Kibrine yedirememek deyiminin anlamı
Kişiliği zedelenmek, onuru kırılmak. Gururuna dokunmak.
Örnek: Pazardan alışveriş yapmayı kibrine yediremez ki.
Örnek 2: Ne oldu canım, laflarımı kibrine yediremedin mi?
Örnek 3: Altı gol yemeyi, kaleci kibrine yedirememiş.
Örnek 4: Sütninenin üstüne düşmeyi kibrine yediremediği için merak etmiyormuş. (R. N. Güntekin)
Kibrine dokunmak deyiminin anlamı
Gururu zedelenmek.
Örnek: Herkesin içinde azarlaması kibrine dokundu.
Örnek 2: Ayan azası olduğu için, bekleme salonunda birkaç dakika kalmak bile kibrine dokunmuştu. (F. R. Atay)
Burnu büyümek deyiminin anlamı
Kibirlenmek, böbürlenmek, büyüklenmek.
Örnek: Adam milletvekili seçilir seçilmez bizimle konuşmaz oldu, burnu büyüdü birden.
Örnek 2: O eskiden böyle değildi, parayı görünce burnu büyümüş.
Örnek 3: Başardık diye kimsenin burnu büyümesin.
Büyüklük taslamak deyiminin anlamı
Kendini üstün görmeye çalışmak, böbürlenmek.
Havaya girmek deyiminin anlamı
* Hazır olmak.
* Kibirlenmek.
Örnek: Takım havaya girerse bu maçı rahat alır.
Örnek 2: Görüyorum ki üniversite için iyice havaya girmişsin.
Örnek 3: Şampiyonluk konusunda havaya girmek için erken.
Örnek 4: Sonuçlar açıklanmadan havaya girme bence.
Burun şişirmek deyiminin anlamı
Kibirlenmek.
Derisine sığmaz deyiminin anlamı
Çok kibirli.
Burnunun yeli harman savurmak deyiminin anlamı
* Büyüklenmek, böbürlenmek.
* Çok sinirlenmek.
Burnu yere düşse almaz deyiminin anlamı
Kendini beğenmiş, kibirli.
Burnu Kaf dağında olmak deyiminin anlamı
Çok fazla kibirli, havalı, herkese yukarıdan bakar olmak.
Örnek: İyi ki bir araba aldı, burnu Kafdağı’nda bir adam olup çıktı.
Örnek 2: Burnu Kafdağı’nda olduğundan bizim söylediklerimizi umursamıyor.