RÛMİ TAKVİM
Osmanlı Devletinde Hicri 1205 (1790) yılından itibaren malî işleri tanzim etmek için kullanılan takvimin adı. Osmanlılar, diğer İslam devletlerinde olduğu gibi bütün işlerini Hicri tarih esası üzerinde yürütüyorlardı. Daha sonraları bir takım, malî gerekçeler sebebiyle resmî işlemlerde Hicri tarihi bırakarak güneş esasına dayalı tarihleme sistemine geçilmiştir. Başlangıç tarihi M.S 594 tür. Mart ayı ile başlamaktadır. Hicri takvim ayın hareketlerine göre tesbit edildiği için Şemsi takvime göre 1 yılı, on bir gün önce tamamlar. Bu fark 33 senede Şemsî takvime bir yıllık bir fark yapar. Bunun için her otuz üç yılda, bir yıl düşülerek Şemsî sene ile mutabakat sağlanmaktaydı. Düşülen bu seneye “Sıvış senesi” denir. Düzeltilmemiş Julien takvimine göre ayarlanmış olduğu için Rumî Takvim ile miladi takvim arasında 13 günlük bir fark vardır. Bu fark 1582’de Gregorien takviminde yapılan 10 günlük düzeltmenin 1900 yılında 13 güne çıkmasından doğmaktadır. 1871 yılında Cevdet Paşa, başkanlığında kurulan komisyon münasebetiyle kaleme aldığı “Takvimul-Edvar” adlı eserde, bu takvimin, Şemsî aylar esasına göre Kamerî hesapla tesbit edilmesinin doğurduğu mahzurları ortaya koymaktadır. Bu takvim Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar yürürlükte kalmıştır.
Rumî takvim, 1871’de hicret esas alınarak yeniden şekillendirilmiştir. Başlangıç tarihi, Miladi 23 Eylül 622 olarak alınmıştır. Aylar Şemsî olarak hesaplandığı işin Hicrî-Kamerî tarihe göre her otuz üç yılda bir yıl geri kalmaktadır.
Şamil İA