Hava almak deyiminin anlamı
* Açık havaya çıkmak.
* Umduğunu bulamamak.
* Açık bir alana çıkıp ciğerlerine temiz hava çekmek ya da açık havada gezmek.
* Umduğunu elde edememek, beklediği sonuca ulaşamamak, hiçbir şey kazanamamak, umduğunu bulamamak, eline bir şey geçmemek, başaramamak.
Örnek: Haydi, kıra çıkıp da biraz hava alalım.
Hava basmak deyiminin anlamı
* Caka satmak, böbürlenmek, hava vermek, hava etmek.
* Büyüklenmek, kibirlenmek, olduğundan fazla görünmeye çalışmak.
* Bir şeyin içine hava doldurmak.
Örnek: Amma da hava basıyorsun, onları korkutacağını mı sandın?
Hava hoş deyiminin anlamı
* Şu ya da bu şekilde olması arasında bir fark olmamak. “Benim için bir sorun yok!” anlamında kullanılır.
* Şu ya da bu şekilde olması arasında bir fark olmamak.
* Benim için hepsi bir, öyle de olsa böyle de olsa benim için fark etmez, anlamında söyleriz.
Örnek: Sen karar ver, bana göre hava hoş.
Hava parası deyiminin anlamı
* Kiralanan bir yerin önceki kiracılarına verilen para.
* Bir yeri kiralayabilmek ya da kooperatif ve benzeri bir kuruluşa üye olabilmek, az bulunan bir şeyde sıra satın almak vb. için, gerekli olan dışında açıktan ve fazladan verilen para.
* Bir yeri tutmak, kiralamak ya da bir şeyi elde etmek için değeri dışında açıktan verilen para.
Örnek: Yeri bize verecekler ama bir milyon lira hava parası istiyorlar.
Havada kalmak deyiminin anlamı
* Yerden yüksekte olmak.
* Bir konunun bir yere bağlanmaması, bir sonuca varmaması.
* Bulunması gereken yerden daha yüksek bir yerde durmak.
* Bir sav, dayanağı olmadığından kanıtlalanamamak.
* Sonuca bağlanamamak. Bir iddia, dayanaksız olduğundan ispat edilememek.
Örnek: Yaptığımız bütün iş havada kaldı.
Göbek havası deyiminin anlamı
* Sanat değeri bulunmayan, eğlenmek, göbek atmak için çalınan ya da söylenen oyun havaları, göbek atarak oynamaya uygun müzik.
* Çok eğlenceli durum.
Örnek: Radyo bir göbek havası çalıyordu.
Sepet havası çalmak deyiminin anlamı
Birini işten çıkarmak, yol vermek, yanından uzaklaştırmak.
Örnek: Demek bize de sepet havası çalacakmış, görürüz bakalım!?
Tepesinde havan dövmek deyiminin anlamı
Üst kattakiler gürültü yaparak alt kattakileri rahatsız etmek.
Havadan sudan konuşmak deyiminin anlamı
* Herhangi bir amaç olmadan, öylesine vakit geçirmek için konuşmak.
* Belli ve önemli bir konu üzerinde değil, şundan bundan, dereden tepeden, rasgele, hafif şeylerden söz etmek.
* Öylesine, gelişigüzel, rastgele konuşmak.
Havanda su dövmek deyiminin anlamı
* Yararsız ve kazançsız bir iş için emek harcamak.
* Sonuç alınamayacak bir işle uğraşıp durmak, boşuna uğraşmak.
* Hiçbir yarar sağlamayan bir işle boşu boşuna uğraşıp durmak.
* Kendini yormaktan başka bir işe yaramayan şeylerle uğraşmak.
* Yararsızca bir şeylerle uğraşmak.
Örnek: Senin yaptığına havanda su dövmek derler,bırak artık şu işle uğraşmayı.
Örnek 2: Havanda su dövmeyelim, önce namussuzu bulalım sonra bunları konuşalım.
Burnu havada deyiminin anlamı
* Kendini çok beğenmiş, kibirli (olmak).
* Herkese yukarıdan bakan, kibirli, kendini beğenmiş kimse.
* Kendini beğenmiş, kimseyi beğenmeyen insanlar için kullanılan bir deyimdir.
Örnek: Burnu havada gezenlerden hiç hoşlanmam.
