MİSKÂL
Mikdar, kadar; dirhemin, bir tam yedi bölü üçü ağırlığında altın ağırlık ölçü birimi. İslâmî bir terim olarak; zekât ve sadaka-i fıtır vermek, kurban kesmek için gerekli olan zenginliğin belirlenmesinde kullanılan bir ağırlık birimidir. Şer’î ve örfi olmak üzere ikiye ayrılır. Şer’î miskal, Hz. Peygamber (s.a.s) zamanında kullanılan miskal; örfi miskal de her ülkenin kendine ait miskali demektir.
Şer’î miskal 20; örfi miskal 24 kırattır. Bir kırat, kapçığı ve iki tarafından kılçığı temizlenmiş orta boyda beş arpa tanesinin ağırlığına eşittir. Buna göre şer’î bir miskal 20 x 5 = 100; örfî miskal 24 x 5 = 120 arpa ağırlığında olur. Bu günkü ağırlık ölçüsüyle şer’î bir miskal yaklaşık 4.009; örfi bir miskal de 4.8105 gramdır. Zekât ve sadaka-i fıtır vermek ve kurban kesmek için lâzım olan zenginliğin belirlenmesinde şer’î miskal esas alınır (İbn Âbidin, II, s. 39; Tecrid-i Sarih Tercümesi, V, s. 50, 53).
Altının para olarak kullanılmayan ziynet ve benzeri çeşitlerinin ağırlık olarak değerlendirilmesinde miskal sözcüğü kullanılırken, Hz. Peyamber ve Hulefa-ı Râşidin döneminde, tedavülde kullanılan altın paraya “dinar” gümüş paraya ise “dirhem” adı verilmiştir. Miskal veya dinar ağırlıklı (vezin) bakımından eşit altın para birimleri olduğu gibi, bunların gümüş para birimi olan dirhemle de, ağırlık bağlantıları bulunmasına özen gösterilmiştir. Hz. Ömer devrinde yapılan para ayarlamasında on dirhemin bir dinar veya bir miskale eşit kabul edilmesi ve bundan sonra da bu orana genellikle dikkat edilmesi, bu iki çeşit paranın birbirine göre ağırlığını gösterir. Şer’î dirhem yaklaşık 2,8 gram kabul edilince, on dirhem = 28 gram olur. Bunu yediye böldüğümüzde 28: 7 = 4 gram da yaklaşık dinarın ağırlığı olmuş bulunur (Ayrıntı için bk. “Dirhem” ve “Dinâr” maddeleri).
İslâm’da altın ve gümüş para sistemi ve bunların kendi cinsleriyle mübadelesinde “eşit ağırlık ve peşin” olarak yapılması prensibinin getirilmesi, tedavülde kullanılan para ile, toplumun elindeki bütün altın ve gümüş stokları arasında “satın alma gücü eşitliği” bağıntısını ortaya çıkarmıştır. Başka bir deyimle, para olarak kullanılan altın veya gümüşle, aynı ayardaki diğer altın ve gümüş çeşitleri arasında ağırlık bakımından bir satış alma gücü farkının doğmasına İslâm’daki faiz yasağı ekonomik bir engeldir. Bu prensip gereği, İslâmî para sistemi enflasyona karşı korunmuştur.
Şâmil İA