ÜMMÜ’L-KİTAB
Ana kitap ya da kitapların anası. Ümmü’l-kitap deyimi Kur’an’da; “Âllah dilediğini siler, (dilediğini) bırakır. (Bütün) kitap(ların) anası O’nun yanındadır.” (Ra’d, 13/39) ve “Biz düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur’an yaptık. O, katımızda bulunan ümmü’l-kitaptadır (ana kitap)…” (Zuhruf; 43/4) âyetlerinde geçer.
Ümmü’l-kitap deyimi, en çok kabul gören görüşe göre, olmuş ve olacak her şeyin yazılı olduğu manevi levha anlamında levh-i mahfuzu dile getirir. Bu anlamıyla ümmü’l-kitap kitabun hafız (koruyan kitap), kitabun mübin (apaçık kitap), kitabun meknun (saklanmış kitap), imanın mübin (apaçık iman) adlarıyla aynı şeyi gösterir.
Müfessirlere göre ümmü’l-kitap hakimdir, muhkemdir. Onda her şey yazılmış durumdadır. Her şeyin aslı, kökü, tohumu ondadır, varlık alanına oradan çıkar. Peygamberlere gönderilen tüm kitapların kaynağı dâ Ümmü’l-kitaptır.
Ümmü’l-kitabın levh-i mahfuz olduğu şeklindeki yaygın kabule karşın, farklı görüşler öne sürenler de olmuştur. Bunların başlıcaları şöyle sıralanabilir: İbn Cerir et-Taberî; “Ümmü’l-kitap helal ve haramdır”, Katade; “Kitabın tümü ve aslıdır”, Dahhak; “Alemlerin Rabbi yanında olan bir kitaptır”, Ka’b; “Yüce Allah’ın kendisinin neyi yarattığını ve amel edenlerin neyi yaptığını bilmesidir”, İbn Abbas; “zikirdir” demişlerdir.
Ayrıca Fatiha sûresinin bir diğer adı da Ümmü’l-Kitab’dır. İmam Buharî Tefsir kitabının başında; “Fatiha sûresine Ümmü’l-Kitab adı verilmiştir. Çünkü Mushafların yazılışına onunla başlanır ve namazda Kur’an okumaya Fatiha ile başlanır” demiştir. Fatiha’nın bu adı olmasının sebeblerinden biri de, Kur’an’ın bütün muhtevasının bu sûredeki manaya raci olduğu görüşüdür (İbn Kesir, Tefsîru’l Kur’âni’l-Azîm, II, 16). (Ayrıca bkz. Levh-i Mahfuz maddesi.)
Ahmet ÖZALP