Paçayı kaptırmak deyiminin anlamı
* Yakalanmak, ele geçmek.
* Giriştiği işten vazgeçmek istediği halde kendini kurtaramamak.
* Dilediği gibi davranamamak.
Örnek: Babaya paçayı kaptırmaktan son anda kurtulduk.
Örnek 2: Şu satış işine paçayı kaptırdık, bir türlü kurtulamıyoruz.
Örnek 3: Paçayı kaptırdık bir kere, yakamızı kurtaramıyoruz.
Dereyi görmeden paçayı sıvama deyiminin anlamı
* Gerektiğinden çok önce veya henüz ortada hiçbir şey yokken hazırlanmaya kalkışma, hedefe giden yolunu belirle, tedbirlerini ona göre al ve hazırlığını yap.
* Emek harcanan bir durumun olumlu olacağının kesinatını görmeden bir girişimde bulunmak kişileri hayal kırıklığına uğratabilir. Bu çaba ve çalışmalar bir anda yok olur ve kişilere hiçbir kazanç sağlamaz.
* Yapılması düşünülen iş henüz planlanmadan harekete geçmek anlamına gelir.
* Bu deyim, “Acele etme, hele bir bekle. îş tam olarak ortaya çıksın, ondan sonra harekete geç” mânâsında kullanılır.
Paçayı kurtarmak deyiminin anlamı
Bir ilişkiden veya önce girişip sonra pişman olduğu bir işten yakasını sıyırmak.
Örnek: Çok şükür şu belâlı işten paçayı kurtardık.
Örnek 2: Kiracısından paçayı kurtarmanın yollarını arıyordu.
Paçavra gibi deyiminin anlamı
Değersiz kimse veya şey.
Örnek: Paçavra gibi kenara atılacak biri değilim.
Örnek 2: Yeni televizyon alınca, eski televizyonu paçavra gibi köşeye attınız.
Paçasından tutup atmak deyiminin anlamı
Hakaretle kovmak.
Örnek: İleri geri konuşunca, paçasından tutup atmaktan başka çare kalmadı.
Yaka bir tarafta, paça bir tarafta deyiminin anlamı
Kılığı kıyafeti dağınık bir durumda.
Örnek: Evladım! amirinin yanına giriyorsun, yaka bir tarafta, paça bir tarafta bu ne hal?
Paçaları sıvamak deyiminin anlamı
Bir işi yapmak için hazırlanmak.
Örnek: Bir an önce paçaları sıvayıp işe başlamak istiyordu.
Örnek 2: Bahçeyi temizlemek için paçaları sıvadık.
Paçasını kaptırmak deyiminin anlamı
Giriştiği, ama sonradan vazgeçmek istediği bir işten kendini kurtaramamak.
Örnek: Bankalara paçasını kaptırmış, artık ne kadar faiz öder bilemem.
Örnek 2: Sakın abonelik filan yaptırıp da paçanı kaptırma.
Yaka paça deyiminin anlamı
Hiçbir itiraz dinlemeden, hırpalayarak, zorla, kuvvet kullanarak (götürmek).
Örnek: Polisler adamı yaka paça götürdüler.
Örnek 2: Adamı yaka paça kapı dışarı attılar.
Paçayı sıyırmak deyiminin anlamı
Bir ilişkiden veya önce girişip sonra pişman olduğu bir işten yakasını kurtarmak.
Örnek: Çok şükür şu belalı işten de paçayı sıyırdık.
Örnek 2: Kiracısından paçayı sıyırmanın yollarını arıyor.
Paçalı tavuk deyiminin anlamı
Ayaklarında tüyler bulunan tavuk.
Paçasını toplayacak hâli olmamak deyiminin anlamı
Güçsüz, beceriksiz olmak.
Örnek: Paçasını toplayacak hâli yok, bir de evlenmeyi planlıyormuş.
Örnek 2: Kardeşinin paçasını toplayacak hâli olsa, kendi sorunlarını çözer.
Paçalarından kibarlık akmak deyiminin anlamı
Aşırı derecede kibar davranmak.
Örnek: Akşamki davette senin oğlanın paçalarından kibarlık akıyordu.
Örnek 2: Okulda ablamın paçalarından kibarlık akıyor, ama evde bir başkası oluyor.
Örnek 3: Paçalarından kibarlık akan bu arkadaşın kim?
Paçası düşük deyiminin anlamı
Giyimine, kılık kıyafetine pek dikkat etmeyen, sünepe.
Örnek: Paçası düşük adamları çağırmasan olmaz.
Paçavrasını çıkarmak deyiminin anlamı
Çok hırpalamak, sağlam yerini koymamak, işe yaramaz bir duruma getirmek.
Örnek: Beş kişiydiler, adamın paçavrasını çıkardılar.
Örnek 2: İki yılda şu güzelim arabanın paçavrasını çıkardın.
Paçavraya çevirmek deyiminin anlamı
Çok hırpalamak, dağınık, bozuk ya da berbat bir duruma getirmek.
Örnek: Bir hafta kullansın diye verdik, arabayı paçavraya çevirmiş.
Paçalarından akmak deyiminin anlamı
* Gizlenmek istenen şeyin bütünüyle meydanda olduğunu anlatmak için kullanılır.
* Pislik ve kir çok olmak.
Örnek: Yalancılığın paçalarından akıyor.
Örnek 2: Git bir duş al, pislik paçalarından akıyor.
Paçası tutuşmak deyiminin anlamı
Telaşlanmak, endişelenmek.
Örnek: Misafirlerin geleceğini öğrenince, herkesin paçası tutuştu.
Örnek 2: Fabrikanın kapanacağını duyan işçilerin paçası tutuştu.
Örnek 3: Okulda arama varmış, herkesin paçası tutuştu.
Paçasını çekecek hâli olmamak deyiminin anlamı
Güçsüz, beceriksiz olmak.
Örnek: Paçasını çekecek hâli yok, bir de evlenmeyi planlıyormuş.
Örnek 2: Kardeşinin paçasını çekecek hâli olsa, kendi sorunlarını çözer.
Paça günü deyiminin anlamı
Düğünün ertesi günü.
Paçaları tutuşmak deyiminin anlamı
Telaşlanmak, endişelenmek.
Örnek: Misafir geleceğini öğrenince, evdekilerin paçaları tutuştu.
Örnek 2: Fabrikanın kapanacağını duyan işçilerin paçaları tutuştu.
Paçasını kurtarmak deyiminin anlamı
Giriştiğine pişman olduğu, vazgeçmek istediği bir işten kendini kurtarmak.
Örnek: Şu işten bir türlü paçasını kurtaramadı.
Örnek 2: Tüm borcunu ödeyip bankadan paçasını kurtarmış.