Kepçe gibi deyiminin anlamı
Kanat gibi öne doğru açılmış kulak.
Örnek: Kepçe gibi kulaklarıyla bizi dinlemeye çalışıyordu.
Örnek 2: Kara gözlü, kepçe gibi kulakları olan bir çocuğu vardı.
Kepçeyi bol tutmak deyiminin anlamı
Servis sırasında yiyeceği bol bol dağıtmak.
Örnek: Yemekler fazla, kepçeyi bol tutmaya çalış.
Kepçe kulak deyiminin anlamı
Kanat gibi öne doğru açılmış kulak.
Örnek: Kepçe kulaklarıyla bizi dinlemeye çalışıyordu.
Örnek 2: Kara gözlü, kepçe kulakları olan bir çocuğu vardı.
Kaşıkla verip kepçeyle geri almak deyiminin anlamı
* Biraz yardım edip daha sonra o yardımdan daha büyük bir karşılık almak.
* Küçük bir şey vererek karşılığında çok fazlasını almak.
* Yaptığı bir iyiliğin acısını çıkarırcasına davranmak.