Hatır gönül bilmemek deyiminin anlamı
* Vefa göstermeyi, dostluk ya da aile bağlarının değerini bilmeyen kimse.
* Kırıcı davranışlarda bulunmak.
* İsterse en sevdiği ve saydığı olsun, gücenmesini göze alarak doğru bildiğini yapmak.
Hatır gönül işi deyiminin anlamı
Kâr amaçlı yapılmayan, sevilen ya da saygı duyulan bir kimse için yapılan iş.
Gönül okşamak deyiminin anlamı
* Bir kimseyi bir söz veya davranışla sevindirmek, mutlu etmek.
* Güzel sözlerle ya da davranışla birini sevindirmek.
* Birini hoş bir davranış ve sözle sevindirmek.
Örnek: Gönlünü okşamak mı istiyorsun, bir gül uzat ona.
Gönül yapmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin gücenikliğini, uygun sözlerle, davranışlarla gidermek, onun gönlünü yeniden hoş etmek.
* Hoşa giden davranışlarla veya sözle birinin kırgınlığını gidermek.
* iyi davranışlarla, kimilerini kendine bağlamak, herkese iyi davranmak.
Örnek: Derviş gibidir, bu dünya gönül yapmak içindir der.
Gönülden çıkarmak deyiminin anlamı
* Bir kimseyi unutmak, eskiden ona karşı hissedilen olumlu hisleri artık hissetmemek.
* Birini, bir şeyi artık sevmez, anmaz olmak, anımsamak istememek.
Örnek: Onu gönlünden çıkarmışsın anlaşılan.
Gönüllü gönülsüz deyiminin anlamı
* İster istemez, pek de istekli olmayarak.
* Yarı istekli yarı isteksiz olarak.
Geniş gönüllü deyiminin anlamı
* Dar fikirli olmayan, farklı durum ve olayları kolayca kabul edip iyi şekilde karşılayabilen.
* Heyecan ve telâş göstermeyen, merak etmeyen, olayları hoş karşılayan.
Örnek: Geniş gönüllü olmak benim için o kadar kolay değil.
Alçak gönüllü olmak deyiminin anlamı
* Mütevazı, kibirli olmayan.
* Gurur ve kibre kapılmayıp kendini olduğundan daha aşağı düzeyde sayma, başkalarından yüksek görmeme durumu.
* Mütevazi olmak,alçak gönüllü olmak,komplekslerden arınmış,insani duygu ve hürmeti olan, kendini büyük görmeyen, bulunduğu konum itibari ile büyüklenmemek anlamlarına gelmektedir.
Örnek: İnsanı insan yapan vasıflardan biri de alçak gönüllü olmaktır.
Ayran gönüllü deyiminin anlamı
* Bir şeye hemen heveslenip, hevesi çabucak geçen kimse.
* Çok çabucak aşık olanlar için kullanılmaktadır.Birine aşık olur ve çok kısa zaman sonra başka birine aşık olur.Böyle insanları tarif etmek için ayran gönüllü denmektedir.
Örnek: … Aslında yaptığım tüm işler, hiçbirinde başarılı olmadığımı düşündürdü bana hep. Ne kadar maymun iştahlı, ayran gönüllü olduğumu…
Gönül yarası deyiminin anlamı
Bir kimsede derin üzüntü yaratan acı.
Örnek: Gönül yarası da geçmek bilmez.
Gönül açmak deyiminin anlamı
İnsanın iç sıkıntısını gidermek, iç açmak.
Örnek: Bu parfümün gönül açan bir kokusu var.
Örnek 2: Bu sözleri, gönlümü açmak için söylediğini biliyorum.
Gönül avlamak deyiminin anlamı
Huyunu suyunu yakından bilerek olumlu davranışta bulunmak, tavlamak.
Örnek: Gönül avlamak konusunda gayet başarılıydı.
Gönül birliği etmek deyiminin anlamı
Duygusal anlamda tam bir uyum içinde olmak.
Örnek: Gönül birliği etmeden, mutlu bir yuva kuramazsınız.
Örnek 2: Gönül birliği etmek, dil birliği etmekten üstündür.
Örnek 3: Gönül birliği ederek, her türlü sorunun üstesinden geleceğiz.
Gönül çekmek deyiminin anlamı
Sevdalı olmak.
Örnek: Uzun zamandır, muhtarın kızına karşı gönül çektiğini biliyoruz.
Gönül rızası ile deyiminin anlamı
İsteyerek.
Örnek: Bu görevi, gönül rızası ile yaptığını düşünmüyorum.
