SERİYYE
Düşman üzerine gönderilen küçük askerî birlik.
Seriyye, Hz. Muhammed (s.a.s)’in bizzat katılmayıp sancağı, ashabından birine teslim ederek onun komutası altında gönderdiği birliklerin gerçekleştirdiği siyasî ve askerî harekâtlardır. Seriyyeye “ba’s” adı da verilmiştir. Seriyyeyi gazveden ayırmak gerekir. Bilindiği gibi gazve, Rasûlüllah’ın mücahidlerle birlikte bizzat katıldığı askerî harekâtlara denir. Ancak seriyyelere bazen “gazve” dendiği de olmuştur. Buna örnek olarak Mute gazvesi verilebilir. Hz. Peygamber’in bizzat yönetmediği savaş sadece budur. Bu savaşta bazı yiğit müslümanlar, Rasûlüllah (s.a.s) tarafından komutan olarak seçilmiştir. Bu da Hz. Muhammed (s.a.s)’in Sahabeyi, askerî komuta alanında eğitmek için benimsediği bir yöntemdi. İslâm ordusunun Bizans süvari birlikleriyle bu ilk karşılaşmasında ordu komutanı olarak Zeyd b. Hârise görevlendirilmişti.
Öte yandan Hz. Peygamber bir seriyye gönderince, dönüşlerinde askerlere kendi durumları, komutanın kendilerine davranışı ve aralarında mevcut olan yardımlaşmanın boyutları hakkında soru sormakta idi.
Hicretten hemen sonra peşpeşe seriyyeler ve gazveler başladı ve Medine dönemi boyunca devam etti. Bu bakımdan Rasûlüllah, İslâm davetini silâh gücüyle tehdit eden bâtıl güçlere karşı mücadele verebilmek için askerî kuvvetleri eğitme ihtiyacı hissediyordu.
Hz. Peygamber (s.a.s) seriyyelerin başına harp bilgisi, sabrı ve cesareti ile temayüz etmiş kahraman müslümanlardan komutan seçiyordu. Hz. Hamza, Ubeyde b. Hâris, Sa’d b. Ebî Vakkas, Abdullah b. Revâha, Zeyd b. Sâbit, Ebû Ubeyde b. Cerrah bunlardandır. Daha sonra da Hâlid b. Velid ve Amr b. el-Âs, Hz. Peygamber (s.a.s)’in en seçkin komutanlarının başında yer aldı.
Hz. Muhammed (s.a.s), herhangi bir seriyye için sancağı Ashabtan birine vereceği zaman, onu mescidin avlusuna diker ve yiğitlerden bir seçim yapar; harekât anı gelmeden seriyye komutanına gidecekleri yeri söylemezdi. Bazen de seriyye komutanına ağzı kapalı bir mektup verir; meselâ kuzeye veya güneye gitmelerini emreder, onlara bir yer tarif edip o yere gelmeden mektubu açmamalarını tenbih ederdi. Bütün bunlardan amaç, düşmana haber sızmasını önlemekti.
İlk seriyyelerde gözetilen gaye; Mekke-Şam ticaret yolu gibi stratejik önem taşıyan bölgeleri kontrol altında tutmak; gerektiğinde orada sağladığı hâkimiyeti ve inisiyatifi Mekkeli müşrikleri susturmak amacıyla değerlendirmek, özellikle müşriklerin gözünü korkutmak, ummadıkları yerlerde karşılarına çıkabilecekleri izlenimini uyandırmak ve neler düşündükleri hakkında haber toplamaktı. Bu gaye ile hazırlanan seriyyelerden biri Hz. Hamza seriyyesi, bir diğeri de H.2/M.624 yılında Mekke ile Tâif arasındaki Batn-ı Nahle denilen yere gönderilmiş olan seriyye idi. Bu seriyyeye Abdullah b. Cahş komutan tayin edilmişti.
Hz. Peygamber (s.a.s)’in katıldığı gazvelerin sayısı yirmi yedi iken; seriyyelerin sayısı otuz sekize ulaşır. Ancak bu rakamların daha fazla olduğunu söyleyenler de vardır (Muhammed Hamidullah, Hazreti Peygamberin Savaşları, Gev. Salih Tuş, İstanbul 1981, s. 21).
Mefail HIZLI