Üstüne yürümek deyiminin anlamı
* Yıldırmak, korkutmak amacıyla saldıracakmış gibi yapmak; ya da saldırmak.
* Korkutmak, yıldırmak ereğiyle saldıracakmış gibi davranmak, üstüne doğru saldırırcasına gitmek.
Örnek: Öfkeyle delikanlının üstüne yürüdü.
Örnek 2: Bir gün üstüme yürüdü, sen benim kâğıtlarımı karıştırıyorsun, beni polise gammazlıyorsun diye.? (A. İlhan)
Tıpış tıpış yürümek deyiminin anlamı
* İstemese de mecbur kaldığı için gitmek.
* İster istemez bir yere gitmek.
* Kısa adımlarla, çabucak yürümek.
Örnek: İstesende istemesende tıpış tıpış yürüyecez.
Saman altından su yürütmek deyiminin anlamı
* Kimseye belli etmeden olumsuz bir takım işler yapmak, gizli işler çevirmek.
* Kendisinin yaptığını belli etmeyerek ortalığı karıştırmak, herkesi birbirine düşürmek.
* Gizlice iş görmek, kimselere farkettirmeden işler çevirmek.
Örnek: Saman altından su yürütenleri hiç sevmem.
Örnek 2: Saman altından su yürüten, ürkek, kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var. (Y. Kemal)
Örnek 3: Adamın saman altından su yürüttüğü apaçık ortadaydı.
Karda yürüyüp izini belli etmemek deyiminin anlamı
* Kimseye fark ettirmeden bir iş yapmak.
* Kimsenin sezemeyeceği biçimde gizli bir iş çevirmek, uygunsuz işler yapmak.
Örnek: Onun ne biçim bir insan olduğunu bana sorun; o, karda gezer izini belli etmez biridir.
Gemisini yürütmek deyiminin anlamı
* Bir şekilde işini yapmanm bir yolunu bulmak, kazancını sağlamak.
* Bir işi hiçbir engel tanımadan sürdürmek.
* Her ne pahasına olursa olsun işini devam ettirmek.
Fikir yürütmek deyiminin anlamı
* Düşünmek, eldeki verileri kullanarak bir sonuca varmak.
* Bir konu üzerinde kendi düşüncesini söylemek, tahminlerde bulunmak.
* Bir insanın bir konu ile ilgili olarak çözüm üretmek veya sonuca ulaşmak için düşünmesi ve o konuyla ilgili çıkarımlar yapması
Örnek: Bu konuda fikir yürütmek işime gelmiyor.
Örnek 2: Bu konuda pek çok fikir yürütmesine rağmen, hâlâ işin aslını çözebilmiş değil.
Yürüyüş düzenlemek deyiminin anlamı
Bir olayı protesto etmek veya bir konuya dikkat çekmek amacıyla toplu yürüyüş tertip etmek.
Örnek: Yürüyüş düzenlemek için gerekli izinler alınmış.
Yürüyüşe geçmek deyiminin anlamı
* Bir yerden başka bir yere gitmek için yürümeye başlamak.
* Bir yeri almak için o yöne doğru ilerlemek.
Örnek: Öğrenciler yürüyüşe geçti.
Örnek 2: Düşman askerleri Ankara’ya doğru yürüyüşe geçmişler.
Yürümeye mecali kalmamak deyiminin anlamı
Yürüyecek gücü, dermanı kalmamak.
Örnek: Yürüyecek mecalim kalmadı, bir arabaya binelim.
Örnek 2: Daha ne kadar yürüyeceğiz? Benim yürüyecek mecalim kalmadı.
Yürü! deyiminin anlamı
Devam et, git anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Yürü! Ancak gidersin aslanım.
Örnek 2: Bekleme yapma İsmet, yürü!
Yürü de ense tıraşını göreyim deyiminin anlamı
Görüştüğü kimseye gitmesini söylemek veya görüşmeyi kısa kesmek için kullanılan bir söz.
Örnek: Şimdi burada ortam bozulmasın, yürü de ense tıraşını göreyim.
Örnek 2: Sana buraya gelme demiştim, haydi yürü de ense tıraşını göreyim.
Yürüyüş yapmak deyiminin anlamı
* Spor amacıyla yürümek.
* Bir olayı protesto etmek veya bir konuya dikkati çekmek amacıyla topluca yürümek.
Örnek: Sabah yürüyüş yapmak için birlikte çıkalım.
Örnek 2: OHAL nedeniyle her türlü yürüyüş yapmak yasaklanmış.
Yürü ya kulum deyiminin anlamı
Herhangi bir alanda çabuk ilerleyenler, yükselenler için kullanılır.
Örnek: Allah yürü ya kulum deyince, bir yerden kapılar açılır.
Yürü de ense tıraşını görelim deyiminin anlamı
Görüştüğü kimseye gitmesini söylemek veya görüşmeyi kısa kesmek için kullanılan bir söz.
Örnek: Şimdi burada ortam bozulmasın, yürü de ense tıraşını görelim.
Örnek 2: Sana buraya gelme demiştim, haydi yürü de ense tıraşını görelim.