Havasına uymak deyiminin anlamı
* Bulunduğu çevre ve ortamı benimsemek.
* Birinin huyunu almak.
Örnek: Bu şehrin havasına uymak zor olmadı.
Örnek 2: Arkadaşının havasına uymaya devam edersen, başın belaya girer.
Havaya savurmak deyiminin anlamı
Gereksiz yere harcamak.
Örnek: O işe girmen doğru olmaz, yoksa paranı havaya savurursun.
Hava atmak deyiminin anlamı
Herhangi bir üstünlüğünden dolayı şişinmek, caka yapmak, böbürlenmek.
Örnek: Yeni bisikletiyle bize hava atıyor.
Örnek 2: Kiralık arabayla bize hava atmaya kalkışıyor.
Örnek 3: Her anını paylaşıp hava atma derdindeki dengesizlerden olma.
Örnek 4: Yüksek not aldığı için hava atıyordu.
Örnek 5: Bizim Gülten büyümüş de herkese hava atar olmuş.
Hava çalma deyiminin anlamı
Her biri, birbiriyle çelişen düşünce ya da davranışta olmak.
Örnek: Bu konuda arkadaşlarımdan her biri başka bir hava çalıyordu.
Hava kararmak deyiminin anlamı
* Güneşin batmasıyla ortalık yarı karanlık olmak.
* Gökyüzünün bulutlanması nedeniyle ortalık yarı karanlık olmak.
Örnek: Hava kararmaya başlayınca eve dönmek zorunda kaldık.
Örnek 2: Hava kararmaya başladı, yağmur yağmadan her şeyi toplamalıyız.
Havaya gitmek deyiminin anlamı
Umulan sonucu alamamak, sonuç vermemek, hiçbir şeye yaramamak, boşa gitmek.
Örnek: Onca emek, para havaya gitti.
Örnek 2: Cumhurbaşkanı gelmeyince, tüm hazırlıklar havaya gitti.
Hava açmak deyiminin anlamı
Bulutlar dağılmak.
Örnek: Hava açmadan dışarı çıkmak istemiyorum.
Örnek 2: Bu gidişle hava açmayacak sanırım.
Hava ayaza çekmek deyiminin anlamı
Kışın kuru soğuk artmak.
Örnek: Hava ayaza çekmeden işleri bitirelim.
Örnek 2: Hava ayaza çekmeye başladı, gitsek iyi olacak.
Hava fena esmek deyiminin anlamı
Ortamla ilgili her türlü şart kötü durumda olmak.
Örnek: Bana burada hava fena esiyor gibi geldi.
Hava kaçırmak deyiminin anlamı
* Nesneler için içindeki havayı tutamayıp dışarıya vermek.
* Yellenmek.
Örnek: Bu balon patlak, hava kaçırıyor.
Örnek 2: Toplum içinde hava kaçırmak görgü kurallarına aykırıdır.
Hava patlamak deyiminin anlamı
Fırtına çıkmak.
Örnek: Her an hava patlayabilir, sakın dışarı çıkma.
Havası olmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin veya kişini etkileyici, çekici bir yanı, albenisi veya cana yakınlığı olmak.
* Bir kimseye benzemek, o kimseyi hatırlatmak.
Örnek: Onun havası olsa ne yazar, eğitim sıfır.
Örnek 2: Gerçekten bu sahilin çok etkileyici bir havası var.
Örnek 3: Kızında annesinin havası vardı.
Örnek 4: Şu çatıya çıkınca memleket havası esiyor sanki.
Örnek 5: Bizim manavda biraz Alman havası var.
Havasını bulmak deyiminin anlamı
İstediği ortama kavuşmak, keyiflenmek, neşelenmek.
Örnek: Paralar hesabına gelince, havasını bulmaya başladı.
Örnek 2: Karnı doyan küçük çocuk, havasını bulmaya başladı.
Havayı bozmak deyiminin anlamı
Bir topluluğun keyfini kaçırmak.
Örnek: Bu adam geldi geleli kahvenin havası bozuldu.
Örnek 2: Herkes eğleniyordu, ama o gelip havayı bozdu.
Hava bozmak deyiminin anlamı
Hava güzelliğini yitirmek, havada yağmur, kar, dolu veya fırtına belirtileri gözlenmek.
Örnek: Hava bozunca eve dönmek zorunda kaldık.
