Enam Suresi; Kur’an-ı Kerîm’in altıncı suresi olup Mekke döneminde inmiştir ve 165 âyettir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir. Sûrede başlıca tevhide, adalete, peygamberliğe, ahirete dair meseleler ile küfrün ve batıl inançların reddi ve bazı temel ahlâk kuralları konu edilmektedir.
Enam suresi 122. ayet arapça yazılışı
أَوَمَن كَانَ مَيْتًا فَأَحْيَيْنَٰهُ وَجَعَلْنَا لَهُۥ نُورًا يَمْشِى بِهِۦ فِى ٱلنَّاسِ كَمَن مَّثَلُهُۥ فِى ٱلظُّلُمَٰتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِّنْهَا ۚ كَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِلْكَٰفِرِينَ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
Enam suresi 122. ayet arapça okunuşu
E ve men kâne meyten fe ahyeynâhu ve cealnâ lehu nûren yemşî bihî fîn nâsi ke men meseluhu fîz zulumâti leyse bi hâricin minhâ, kezâlike zuyyine lil kâfirîne mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Enam suresi 122. ayet meali (anlamı)
Diyanet İşleri (Yeni) Meali: Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kâfirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü gösterilmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali: Ölü iken hidayetle dirilttiğimiz, kendisine insanlar arasında yürüyecek bir nûr verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp, ondan çıkamayan kimse gibi olur mu? Fakat kâfirlere, yaptıkları, böyle süslü gösterilir.
Ömer Çelik Meali: Küfür içinde olmakla mânen ölü iken imanla dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir nûr verdiğimiz kişi, asla çıkamayacak şekilde inkâr karanlıkları içinde bocalayıp duran kimse gibi olur mu hiç? Olmaz ama, kâfirlere yaptıkları işler işte böyle süslü püslü görünür.
Enam suresi 122. ayet tefsiri
Âyetin iniş sebebi şöyledir: Bir gün Ebû Cehil namaz kılmakta olan Peygamber (s.a.s.)’in üzerine işkembe attı. O sırada elinde yayıyla avdan dönen Hamza’ya Ebû Cehil’in yaptıkları haber verildi. O zaman Hamza henüz îman etmemişti. Ebû Cehil ile karşılaştığında hiddetle elindeki yayı kafasına vurdu. Ebû Cehil kendini savunarak: “Görmüyor musun? O’nun getirdiği âyetler bizi akılsızlıkla suçluyor, tanrılarımıza hakaret ediyor!” dedi. Hamza şöyle cevap verdi: “Gerçekten de insanların en akılsızları sizsiniz. Allah’ı bırakıp putlara kulluk ediyorsunuz. Ben şehâdet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. O tektir ve ortağı yoktur. Muhammed, O’nun kulu ve Rasûlü’dür.” Bu hadise üzerine bu âyet nâzil oldu. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 227)
Burada küfür ve şirk bataklığı, cehâlet ve idrak yoksunluğu içinde mânen ölü halde iken imanla, ilim ve idrakle dirilen ve kurtuluşa eren insan ile, o bataklık içinde kalan ve oradan çıkamayan kimsenin hali tasvir edilir. Çünkü küfür, şirk ve cehâlet insan ruhunun yüce vasıf ve özelliklerini öldürür. İman ve ilim ise bunların dirilip canlanmasını sağlar. İmanla dirilen kişiye verilen nur, Kur’an’dır. Kur’an onun kafasındaki ve kalbindeki bütün karanlıkları aydınlatır. Onun rehberi Kur’an olur ve onun verdiği ışık ve bilgi ile doğru yolu bulur ve o yolda yürür. Fakat küfür ve cehâlet karanlıklarında bocalayan kimse doğru yolu bulamaz, nereye gittiğini bilemez. Karanlıklar içinde öylece kalakalır. Bu iki insanın aynı seviyede olması mümkün değildir. Azıcık anlayış ve feraseti olan bunu kavramakta güçlük çekmeyecektir. Fakat kâfirlere yaptıkları kötü işler süslü ve cazip gösterildiğinden bunu düşünmeye fırsat bulamamaktadırlar. Kendilerine ihsan edilen hidâyet ışığının yol göstericiliğine tabi olmayı reddedip, doğru yola çağrıldıkları halde eğri yollarda yürümeyi tercih edenlere yaptıklarının güzel gösterilmesi Allah’ın bir kanunudur. Bu karakterdeki kişiler zamanla karanlığı sevmeye başlar ve karanlıklar içinde körler gibi el yordamıyla yürümekten ve hayatları boyunca sürüklenip gitmekten hoşlanır hale gelirler. Kötü şeyleri sevilmeye ve yapılmaya değer bir iş olarak gördükleri gibi, gülünç ve komik şeyleri de bir hikmet parıltısı olarak değerlendirirler. (tefsir ö.çelik)
Enam suresi arapça yazılışı ve meali
Enam Suresi hakkında bilgi