ÜMMÜ SELEME (r.a)
Rasûlüllah (s.a.s)’ın hanımlarından biri.
Asıl adının Remle olduğunu söyleyenler varsa da, doğrusu Hind’dir. Oğlu Seleme’den dolayı, Ümmü Seleme diye tanınmıştır. Babası, Ebû Ümeyye Süheyl b. Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzum’dur. Cömertliğinden dolayı kendisine Zâdü’r-rekb (yolcu azığı) denirdi.
Annesi, Âtike bint Âmir b. Rabîa’dır (İbn Sa’d, et-Tabırkatü’l Kübrâ, Beyrut, 1975, VIII, 86; el–Askalâni, el-İsâbe fı Temyizi’s-Sahabe, VIII, 203; İbn Abdi’l-Berr, el-İstiâb fi Ma’rifeti’l-Ashâb, IV, 1939, Kâhire 1970, VII, 340; İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, Mısır, 1955, I, 322-326).
Ebû Seleme Abdullah b. Abdi’l Esed ile evliydi. Her ikisi, birlikte Habeşistan’a hicret ettiler. Orada, Zeyneb adında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Daha sonra Seleme, Ömer ve Dürre adında çocukları doğdu (İbn Sa’d, a.g.e., VIII, 87; el-Askalânî, a.g.e., VIII, 203; İbn Abdi’l-Berr, a.g.e., IV, 1939; İbnü’l-Esîr, a.g.e., VII. 341; İbn Hişam, a.g.e., I, 326).
Habeşistan hicretiyle ilgili olarak şöyle dediği rivayet edilmiştir.
“Habeşistan’a vardığımızda komşuların en hayırlısı Necâşi’ye komşu olduk. Dinimizden yana güven içindeydik, eziyet edilmeksizin ve hoşlanmadığımız şeyler işitmeksizin, Âllah Teâlâ’ya ibadet ediyorduk. Bu durum Kureyş’e ulaşınca, bizleri geri getirmeleri için, iki yiğit adamlarını, çeşitli hediyelerle birlikte Necaşi’ye göndermeye karar verdiler. Bu hediyelerin en kıymetlisi, Mekke’nin meşhur derileri idi. Hediyeleri Abdullah b. Rabîa ve Amr Itinü’l-Âs’la gönderdiler. Bu arada kendilerine, nasıl davranmaları gerektiğini de iyice tembihlediler. Abdullah b. Rabîa ile Amr İbnü’l-Âs Habeşistan’a geldiklerinde, ilk önce patrikleri ziyaret ederek onlara hediyelerini takdim ettiler ve bizi iade etmesi için Necaşi’ye tavsiyede bulunmalarını istediler. Patrikler onların bu isteğini kabul etti. Ancak Abdullah ile Amr, Necaşi’yi bu konuda ikna edemediler. O bizi kendilerine teslim etmediği gibi, ülkesinde güven içinde yaşayıp dilediğimiz gibi ibadet etmemize izin verdi” (İbn Hişam, a.g.e., I, 334 vd).
Habeşistan’a hicret ederek, Necaşi’ye sığınmış olan Müslümanlar, Mekkeli müşriklerin Müslüman olduklarını haber alınca geri döndüler. Ümmü Seleme ve kocası Ebu Seleme’de geri dönenler arasındaydı. Ancak Mekke’ye vardıklarında durumun, eskisinden pek farklı olmadığını gördüler (İbn Hişam, a.g.e., I, 336).
