Terbiyesini vermek deyiminin anlamı
Yaptığı kırıcı hareketler, kullandığı kötü sözler için kendisini sertçe uyarmak, azarlamak, gerekirse dövmek.
Terbiyesini bozmak deyiminin anlamı
Toplumsal kurallara, gelenek ve göreneklere aykırı, hoş karşılanmayan davranışta bulunmak.
Örnek: Annene karşı terbiyeni bozmanı affedemem.
Örnek 2: Size karşı terbiyemi bozduysam özür dilerim.
Örnek 3: Benim çocuğum asla terbiyesini bozmaz.
Örnek 4: Dikkatli konuş, çocuğun terbiyesini bozuyorsun.
Terbiye almak deyiminin anlamı
Belirli bir eğitimle, görgüyle yetişmek.
Örnek: Sen hiç terbiye almadın mı be avladım!
Örnek 2: Terbiye aldığı her halinden belli.
Terbiyesizlik yapmak deyiminin anlamı
Toplumsal kurallara, gelenek ve göreneklere aykırı, hoş karşılanmayan davranışta bulunmak.
Örnek: Annene karşı terbiyesizlik yapmanı affedemem.
Örnek 2: Bir terbiyesizlik yaptıysam özür dilerim.
Örnek 3: Benim çocuğum asla öyle bir terbiyesizlik yapmaz.
Terbiyeli maymun gibi deyiminin anlamı
Çok saygılı, çekingen, itaatkâr.
Terbiyesizlik etmek deyiminin anlamı
Toplumsal kurallara, gelenek ve göreneklere aykırı, hoş karşılanmayan davranışta bulunmak.
Örnek: Annene karşı terbiyesizlik etmeni affedemem.
Örnek 2: Bir terbiyesizlik ettiysem özür dilerim.
Örnek 3: Benim çocuğum asla öyle bir terbiyesizlik etmez.
Terbiye etmek deyiminin anlamı
* Eğitmek.
* Tabaklamak.
* Et vb. maddeleri yumuşaması için belirli şeylerin içinde bir süre bekletmek.
* Çorba vb. yemeklere yoğunlaşması ve daha çok lezzetli duruma gelmesi için süt, yumurta vb. katmak.
Örnek: Seni biraz daha terbiye etmemiz lazım.
Örnek 2: Derileri terbiye etmeye götürdüler.
Örnek 3: Bu etleri nasıl terbiye ediyorsunuz?
Örnek 4: Çorbayı terbiye etmeyi unutma.
Terbiye görmek deyiminin anlamı
Belirli bir eğitimle, görgüyle yetişmek.
Örnek: Sen hiç terbiye görmedin mi be avladım!
Örnek 2: Terbiye gördüğü her halinden belli.