Renk vermemek deyiminin anlamı
* Bir konu ile ilgili duygularını ya da düşüncelerini belli etmemek; bildiği hâlde bilmez gibi görünmek.
* Bir şeyi bildiği halde bilmez gibi görünerek olacakları beklemek.
* Düştüğü kötü durumdan kurtulmak için hiç haberi yokmuş ya da farkında değilmiş gibi davranmak.
* Bozuntuya vermemek.
Örnek: Şaşırmış gibi yüzüme bakıyor ama renk vermiyor. (A. Ümit)
Örnek 2: Adam yaptığı hatanın farkına vardı ama hiç renk vermedi.
Renkten renge girmek deyiminin anlamı
* Korku ve utançtan dolayı yüzünün rengi değişmek.
* Utanç ya da öfke duyarak yüzünün rengi değişmek, çok utanmak ya da çok öfkelenmek.
Örnek: Genç kız, renkten renge giriyor, verecek cevap bulamıyordu. (R. N. Güntekin)
Rengi atmak deyiminin anlamı
* Korku ya da üzüntüden dolayı sararmak.
* Korku, heyecan sebebiyle benzi sararmak.
* Çok heyecanlanıp solmak, sararmak.
* Solmak.
Örnek: Kumaşın rengi bir yıkamadan sonra attı.
Örnek 2: Askerleri karşısında görünce rengi attı.
Renk senfonisi deyiminin anlamı
Birbiriyle uyuşan renkler bütünü.
Örnek: Giydiği rengarenk kıyafet, renk senfonisi gibi göze hoş geliyordu.
Renk vermek deyiminin anlamı
* Giysilerin rengi solmak.
* Neşe, canlılık veya değişiklik kazandırmak.
* Açık etmek.
Örnek: Deterjan kaliteli değilmiş, kazaklar renk verdi.
Örnek 2: Yeni gelen öğrenci, sınıfa renk kattı.
Örnek 3: Camı kimin kırdığı konusunda renk vermedi.
Renk serveti deyiminin anlamı
Renk çeşidi fazla olan.
Renk katmak deyiminin anlamı
Çeşitlilik kazandırmak, farklılık yaratmak.
Örnek: Bu çocuk gerçekten hayatımıza renk kattı.
Örnek 2: Yeni gelen öğrenci, sınıfa renk kattı.
Renk cümbüşü deyiminin anlamı
Türlü renklerin oluşturduğu hoş görüntüsü olan karışım.
Örnek: Her bahar bu bahçede renk cümbüşü olur.
Örnek 2: Sanatçının çalışmalarındaki renk cümbüşünü görmeliydin.
Renkli olmak deyiminin anlamı
* Beyaz dışında başka rengi veya renkleri bulunmak.
* İlgi çekici, neşeli, canlı, değişik olmak.
Örnek: Bu son tablom çok renkli oldu.
Örnek 2: Bizim sınıfın renkli olduğunu düşünüyorum.
Renk almak deyiminin anlamı
Yeni bir renk kazanmak.
Örnek: Saçların çok koyu renk almış.
Renk körlüğü deyiminin anlamı
Bazı renkleri birbirinden ayıramamaktan ileri gelen bir göz kusuru.
Renksiz hayat deyiminin anlamı
Göze çarpıcı bir niteliği olmayan, hep aynı hareketsiz, sönük geçen yaşam.
Renk gelmek deyiminin anlamı
Renklenmek, canlanmak.
Örnek: Yemeğini yedin, yüzüne renk geldi.
Örnek 2: Bahar gelince doğaya bir renk geldi.
Rengi olmamak deyiminin anlamı
Silik olmak.
Örnek: Bu duvarların rengi yok.
Rengini belli etmemek deyiminin anlamı
Duygularını, düşüncelerini ya da başka bir durumunu belli etmemek, bir şeyi bildiği hâlde bilmez gibi görünmek.
Örnek: Ne kadar rengini belli etmemeye çalışsa da, annesini daha çok seviyor.
Rengi solmak deyiminin anlamı
* Yüz, hastalık sebebiyle beyazlaşmak.
* Bir şeyin rengi solmak.
* Korku, heyecan sebebiyle benzi solmak, sararmak.
Örnek: Bu çocuğun rengi solmuş, bir doktora gösterin.
Örnek 2: Bir yıkamadan sonra kumaşın rengi soldu.
Örnek 3: Güneş ışığından koltukların rengi solmuş.
Örnek 4: Birden okul müdürünü karşısında görünce rengi soldu.
Rengi uçmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin rengi solmak.
* Korku, heyecan sebebiyle benzi solmak, sararmak.
Örnek: Kumaşın rengi bir yıkamadan sonra uçtu.
Örnek 2: Güneş ışığından koltukların rengi uçmuş.
Örnek 3: Birden babasını karşısında görünce rengi uçtu.
Rengi atmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin rengi solmak.
* Korku, heyecan sebebiyle benzi solmak, sararmak.
Örnek: Kumaşın rengi bir yıkamadan sonra attı.
Örnek 2: Güneş ışığından koltukların rengi atmış.
Örnek 3: Birden babasını karşısında görünce rengi attı.
Örnek 4: Deprem olunca hepimizin rengi attı.
Bukalemun gibi renkten renge girmek deyiminin anlamı
Sürekli düşünce değiştirmek.
Örnek: Bukalemun gibi renkten renge girersen, biz bu arabayı alamayacağız.
Örnek 2: Son kararını söyle, bukalemun gibi renkten renge girmeyi bırak.
Rengini belli etmek deyiminin anlamı
Yandaşlığını açıklamak, düşüncesini, eğilimini açığa vurmak.
Örnek: Sınıf başkanlığı seçiminde kızlar da rengini belli etmeye başladı.
İşin rengi değişmek deyiminin anlamı
Konu başka biçimde gelişmek, öncekinden farklı davranmaya başlamak.
Örnek: Seçim günü yaklaştıkça, işin rengi değişmeye başladı.
Örnek 2: Şirket adını duyurmaya başlayınca, işin rengi değişmeye başladı.
Örnek 3: O zaman işin rengi değişir, asık yüzünün morluğu uçup giderdi. (O. Kemal)
Rengi kaçmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin rengi solmak.
* Korku, heyecan sebebiyle benzi solmak, sararmak.
Örnek: Kumaşın rengi bir yıkamadan sonra kaçtı.
Örnek 2: Güneş ışığından koltukların rengi kaçmış.
Örnek 3: Birden babasını karşısında görünce rengi kaçtı.
Çiğ renk deyiminin anlamı
Gözü rahatsız eden, göze batan renk.
Örnek: Çiğ renkli kıyafetleri hiç sevmem.