Hz. Peygamber Huneyn’e geldiğinde, o zamana kadar böylesine kalabalık bir orduya komutanlık yapmamıştı. Fakat o, sadece kalabalıkların zafer getirmeyeceğini biliyordu. Zaferi ihsan edenin de yenilgiye uğratanında Cenab-ı Hak olduğunun bilincindeydi. Bundan dolayı bu kadar kalabalık, azametli ve ihtişamlı bir ordunun başında bulunmasına rağmen, tavrında en küçük bir büyüklenme yoktu. Ancak böyle kalabalık ve güçlü orduya güvenen bazı sahabeler şöyle diyorlardı; “Artık, bu gün azlık yüzünden mağlup olmayız.” Halbuki onlar, Allah’ın yardımı ile bir çok defa az bir kuvvetle kendilerinden hem sayıca, hem de savaş malzemesi olarak kat kat daha büyük olan orduları mağlup etmişlerdi. Buna rağmen sanki zeferi getiren şeyin insan yığınları oduğunu düşünerek Allah’ın gaybi yardımlarını bir an unutmuşlardı. İşte bundan dolayı Huneyn’de Allah”u Teala Müslümanlara, kendi yardımı olmadan ne kadar kalabalık ve ne kadar güçlü olunursa olunsun zaferin elde edilemeyeceğini hatırlatmak için bir an bozgunu yaşatmıştı. Qünkü Müslümanlar Huneyn’de daha savaş gelir gelmez 20 bin kişilik düşman ordusunun saldırısına uğramış ve bir anda ne yapacağını bilmedikleri için geri kaçmaya başlamışlardı. Bu şekilde Hz. Peygamber ve az sayıdaki sahabenin (100 kadar) dışında, İslam ordusundaki herkes bozgunu yaşamıştı.