Fark etmez deyiminin anlamı
Önemi yok, etkisi olmaz, değişmez anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Benim için fark etmez, ne olursa içerim.
Örnek 2: Bir saat kalsan da, üç saat kalsan da fark etmez.
Farkına varmak deyiminin anlamı
* Daha önceden fark edilmeyen bir şeyi fark etmek, anlamak.
* Gözüne çarpmak, orada bulunduğunu anlamak, fark etmek.
* Fark etmek, sezmek, bilmek, görmek, anlamak ve bir şeyin dikkatle incelenmesi.
Örnek: O kalabalıkta senin farkına varacaklarını sanmıyorum.
Örnek 2: İki nesne arasındaki bariz farklılığı fark etti.
Farkında olmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin varlığını anlamak, sezmek.
* Birinin ne yaptığını görmek.
Örnek: Konunun önemli noktaları bunlar, herkes farkında olsun.
Örnek 2: Farkında olmadan her şeyini alıp gitmiş.
Fark olunmak deyiminin anlamı
* Seçilip ayırt edilmek.
* Anlaşılmak.
* Sezilmek.
Örnek: Renklerinde fark olduğu için karıştırmıyorum.
Örnek 2: Seslerinde fark olduğundan karıştırmıyorum.
Örnek 3: Bana karşı davranışında fark oluyor.
Fark yapmak deyiminin anlamı
Üstünlük sağlamak.
Örnek: İlk maçta fark yapmışlardı.
Farkına varılmak deyiminin anlamı
Anlaşılmak, sezilmek, fark edilmek.
Örnek: Bu oyuncunun yeteneklerinin farkına varılması gerek.
Örnek 2: Bugüne kadar bu arazilerin verimliliğinin farkına varılmamış olması ilginç.
Fark etmek deyiminin anlamı
* Anlamak, sezmek.
* Bir şey, eskisinden farklı duruma gelmek, değişmek, başkalaşmak.
* Ayırt etmek.
* Görmek, seçmek.
Örnek: Öykü kitaplarını daha çok sevdiğini fark ettim.
Örnek 2: Babasıyla aralarında bir problem olduğunu fark ettim.
Örnek 3: Gübre verdikten sonra bu çiçekler çok fark etti.
Örnek 4: Özel ders alınca, çocuk çok fark etti.
Örnek 5: Bulduğu kalemin kendisinin olmadığı fark etti.
Örnek 6: Yarışmacı, karısının ellerini fark edemedi.
Örnek 7: Çok dalgın televizyon izliyordu, benim geldiğimi zor fark etti.
Örnek 8: Sis kalkınca, binanın çok yüksek olduğunu fark ettik.
Fark atmak deyiminin anlamı
İleri gitmek, çok üstün gelmek.
Örnek: Yüksek lisans yapmış biri, her konuda fark atar sana.
Örnek 2: Takım, rakibine fark atmak için sahaya çıkıyordu.
Örnek 3: Hazırladığımız proje hepsine fark atar.
Fark gözetmek deyiminin anlamı
Ayrı tutmak.
Örnek: Fark gözetmeksizin, salondaki herkese ikramlar yapıldı.
Örnek 2: Çocuklar arasında fark gözetmek gibi bir yanlışa düşüyorlar.
Fark edilmek deyiminin anlamı
* Seçilip ayırt edilmek.
* Anlaşılmak.
* Sezilmek.
Örnek: Karıştıracağını sanmıyorum, renklerinden fark ediliyor.
Örnek 2: Onun sesi olmadığı fark ediliyor.
Örnek 3: Sana karşı davranışı fark ediliyor.
Farkında olmamak deyiminin anlamı
* Bir şeyin varlığını fark edememek, anlayamamak, sezememek.
* Birinin ne yaptığını görememek.
Örnek: Sen hiçbir zaman benim üzüntümün farkında olmadın ki abla.
Örnek 2: Kimsenin farkında olmadan her şeyini alıp gitmiş.
Farklı olmak deyiminin anlamı
Özellikleri bakımından kıyaslandığı şeylere göre farkı bulunmak, değişiklik göstermek.
Örnek: Bu ayakkabılar farklı olduğu için çok seviyorum.
Örnek 2: Her iki gazetenin de yalan haber konusunda farklı olmadığını düşünüyorum.