MUSAHERE
Sıhrî hısımlık, evlenme yoluyla meydana gelen akrabalık; kadının kan hısımlarıyla koca arasında kurulan akrabalık.
“Sıhr” kelimesi sözlükte “damat” ve “enişte” anlamlarına gelmektedir. Buna göre, bir kimse kızının veya kızkardeşinin evlenmesiyle kayınpeder ve kayınbirader olarak o kişinin sıhrî hısmı olur.
Musahere; kan bağından değil, akidten doğan bir hısımlık şeklidir. Karı kocadan birinin kan hısımları diğerinin aynı derecede sıhrî hısmı olur. Mesela bir kimse ile kocasının ana babası, erkek ve kızkardeşleri arasındaki hısımlık sıhrî hısımlıktır. Buna karşılık karı koca arasında hısımlık ilişkisi yoktur. Aynı şekilde karı kocanın hısımları arasında da bir ilişki yoktur. Mesela kocanın babası ile karısının babası arasında hısımlık ilişkisi yoktur.
“Haten” (damad) kökünden gelen “muhâtene” de “musahere” ile eşanlamlıdır. “Aliyyun hatenu Rasûlillah: Ali Allah Resûlünün damadıdır.” Bu kelime kayınpeder anlamında da kullanılır. “Ebu Bekr ve Ömer hatenâ Rasûlillah: Ebu Bekir ve Ömer Rasûlüllah’ın kayınpederleridir” denilmiştir (el-Mutarrızî, el-Muğarrib, 138).
Kur’an’da “neseb” ve “sıhr” kelimeleri Furkân sûresinin 54. ayetinde, birlikte geçmektedir: “O sudan bir insan yaratıp onu neseb ve sıhriyet akrabalıklarına dönüştüren O’dur. Rabbinin her şeye gücü yeter. “
Allah insanları bir erkek ve bir dişiden yaratarak aralarına sevgi ve acıma duygusunu yerleştirmiş; evliliği neslin devamı, insanların birbirleriyle münasebeti ve akrabalık ilişkileri kurması için bir vasıta kılmıştır. Şüphesiz bu Allah’ın insanlar üzerine bir nimeti ve ihsanıdır: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadınlar üreten Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir” (en-Nisa, 4/1).
İslâm dini akraba ilişkilerine çok önem vermiş, akraba ile ilgiyi kesmeyi (kat-rahm) büyük günah saymış, sıla-ı rahmi, akraba ziyaretini farz kılmıştır. Bu konu ile ilgili ahlâkî tavsiyeler, fıkhî hükümler Kur’an ve Sünnette geniş olarak yer almaktadır.
İslâm hukukunda hısımlık üç kısma ayrılır:
1. Neseb (soy, kan) hısımlığı (karâbet-i nesebiye).
2. Sıhrî hısımlık (karâet-i sıhriye, musaheret).
3. Süt hısımlığı.
Bu üç grup akrabalıkta evlenme engeli teşkil eder (en-Nisa 4/23. Ayrıca bk. Muharremât).
Sıhriyet sebebiyle evlenilmesi yasak olanlar (hurmet-i musâhere) dört sınıftır:
1. Babanın eşi: Üvey anne, 2. Oğlun eşi: Gelin, 3. Eşin annesi: Kayınvâlide, 4. Eşin kızı: Kocanın kendisiyle zifafa girdiği eşinin kızı, yani kendisinin üvey kızı, (en-Nisa 4/23).
Bu dört grup sıhrî hısımla evlenmek ebedî olarak haramdır.
İki kızkardeşle aynı anda evlenmek de sıhrî civar hısımlığına girer ve buna göre baldız da geçici olarak haramdır. Yani bunlardan biri ile evlilik her suretle olursa olsun yani ölüm veya talakla sona erdiği takdirde diğeri ile evlenmek mümkündür.
Sıhrî hısımlıktan dolayı evlenme yasağının birçok hikmet ve faydası vardır: Bilindiği gibi İslâm hukukunda kendileriyle evlenmek haram olan yakın akraba (mahrem)’nın bir arada bulunmaları yasak değildir. Böyle bir yasaklığın bulunmaması, akrabaların birbirlerine cinsî ve şehevî duygularla değil, saygı ve şefkat duygularıyla yakın olmalarının bir sonucudur. “Mahrem” kelimesinin anlamı da esasen “hürmet edilen”dir. Akraba arasındaki bu hürmet duygusu doğuştan gelen (fıtrî) bir his, İslâmî terbiyenin geliştirdiği bir ahlâk ve ilâhî bir kanundur. Sıhrî hısımlar arasındaki evlenme yasağı hükmü kadının ve erkeğin maslahatına olan bir hükümdür. Çünkü kadının yanına kocasının babasıyla oğulları, erkeğin yanına da karısının annesi ve kızları giremeyecek olsalar kadın evinde hapsedilmiş olur. Akrabalığın gerektirdiği zarurî münâsebetler kesilerek karı kocanın aleyhine bir durum ortaya çıkmış olur (Ö.N.Bilmen, Hukuk-ı İslâmiye ve Istılâhat-ı Fıkhiyye Kamusu, II, 99).
Sıhriyetin evlenme engeli olmasıyla ilgili bazı hükümler şöyledir:
– Sıhriyet dolayısıyla haram olan kadınlar neseb yönünden haram oldukları gibi süt yönünden de haram olurlar. Meselâ bir erkek için karısının neseb yönünden annesiyle ve kızıyla evlenmek caiz olmadığı gibi, karısının süt annesiyle ve süt kızıyla evlenmek de caiz değildir (Ö.N.Bilmen, a.g.e., II, 99).
– Sıhriyet sebebiyle haramlık cima yapmakla sabit olduğu gibi, dokunmak, öpmek ve şehvetle ferce bakmakla da sabit olur.
– Bir kimse bir kadınla zina etse, o kadının anası, anasının anası… ve kızı, kızının kızı o adama haram olur. Yine zina olunan kadında zina eden erkeğin babasına, babasının babasına… oğluna, oğlunun oğluna… haram olur.
Şafiî mezhebine göre zina sıhrî hısımlıktan dolayı evlenme yasağı doğurmaz (Fetâvây-ı Hindiyye II, 278 A.Akgündüz, Türk Hukuk Tarihi, II, 72).
Halit ÜNAL