Örnek 2: Gönül rızası ile kabul ettiler, karşı çıkan olmadı.
Örnek 3: Gönül rızası olmadan, bir kızı evlendirmek zorbalıktır.
Örnek 4: Tüm malını, gönül rızası ile satmış.
Gönül almak deyiminin anlamı
* Sevindirmek, hoşnut etmek, gönül almak.
* Darılan, gücenen bir kimseyi güzel söz ve davranışlarla yeniden memnun etmek.
Örnek: Daha fazla uzatmadan o çocukların gönlünü almalısın.
Örnek 2: Bu sözler ile gönlümü almış mı oldun?”
Gönül eri deyiminin anlamı
Açık yürekli, güvenilir, hoşgörüsü geniş, ehli dil (kimse).
Örnek: O ihtiyar adam tam bir gönül eriydi.
Gönül bağlamak deyiminin anlamı
Severek bağlanmak, içten sevmek.
Örnek: Her önüme gelene, gönül bağlayacak bir insan değilim.
Örnek 2: Ben sana gönül bağlamışım, adını yüreğime yazmışım.
Gönül gezdirmek deyiminin anlamı
Seçmek için aklından çok şeyler geçirmek.
Örnek: Bir süre gönül gezdirdikten sonra, seçimini yaptı.
Gönülden çıkmak deyiminin anlamı
Sevmez ya da anmaz olmak.
Örnek: Bir aydır sözünü etmez oldu, artık gönlünden çıkarmış galiba.
Gönül borcu deyiminin anlamı
Yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, minnet, minnettarlık, şükran.
Örnek: Ona gönül borcum var.
Örnek 2: Az da olsa gönül borcumuzu ödemiş oluruz.
Gönül vermek deyiminin anlamı
* Sevmek, âşık olmak, sevgiyle, aşkla bağlanmak.
* Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelmek, eğinmek, meyletmek.
* Düşkün olmak.
Örnek: Belli ki, bu delikanlı sana gönül vermiş.
Örnek 2: İşine gönül vermişti.
Örnek 3: Akdeniz’in maviliklerine gönül vermiş insanlarız.
Gönülden çıkarmamak deyiminin anlamı
Sevilen kimseyi unutmamak.
Örnek: Ben seni bir ömür gönlümden çıkaramam.
Örnek 2: Dostları gönülden çıkarmamak, ne vefalı bir davranış.
Gönül akıtmak deyiminin anlamı
Âşık olmak, sevmek.
Örnek: Gönül akıtmak için sana kalmadım, aptal!
Gönül avutmak deyiminin anlamı
Hoşça vakit geçirmek.
Örnek: Gönül avutmak için, arkadaşlarla buluşacağız.
Örnek 2: Akşam bize gel de, gönül avutalım.
Gönül bulandırmak deyiminin anlamı
* Mide bulandırmak.
* Kuşkulandırmak.
* Rahatsız etmek.
Örnek: Bu yemek, gönül bulandırmaktan başka işe yaramaz.
Örnek 2: Saçma sapan konuşup , gönül bulandırma.
Örnek 3: Hakkınızda işittiklerim gönlümü bulandırmaya başladı.
Gönül indirmek deyiminin anlamı
Kendisine yakıştıramadığı bir şeye razı olmak.
Örnek: Yanında kıyafeti olmayınca, benim eski kıyafetleri giymeye gönül indirdi.
Gönül rızasıyla deyiminin anlamı
İsteyerek.
Örnek: Bu görevi, gönül rızasıyla yaptığını düşünmüyorum.
Örnek 2: Gönül rızasıyla kabul ettiler, karşı çıkan olmadı.
Örnek 3: Gönül rızasıyla olmaksızın, bir kızı evlendirmek zorbalıktır.
Örnek 4: Tüm malını, gönül rızasıyla satmış.
Gönülden geçirmek deyiminin anlamı
Bir şeyi yapmayı düşünmek, olmasını istemek, o şeyi düşünür olmak.
Örnek: Ben de o işi yapmayı gönlümden geçirmiştim.
Gönül kırmak deyiminin anlamı
Birini çok üzecek, gücendirecek davranışta bulunmak, gönül yıkmak.
Örnek: Gönül kırmak kolay, gönül yapmak çok zordur.
Örnek 2: Gönül kırmamak için ağzımı açıp tek kelime etmedim.
Örnek 3: Hayatımda, gönül kırmamaya, haksızlık yapmamaya özen gösterdim.
Gönül hoşluğu deyiminin anlamı
İç rahatlığı, huzuru.
