1532) meseleyi ihtiva etmektedir. Bunlardan 170 tanesinde ihtilaf vardır. Bu kitapta Ebû Yusuf’un Ebû Hanife’den rivayet ettiği meseleleri de toplanmıştır.
3- el-Câmiu’l-Kebir: Ebû Hanife’den arada vasıta olmadan bizzat kendisinden aldığı meseleleri havidir. Meselelerle ilgili bir takım açıklama ve tahlillere yer verilmiştir.
4- es-Siyeru’s-Sağir: Devletler umumi hukukuna aittir.
5- es-Siyeru’l Kebîr: Bu eser de devletler umumi hukukuna aittir. Serahsî tarafından şerhedilmiştir. Bu şerh dört cilt halinde basılmıştır.
6- ez-Ziyâdât. ve Ziyâdetü’z Ziyâdâa: el-Câmiu’l-Kebir’de eksik bırakılan meselelerin mütemmimidir (Karaman, a.g.e., 98; Abdülvehhab İbrahim Ebû Süleyman-Muhammed İbrahim Ahmet Ali, Dirâsât fi’l-Fıkhı’l-İslâmî, 68).
Kütübü sitte de denilen bu altı eseri el-Hâkimu’ş-Şehid Muhammed b. Muhammed el-Mervezî bir araya toplamış ve eserine e-Kâfi adını vermiştir. Şemsu’l-Eimme es-Serahsî de bu eseri Mebsût adıyla şerhetmiştir. (İbn Abidin, er-Resâil, 20). Serahsî’nin bu eseri otuz cilt halinde basılmıştır.
Zâhiru’r-rivâyede bulunan meseleler Hanefîlerin en sağlam kaynağıdır. Dolayısıyla bu kaynaktaki bir meselenin hükmü diğer kaynaktakilerle çelişirse Zahiru’r-rivâyedeki hüküm öbürlerine tercih edilir. Bir müftü, hükmü sorulan bir meselenin cevabını zahiru’r-rivâye eserlerinde, imamların ittifak ettikleri bir halde bulursa onunla fetva verir, başka bir görüşe meyletmesi caiz değildir (A. İbrahim-M. İbrahim, a.g.e., 71).
Hüseyin KAYAPINAR