Zayıf düşmek deyiminin anlamı
Bedensel olarak zayıflamak, kilo kaybına uğramak, gücünü, kuvvetini yitirmek.
Örnek: Son günlerde doğru dürüst yemek yemiyorsun, zayıf düşeceksin diye korkuyorum.
Zayıf damarını bulmak deyiminin anlamı
Kişiyi zor durumda bırakacak bir zaafını, hatasını veya kusurunu tespit etmek.
Örnek: Zayıf damarını bulursak istediğimizi yaptırırız.
Örnek 2: Senin zayıf damarını bulmaya çalışıyorlar, dikkatli ol.
Zayıf noktasını bulmak deyiminin anlamı
Kişiyi zor durumda bırakacak bir zaafını, hatasını veya kusurunu tespit etmek.
Örnek: Zayıf noktasını bulursak, istediğimizi yaptırırız.
Örnek 2: Senin zayıf noktanı bulmaya çalışıyorlar, dikkatli ol.
Zayıf damarından yakalamak deyiminin anlamı
Güçsüz, eksik ve yanlış bir tutum ve davranışı yüzünden zor durumda bırakmak.
Örnek: Bu kez zayıf damarından yakalandı, kurtulması çok zor.
Örnek 2: Seni zayıf damarından yakalamaya çalışıyorlar, dikkatli ol.
Örnek 3: Zayıf damarından yakalamış ki sesi çıkmıyor.
Zayıf yerinden yakalamak deyiminin anlamı
Güçsüz, eksik ve yanlış bir tutum ve davranışı yüzünden zor durumda bırakmak.
Örnek: Bu kez zayıf yerinden yakalandı, kurtulması çok zor.
Örnek 2: Seni zayıf yerinden yakalamaya çalışıyorlar, dikkatli ol.
Örnek 3: Zayıf yerinden yakalamış ki sesi çıkmıyor.
Zayıf noktasından yakalamak deyiminin anlamı
Güçsüz, eksik ve yanlış bir tutum ve davranışı yüzünden zor durumda bırakmak.
Örnek: Bu kez zayıf noktasından yakalandı, kurtulması çok zor.
Örnek 2: Seni zayıf noktasından yakalamaya çalışıyorlar, dikkatli ol.
Örnek 3: Zayıf noktasından yakalamış ki sesi çıkmıyor.
Zayıf yerini bulmak deyiminin anlamı
Kişiyi zor durumda bırakacak bir zaafını, hatasını veya kusurunu tespit etmek.
Örnek: Zayıf yerini bulursak, istediğimizi yaptırırız.
Örnek 2: Senin zayıf yerini bulmaya çalışıyorlar, dikkatli ol.