Örnek: Allah, sizlere gönül hoşluğu versin.
Gönül eğlendirmek deyiminin anlamı
Bir sebeple geçici ilgi ve sevgi göstererek hoşça vakit geçirmek.
Örnek: Benimle gönül eğlendirmeye kalkma! Seni pişman ederim.
Örnek 2: Her akşam onunla buluşup gönül eğlendirirdi.
Gönül koymak deyiminin anlamı
Gücenmek, alınmak, darılmak.
Örnek: Bize gönül koymana gerek yok Ali’cim, burada sen haksızsın.
Örnek 2: Dün burada kalın demedim diye, bana gönül koymuş.
Örnek 3: Lütfen bana gönül koymayın, başka bir yere davetliyim.
Gönülden ırak olmak deyiminin anlamı
Sevilmekten yoksun kalmak, sevilmemek.
Örnek: Gözden ırak olan, gönülden de ırak olurmuş.
Gönül kaptırmak deyiminin anlamı
Âşık olmak, sevdalanmak, birine tutulmak, aşırı sevgiden kendini kurtaramamak.
Örnek: Bizim oğlan anlaşılan komşunun kızına gönül kaptırmış.
Örnek 2: Bu genç yaşta, kime gönül kaptırdın?
Örnek 3: Gönül kaptırma vefasıza, adın çıkar bahtsıza.
Gönlü bol deyiminin anlamı
Yeterli imkânlardan mahrum olmasına rağmen eli açık davranan, cömert.
Örnek: Git kendisiyle bir konuş, gönlü bol biridir.
Gönlü kara deyiminin anlamı
Başkaları hakkında kötü düşünen, onların iyiliğini istemeyen.
Örnek: Zaten gönlü kara onun, senin iyiliğini mi düşünür.
Gönlüne göre deyiminin anlamı
İsteğine uygun olarak, dilediğine göre.
Örnek: Allah gönlüne göre verir inşallah.
Örnek: Gönlüne göre bir iş buldu sonunda.
Gönlü kararmak deyiminin anlamı
Dünya zevklerine karşı isteği kalmamak, içi kararmak.
Gönlüne doğmak deyiminin anlamı
İçine doğmak, sezmek hissetmek.
Örnek: Senin geleceğin gönlüme doğmuştu.
Gönlünü yapmak deyiminin anlamı
Birini razı ve hoşnut etmek, gönlünü etmek.
Örnek: Önce annesinin gönlünü yaptı, sonra da dışarı çıkmak için izin istedi.
Örnek 2: Bizim kuzen, arkadaşının gönlünü yapmaya çalışıyor.
Gönlünü pazara çıkarmak deyiminin anlamı
Sevmek için kendine yakışanı seçmeyip rastgele birini sevmek.
Örnek: Gönlünü pazara çıkartma, sergilenen mal ucuzlar.
Örnek 2: Nereden çıktın karşıma? Gönlümü pazara çıkarsam, senin gibisi rast gelmezdi.
Gönlü olmak deyiminin anlamı
Razı olmak, kabullenmek, sevip istemek.
Örnek: Sonunda bizimle sinemaya gitmeye gönlü oldu.
Örnek 2: Gönlü olmasa, evlenme teklifini kabul etmezdi.
Gönlü çekmek deyiminin anlamı
Bir şeyi istemek, heves etmek, arzulamak.
Örnek: Gönlüm çikolatalı pasta çekti.
Örnek 2: Çocuğun gönlü dondurma çekmiş, haydi dondurma yemeye gidelim.
Örnek 3: Gönlün çekiyor diye her şeyi alacak değilim.
Örnek 4: Şimdi o yeşil eriklerden olsa da yesek, öyle gönlüm çekti ki.
Gönlü bulanmak deyiminin anlamı
* Kusacak gibi olmak.
* Kuşkulanmak.
Örnek: Bu nasıl yemek? İnsanın gönlü bulanıyor.
Örnek 2: Böyle konuşup, benim gönlümü bulandırma.
Gönlü çökmek deyiminin anlamı
Yaşama gücü azalmak, ruhsal dengesi bozulmak.
Örnek: Son olaylardan sonra, resmen gönlüm çöktü.
Gönlü istemek deyiminin anlamı
Dilemek, kuvvetle içten arzulamak.
Örnek: Gönül istiyor ki, yeryüzünde açlık, yokluk son bulsun.
Örnek 2: Biz de gelelim, annemin de gönlü istiyor zaten.
Gönlü kaymak deyiminin anlamı
Sevmeye eğimli olmak.