Medine’ye hicret başladığı zaman ilk yola çıkanlar Ümme Seleme ve kocası Ebû Seleme’dir. Onların hicret olayı, Ümmü Seleme’nin ifadesiyle· şöyle cereyan etmiştir:
Ebû Seleme, Medine’ye gitmek üzere hazırlıklarını tamamladı ve hanımı için bir deve hazırlayarak Ümmü Seleme’yi üzerine bindirdi. Oğlu Seleme’yi de annesinin kucağına verdi. Ancak Mekke’den çıkarlarken Ümme Seleme’nin akrabalarından, Muğîre b. Abdillahoğulları’ndan bazı adamlar onları gördüler ve Ümmü Seleme’nin kocasıyla gitmesine engel oldular. Bunun üzerine, Ebû Seleme’nin akrabaları da oğlu Seleme’yi zorla annesinden alıp götürdüler. Muğîreoğulları, buna karşılık Ümmü Seleme’yi götürüp kendi evlerinde hapsettiler. Böylece, onu hem kocasından hem de oğlundan ayırmış oldular. Ümmü Seleme, her sabah çıkıp Abtah denilen yerde oturur, akşama kadar gözyaşı dökerdi. Bu hal yaklaşık bir yıl sürdü. Nihayet her iki tarafın akrabaları Ümmü Seleme’ye acıyarak oğlunu kendisine teslim ettiler ve kocasının yanına gitmesine izin verdiler. Ümmü Seleme, oğlunu yanına alarak bir deveye bindi ve tek başına yola çıktı. Yolda Abdu’ddaroğullarının kardeşi Osman b. Talha b. Ebî Talha’ya rastladı. Osman, kendisini Kuba köyüne kadar getirdi geriye döndü (İbn Hişam, a.g.e., I, 469; İbn’ül-Esîr, a.g.e., VII, 241; İbn Abdi’l-Berr, a.g.e., IV, 1939).
Ümmü Seleme’nin kocası Ebû Seleme, Uhud Savaşında aldığı bir yara sonucu vefat etti. Ümmü Seleme’ye iddet müddetini bitirdikten sonra Rasûlüllah (s.a.s) evlenme teklifinde bulundu.
Rivayete göre; Ebû Seleme vefat edip şer’î bekleme süresi dolunca Hz. Ebû Bekir kendisine evlenme teklifinde bulunmuş, fakat Ümmü Seleme bu teklifi reddetmişti. Ardından, Hz. Ömer aynı teklifte bulunmuş, onu da kabul etmemişti. Daha sonra Rasûlüllah (s.a.s) kendisine evlenme teklifinde bulundu. Ümmü Seleme bu teklifi reddetmemekle birlikte çekingen davrandı. Rasûlülleh bu tereddüdünün sebebini sorunca Ümme Seleme; yaşlı, çocuk sahibi ve kıskanç oluşunu sebep gösterdi. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.s) “Kıskanç olduğunu söylüyorsun, bunu gidermesi için Allah’a dua edeceğiz. Yaşlı olmana gelince; bu mesele değildir, ben senden bir yaş daha büyüğüm. Çocuklar da Allah’a ve O’nun Rasûlüne aittir” şeklinde karşılık verdi (İbn Sa’d, a.g.e., VIII, 89 vd.; İbnü’l-Esîr, a.g.e., VII, 342; el-Askalânî, a.g.e., VIII, 203).
Ümmü Seleme’den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (s.a.s), başına bir musibet geldiği zaman: “Âllah’ım! Başıma gelen bu musibetin sevabını ver bana onun ardında daha hayırlı bir bedel ihsan et ” diye dua etmesini öğütlemiştir. Kocası Ebû Seleme vefat edince; bu şekilde dua eder ve kendine; “Rasûlüllah’ın arkadaşı Ebû Seleme gibisi nereden bulunur?” diye düşünürdü. Bu sırada Rasûlüllah kendisine evlenme teklifinde bulunmuştur (İbn Sa’d, a.g.e., VIII, 87).
Rasûlüllah, Ümmü Seleme ile evlendiği zaman mehir ve çeyiz olarak iki adet el- değirmeni, iki adet su testisi, içi hurma lifi ile doldurulmuş, yüzü deriden bir adet yastık, içi hurma lifi ile doldurulmuş bir döşek ve bir çanak vermiştir (İbn Sa’d, a.g.e., VIII, 90; İbn Hişam, a.g.e.,I, 645).
Ümmü Seleme, Rasûlüllah (s.a.s)’in en son vefat eden hanımıdır, Hicretin 59. veya 61. yılında vefat etmiştir. Vefat ettiği zaman 84 yaşındaydı. Cenaze namazını, Ebû Hüreyre (r.a) Bakî Mezarlığında kıldırmış ve orada defnedilmiştir. Ömer ve Seleme adındaki oğulları ile Abdullah b. Abdillah b. Ümeyye ve Abdullah b. Vehb b. Zem’a tarafından kabre indirilmiştir (İbn Sa’d, a.g.e., VIII, 96; el-Askalânî, a.g.e., VIII, 204).
Halid ERBOĞA