Örnek 2: Bayram kutlamaları hava bozunca yarım kaldı.
Hava çarpmak deyiminin anlamı
İklimden ya da rüzgârdan olumsuz olarak etkilenmek.
Örnek: Başım ağrıyor, sanırım hava çarptı.
Hava köprüsü deyiminin anlamı
İki yer arasında hava yoluyla sağlanan sürekli ulaşım.
Örnek: İki kent arasında hava köprüsü kurulmuştu.
Havasını teneffüs etmek deyiminin anlamı
* İçinde hissetmek.
* Ortamı yaşamak.
Örnek: Tarihin büyülü havasını teneffüs etmekten mutlu oldum.
Örnek 2: Kitabınızı okurken huzur havasını teneffüs etmek çok güzeldi.
Örnek 3: Hukuk fakültesinin havasını teneffüs etmiş birisi olarak söylüyorum.
Örnek 4: Biraz da buraların havasını teneffüs edelim dedik.
Hava açılmak deyiminin anlamı
Bulutlar dağılmak.
Örnek: Hava açılmadan dışarı çıkmak istemiyorum.
Örnek 2: Bu gidişle hava açılmayacak sanırım.
Hava bulanmak deyiminin anlamı
Yağmur yağacak duruma gelmek.
Örnek: Hava bulanmaya başladı, yanımızda şemsiye de yok.
Hava iyi esmek deyiminin anlamı
Ortamla ilgili her türlü şart uygun durumda olmak.
Örnek: Şirketle anlaşma konusunda hava iyi esmeye başladı.
Hava kapanmak deyiminin anlamı
Gökyüzü bulutlarla örtülmek.
Örnek: Hava kapandı, her an yağmur başlayabilir.
Örnek 2: Çamaşırlarını topla, hava kapandı, yağmur geliyor.
Hava vermek deyiminin anlamı
* Bisikletin ön tekerleğine biraz daha hava vermen lazım.
* Tıp akciğerlere basınç altında hava veya oksijen doldurmak.
Örnek: Bisikletin ön tekerleğine biraz daha hava vermen lazım.
Örnek 2: Nefes darlığından dolayı sık sık hava veriyoruz.
Başı havada deyiminin anlamı
(ya da havalarda) çok sevinçli, çok mutlu.
Örnek: Günlerdir başı havalarda, bilmediğimiz bir şeyi var demek ki.
Aklı bir karış havada deyiminin anlamı
Düşünüp taşınmadan davranan, olgun davranış göstermeyen kimseler için kullanılır.
Örnek: Aklı bir karış havada olduğundan verilen işi beceremedi.
Örnek 2: Onun aklı bir karış havada, söylediklerini unutur.
Örnek 3: Senin yaşındayken, aklım bir karış havada olduğu için çevremi umursamadım.
Örnek 4: Aklı bir karış havada olan ve her söylenene hemen inanan zavallı biri.
Örnek 5: Aklın bir karış havada, mutluluğu uzaklarda arama.
Örnek 6: İnsanın aklı bir karış havadaysa, elden bir şey gelmez doğrusu.
Bana göre hava hoş deyiminin anlamı
(herhangi bir durum, tutum vb.) ne biçimde olursa olsun benim için hepsi bir, öyle de olsa böyle de olsa değişmez.
Örnek: İster yap ister yapma, bana göre hava hoş.
Bozum havası deyiminin anlamı
arg. utangaçlık, utanma.
Bozum havası çalmak deyiminin anlamı
* Utanmak.
* Canı sıkılmak, sinirlenmek, kızmak.
Ağzını havaya açmak deyiminin anlamı
Umduğunu elde edememek, fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere beklemek.
Örnek: Evi o zaman alacaktın, artık geçti, bundan sonra ağzını havaya aç.
Örnek 2: Çocuğun canı istemiş, ağzını havaya mı açsın?
Örnek 3: Ağzını havaya açmayı bırak, oltalarını toplayıp evine dön.
Ağzı havada deyiminin anlamı
Şaşkın.
Örnek: Ne o ağzı havada bakıyordun, hiç kostüm giymiş birini görmedin mi?
Bayram havası deyiminin anlamı
Çok sevinçli, çok neşeli bir ortam.
Örnek: Karneler verilince ortalık bayram havasına bürünmüştü.