Örnek: Genel olarak, pastel renklere gönlü kayıyor.
Gönlü razı gelmemek deyiminin anlamı
Hiç istememek.
Örnek: Sabahlara kadar çalışmasına, gönlüm razı gelmiyordu.
Örnek 2: Kargo parasını vermeye, gönlüm razı gelmiyor.
Örnek 3: Hediyeler aldık, senin eksik kalmana gönlüm razı gelmedi.
Gönlü kalmak deyiminin anlamı
* Gücenmek.
* İstediği hâlde elde edemediği şey üzerinde isteği devam etmek.
Örnek: Gönlü kalmasın, ona da bir selam verelim.
Örnek 2: Gönlüm o vitrindeki elbisede kaldı.
Gönlünden kopmak deyiminin anlamı
Birine iyilik yapma ya da bir şeyi verme isteği, içinde aniden doğuvermek.
Örnek: Gönlünden kopanı vermek kadar güzel bir şey olamaz.
Örnek 2: Bunu almanı istiyorum, gönlümden koptu.
Gönlü tok deyiminin anlamı
Fazla para ve mal istemeyen, zorunlu ihtiyacı kadarı ile yetinen, imkânları az da olsa bunu hissettirmeyen, bu durumda dahi cömert olan.
Örnek: Onun kadar gönlü tok bir adam görmedim.
Gönlü ile oynamak deyiminin anlamı
Birini sever görünüp eğlenmek.
Örnek: İnsanların gönlü ile oynayıp, boşa umut verme.
Örnek 2: Çocuğun gönlü ile oynama, başına bela olur.
Gönlünden geçirmek deyiminin anlamı
* Bir şeyin olmasını ya da bir şey yapmayı istemek.
* Düşünmek.
Örnek: Buradan bir arsa almayı gönlümden geçirmiştim, ama nasip olmadı.
Örnek 2: Okulu bırakıp çalışmayı, birkaç kez gönlünden geçirmiş.
Gönlünü etmek deyiminin anlamı
Birini razı ve hoşnut etmek, gönlünü yapmak.
Örnek: Önce annesinin gönlünü etti, sonra da dışarı çıkmak için izin istedi.
Örnek 2: Bizim kuzen, arkadaşının gönlünü etmeye çalışıyor.
Gönlünü hoş etmek deyiminin anlamı
Birinin isteğini yerine getirerek onu sevindirmek.
Örnek: Mutlu olmak istiyorsan, eşini üzme, gönlünü hoş et.
Örnek 2: Alışveriş yaparak annesinin gönlünü hoş etmişti.
Gönlünü serin tutmak deyiminin anlamı
Panik yapmamak, sakin, soğukkanlı olmak, hemen heyecanlanmamak.
Örnek: Baba, sen gönlünü serin tut, evlatların işi ele aldı.
Örnek 2: Milletimiz gönlünü serin tutsun, Mehmetçik yirmi dört saat nöbette.
Gönlü razı olmamak deyiminin anlamı
Hiç istememek.
Örnek: Sabahlara kadar çalışmasına, gönlüm razı olmuyordu.
Örnek 2: Kargo parasını vermeye gönlüm razı olmuyor.
Örnek 3: Hediyeler aldık, senin eksik kalmana gönlüm razı olmadı.
Örnek 4: Çocukların evde kalmasına gönlüm razı olmadı.
Örnek 5: Gönlünün razı olmayacağı bir işi yapma.
Gönlü akmak deyiminin anlamı
Birine karşı güçlü sevgi duymak.
Örnek: Erkek zaten istiyordu, kızın da gönlü akınca, anlaşıp evlendiler.
Örnek 2: Birkaç gündür, sana karşı gönlüm akmaya başladı.
Gönlü çelinmek deyiminin anlamı
Güzel sözlere aldanmak, kapılmak.
Örnek: Kızın gönlünü çelip, evlenmeye razı etti.
Gönlü düşmek deyiminin anlamı
Âşık olmak.
Örnek: Benim gönlüm sana düşeli, çok zaman oldu.
Örnek 2: Kızın gönlü düşmüş bir kere, kolay değil vazgeçmesi.
Gönlü kanmak deyiminin anlamı
Bir işle ilgili kaygısı kalmamak, mutmain olmak, müsterih olmak.
Örnek: Söylediklerinden sonra, benim gönlüm de kandı artık.
Gönlü kırılmak deyiminin anlamı
Üzülmek, incinmek, yerinmek.
Örnek: Gönlü kırılmasın diye, onun da fikrini almak istedik.