Dava etmek deyiminin anlamı
Hukuksal korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurmak.
Örnek: Bu saatten sonra dava etmekten başka yol kalmadı.
Örnek 2: Duyduğumuza göre sizi de dava etmişler.
Örnek 3: Elinde delil yok, dava etse de bir şey olmaz.
Davayı nakzen görmek deyiminin anlamı
Yargıtay tarafından bozulan bir karar üzerine bozma sebeplerini de göz önünde tutarak davaya yeniden bakmak.
Örnek: Yakın zamanda davamız nakzen görülecek.
Davasını gütmek deyiminin anlamı
Sürekli olarak bir konuyu savunmak veya gündemde tutmak.
Dava görmek deyiminin anlamı
Açılan davaları incelemek ve sonuca bağlamak.
Dava açmak deyiminin anlamı
Hukuksal korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurmak.
Örnek: Bu saatten sonra dava açmaktan başka yol kalmadı.
Örnek 2: Duyduğumuza göre size de dava açmışlar.
Örnek 3: Elinde delil yok, dava açsa da bir şey olmaz.
Davayı nakzen iade etmek deyiminin anlamı
Bir yargı kararını, yargılama yöntemine ilişkin hükümler bakımından yerinde görmeyip bozarak hükmü veren mahkemeye geri göndermek.
Örnek: Yargıtaydaki dava dosyası nakzen iade edilmiş.
Davacı olmak deyiminin anlamı
Hukuksal korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurmak., dava etmek.
Davaya bakmak deyiminin anlamı
Açılan davayı incelemek, araştırmak ve sonuçlandırmak.