Tansiyonu düşürmek deyiminin anlamı
Gerilimi azaltmak.
Örnek: Bölgedeki tansiyonu düşürmek için yetkililer, art arda açıklamalarda bulunuyor.
Tansiyonu yükseltmek deyiminin anlamı
Gerilimi arttırmak.
Örnek: Tansiyonu yükseltmek istemem, ama ben de size katılmıyorum.
Tansiyon düşmek deyiminin anlamı
Gerilim ve gerginlik azalmak.
Örnek: Son aylarda bölgedeki tansiyon düşmeye başladı.
Örnek 2: Toplantı sonuna kadar tansiyon düşmedi.
Tansiyonu yükselmek deyiminin anlamı
Kan basıncı aniden yükselmek.
Örnek: Evladını perişan görünce, kadıncağızın tansiyonu yükseldi.
Örnek 2: Dün akşam birden tansiyonu yükselmiş.
Örnek 3: Tansiyonu yükselince hemen hastaneye götürdük.
Tansiyonu düşmek deyiminin anlamı
Kan basıncı normal değerlerin altına inmek.
Örnek: Tansiyonu düşünce hemen hastaneye götürdük.
Tansiyonu çıkmak deyiminin anlamı
Kan basıncı aniden yükselmek.
Örnek: Evladını perişan görünce, kadıncağızın tansiyonu çıktı.
Örnek 2: Dün akşam birden tansiyonu çıkmış.
Örnek 3: Tansiyonu çıkınca hemen hastaneye götürdük.
Tansiyon ölçmek deyiminin anlamı
Bir kimsenin özel bir aletle kan basıncını tespit etmek.
Örnek: Hastaneye gittiğimizde öncelikle tansiyonumu ölçtüler.
Örnek 2: İçeriye gel de tansiyonunu ölçelim.
Tansiyonu fırlamak deyiminin anlamı
Kan basıncı aniden yükselmek.
Örnek: Evladını perişan görünce, kadıncağızın tansiyonu fırladı.
Örnek 2: Dün akşam birden tansiyonu fırlamış.
Örnek 3: Tansiyonu fırlayınca hemen hastaneye götürdük.