Dedikodusunu yapmak deyiminin anlamı
Birini çekiştirmek.
Örnek: Bir saattir içeride neyin dedikodusunu yapıyorsunuz?
Örnek 2: Bizde toplanıp biraz kızların dedikodusunu yapacağız.
Örnek 3: Milletin dedikodusunu yapmaktan, iş yapmaya zaman bulamıyorsunuz.
Dedikodu sermayesi olmak deyiminin anlamı
Konuşma, sohbet konusu durumuna gelmek.
Dedikodu yapmak deyiminin anlamı
Birini çekiştirmek.
Örnek: Dedikodu yapmaktan, iş yapmaya zaman bulamıyorsunuz.
Örnek 2: Bir saattir içeride ne dedikodusu yapıyorsunuz?
Örnek 3: Bizde toplanıp biraz dedikodu yapacağız.
Örnek 4: Kadınları dedikodu yaparken rahatsız etmeyin.
Dedikodu çıkarmak deyiminin anlamı
Birisi hakkında dedikodu ortaya atmak.
Ağza düşmek deyiminin anlamı
Dedikodu konusu olmak.
Örnek: Eşiyle sık sık tartışınca, mahallede ağza düşmüşlerdi.
Örnek 2: Yanlış yere ağza düşmezsin inşallah.
Örnek 3: Onların zenginliği kasabada ağza çoktan düştü.
Dedikodu etmek deyiminin anlamı
Birini çekiştirmek.
Örnek: Dedikodu etmekten, iş yapmaya zaman bulamıyorsunuz.
Örnek 2: Bir saattir içeride ne dedikodusu ediyorsunuz?
Örnek 3: Bizde toplanıp biraz dedikodu edeceğiz.
Örnek 4: Kadınları dedikodu ederken rahatsız etmeyin.
Cadı kazanı gibi kaynamak deyiminin anlamı
Dedikodu, kargaşa çok olmak.
Laf yapmak deyiminin anlam
Dedikodu yapmak.
Örnek: Milletin lafını yapmayı bırak da, kendi haline bak.
Örnek 2: Boş laf yapmak size bir şey kazandırmaz.
Ağzına sakız olmak deyiminin anlamı
Dedikodularda konu olarak adı geçmek, dedikodusu yapılmak.
Örnek: Bizi birlikte görürlerse, mahallelinin ağzına sakız oluruz.
Örnek 2: Umarım milletin ağzına sakız olmazsın.
Örnek 3: Onların zenginliği çoktan kasabalının ağzına sakız oldu.
Laf taşımak deyiminin anlamı
Aralarını açmak maksadıyla birinin bir kimse hakkında söylediği hoş olmayan sözlerini o kimseye ulaştırmak, söz getirip götürmek.
Örnek: Laf taşıyan o arkadaşından uzak duracaksın.
Örnek 2: Kaç yaşında adamsın, laf taşımaya da utanmıyorsun.
Örnek 3: Laf taşıyıp insanların arasını bozmaya çalışma.
Örnek 4: Çok yanlış yapıyorsun, laf taşımaktan vazgeç.
Söz götürmek deyiminin anlamıDoğruluğu ve gerçekliği tartışılabilir olmak.
* Dedikodu yapmak.
* Tahammül etmek, katlanmak.
Örnek: Son yapılan atamalar, çok söz götürür.
Örnek 2: Başkasından söz getiren, senden de söz götürür.
Örnek 3: Bu yaştan sonra kafam, artık söz götürmüyor.
Tefe koymak deyiminin anlamı
Bir kimseyi ya da bir olayı alay edercesine ve beğenilmeyecek yönüyle anlatmak.
Örnek: Bunlar adamı tefe koyarlar, sakın ağzından bir şey kaçırma.
Örnek 2: Kıskandığı için seni tefe koyuyor.
Örnek 3: Gazeteciler, ünlü sanatçıyı tefe koymakta gecikmediler.
Laf olmak deyiminin anlamı
Dedikodu konusu olmak.
Örnek: Onur ile bir daha görüşme, mahallede laf olur sonra.
Örnek 2: Laf olmasın diye, bir gün bile kızını uzak yere göndermedi.
Söz olmak deyiminin anlamı
Dedikodusu yapılmak ya da hoş karşılanmamak.
Örnek: Millet içinde böyle davranırsan söz olur.
Arkadan söylemek deyiminin anlamı
Bir kimsenin bulunmadığı yerde onun hakkında ileri geri konuşmak, dedikodusunu yapmak, çekiştirmek.
Örnek: Adamın arkasından söylemeye utanmıyor musun?
Söz getirmek deyiminin anlamı
Bir kimsenin eleştirilmesine neden olmak.
Örnek: Böyle yaparsan, kardeşine söz getirirsin.
Örnek 2: Ne yaparsan yap, ailemize söz getirme.
Laf çıkmak deyiminin anlamı
Dedikodu başlamak.
Örnek: Bizi burada görmesinler, laf çıkmasın.
Örnek 2: Laf çıkmasını istemiyorsan, bir daha kumar oynama.
Söz etmek deyiminin anlamı
* O şey üzerinde konuşmak.
* O şeyin dedikodusunu yapmak.
Örnek: Bana o uğursuz geceden söz etme.
Örnek 2: Lütfen bir daha sınavdan söz etme.
Örnek 3: Kendisi burada yok, ondan söz etmek doğru olmaz.
Örnek 4: Yengemden söz etmeyin artık, ayıp ediyorsunuz.
Tavuk ayağı yemek deyiminin anlamı
Gevezelik etmek, dedikodu yapmak.
Örnek: Tavuk ayağı yemek için mi gelmiş?
Lâf çıkarmak deyiminin anlamı
Aslı olmayan bir haber yaymak, lâkırdı çıkarmak.
Örnek: Arkadaşın hakkında lâf çıkarmaya utanmıyor musun?
Örnek 2: Sen rahat ol, bizden laf çıkmaz.
Örnek 3: Lâf çıkarmak için fırsat kollayanlara izin vermeyelim.
Ayyuka çıkmak deyiminin anlamı
* Pek yükselmek (ses için).
* Herkesçe duyulmak, yayılmak (dedikodu için).
Örnek: Öyle kızgındı ki sesi ayyuka çıkıyordu.
Dili durmak deyiminin anlamı
Susmak, dedikodu etmemek.
Arkasından atmak deyiminin anlamı
Dedikodusunu yapmak.
Örnek: İnsanların arkasından atmam, yüzüne konuşurum.
Örnek 2: Arkadaşınızın arkasından atmaya utanmıyor musunuz?
Dile düşmek deyiminin anlamı
Uygun olmayan davranışı nedeniyle hakkında dedikodu yapılmak.
Örnek: Allah kimseyi dile düşürmesin, kadıncağız sokağa çıkamaz oldu.
Örnek 2: O hatasından sonra dile düştüğünü de fark etmiyor.
Örnek 3: Bu şekilde dile düşmektense, ölmeyi isterim.