Zahmet çekmek deyiminin anlamı
* Güçlükle karşılaşmak, yorulmak, sıkıntıya katlanmak.
* Sıkıntı, güçlük, yorgunluk ve eziyetlere katlanmak.
Örnek: Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş. (Y. K. Karaosmanoğlu)
Örnek 2: Senin adam olman için az zahmet çekmedim.
Zahmete sokmak deyiminin anlamı
* Birine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek.
* Kendi işi için başka birisine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek.
Örnek: Onu kâh susadım, kâh acıktım diye türlü türlü zahmetlere sokmuştum. (Y. K. Karaosmanoğlu)
Örnek 2: Adamcağızı durup dururken zahmete sokmuşsunuz.
Zahmet olmazsa deyiminin anlamı
Lütfen, rica ederim anlamına kullanılan bir nezaket sözü.
Örnek: Zahmet olmazsa şu kapıyı açabilir misiniz?
Örnek 2: Size zahmet olmazsa bir şeker daha alabilir miyim?
Zahmet vermek deyiminin anlamı
Sıkıntı vermek, tedirgin etmek, bunaltmak.
Örnek: Ben evime gideyim, size zahmet vermek istemem.
Örnek 2: Sabah sabah size de zahmet verdik, kusurumuza bakmayın.
Zahmet olmak deyiminin anlamı
Yapılan bir işten sıkıntı, yorgunluk duymak.
Örnek: Sana zahmet olmazsa, bana yardım edebilir misin?
Örnek 2: Öğrencilere zahmet olmasın diye, ödev bile vermiyorlar.
Örnek 3: Çöpleri ben atarım, size zahmet olmasın.
Zahmet etmek deyiminin anlamı
Biri için yorgunluğa katlanmak veya masrafa girmek.
Örnek: Zahmet edip geldiniz, çok sağ olun.
Örnek 2: Sen zahmet etme, ben çırakla eve gönderirim.
Örnek 3: Niye bu kadar zahmet ettiniz canım, yiyeceğimiz iki tabak yemek.
Zahmete girmek deyiminin anlamı
Bir kişi ve ya bir şey için yorgunluk, sıkıntı ve zorluklara katlanmak.
Örnek: Hayatta başarılı olmak için zahmete girmek lazım.
Zahmete katlanmak deyiminin anlamı
Bir kişi ve ya bir şey için yorgunluk, sıkıntı ve zorluklara katlanmak.
Örnek: Ben burada kalıp da zahmete katlanmak zorunda değilim.
Zahmetine değmek deyiminin anlamı
Verilen emeği karşılamak.
Örnek: Şu evi düzeltmeye çok uğraştık, ama zahmetine değdi.
Örnek 2: O kadar uğraşıyoruz, Zahmetine değer inşallah.