ŞEVVÂL
Kamerî ayların onuncusu.
Ayın hareketleri esas alındığı için bu aylara “Kamerî aylar” denir. Kamer ayların ilki muharrem, sonuncusu da zilhiccedir. Araplar arasında bu ayın eski adı vagıl idi. Şevval, ramazan ile zilkade ayları arasında yer alır. Şevval ismi, Arapça “şevele” kelimesinden gelir.
Bu aya şevval denilmesinin sebepleri arasında, dişi develerin bu ayda kızgınlıklarının artması veya gebeliğe alâmet olmak üzere kuyruklarını yukarıya kaldırmaları gösterilmektedir. Ancak şevval ayını, diğer Arabî aylardan ayıran en önemli hususiyet, ramazan bayramının bu ayın ilk üç gününde oluşudur. İslâm’da ilk ramazan bayramı, hicretin ikinci yılında şevval ayında gerçekleşmiştir (M. Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, 111, 346).
Şevvâl orucu: Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde “altı gün orucu” adıyla bilinen orucu tutmak sünnettir. Şevvâl ayının ilk gününde -ki ramazan bayramının ilk günüdür- oruç tutulması haramdır. Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir. Oruç ayı ramazanın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslüman’a bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır. Bu altı günlük orucun bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir. Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği limlerce şöyle ifade edilir: Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır. Bu otuzaltı rakamı, hadiste ifade edilen on sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir. Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.
Mefail HIZLI