Kısmeti açılmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin evlenmek isteyeninin çıkması.
* Kazancı artmak, iyi kazanmaya başlamak, başına iyi şeyler gelmeye başlamak.
Örnek: Bu miras kızın kısmetini de açtı hani!
Örnek 2: Kısmetim açıldı galiba bugün iyi balık avladık.
Kısmetini ayağıyla tepmek deyiminin anlamı
* Önüne çıkan bir fırsatı isteyerek geri çevirmek.
* Kavuşacağı iyi bir durumu, kıymetini bilmeyerek reddetmek; istememek, değerlendirememek.
Örnek: Allah için çok güzel ve dürüst bir kızdı ama kısmetini ayağıyla tepti.
Kısmeti çıkmak deyiminin anlamı
Evlenme teklifi almak.
Örnek: Teyzemin zengin bir kısmeti çıkmış.
Örnek 2: Bunca yıl kısmeti çıkmadı derken, bir haftada evlenip gitti.
Kısmet beklemek deyiminin anlamı
Evlenmeyi, evleneceği kimseyi beklemek.
Örnek: Kızlar evde oturup kısmet beklemektense, çıkıp çalışmak istiyor.
Örnek 2: Kaç yıldır kısmet bekliyor, ama hiç talibi yok.
Kısmeti ayağına kadar gelmek deyiminin anlamı
Beklenmeyen bir nedenle kazançlı bir durumla karşılaşmak.
Örnek: Çok şanslı kuş, kısmeti ayağına kadar geldi.
Örnek 2: Beklemesini bilenin kısmeti ayağına kadar gelirmiş.
Kısmeti kapanmak deyiminin anlamı
* Kazancı azalmak.
* Kendisiyle evlenmek isteyen biri çıkmamak.
Örnek: Nedendir bilmiyorum, bir haftadır kısmetimiz kapanmaya başladı.
Örnek 2: Onda bu mal mülk varken, kısmeti kapanmaz merak etme.
Kısmetine mâni olmak deyiminin anlamı
Kazancına veya evlenmesine engel olmak.
Örnek: Çocuğun kısmetine mâni olmaya utanmıyor musun?
Örnek 2: Senin kısmetine mâni olmak istemem, ama onunla ilgili iyi şeyler söylemiyorlar.
Kısmet olmak deyiminin anlamı
* Fırsat düşmek, elvermek, nasip olmak.
* Mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak,
Kısmeti ayağına gelmek deyiminin anlamı
Beklenmeyen bir nedenle kazançlı bir durumla karşılaşmak.
Örnek: Çok şanslı kuş, kısmeti ayağına geldi.
Örnek 2: Beklemesini bilenin kısmeti ayağına gelirmiş.
Kısmet çıkmak deyiminin anlamı
Evlenme teklifi almak.
Örnek: Teyzeme zengin bir kısmet çıkmış.
Örnek 2: Bunca yıl kısmet çıkmadı derken, bir haftada evlenip gitti.
Kısmeti bağlanmak deyiminin anlamı
İstediği hâlde evlenememek.
Örnek: Kısmeti bağlanmış diye muska yaptırmaya gitmişler.
Örnek 2: Herhalde kısmeti bağlanmış ki, sonunda evde kaldı.
Kısmeti kesilmek deyiminin anlamı
Daha önceden kendisine nasip olan bir şey artık nasip olmamak.
Örnek: Artık buradan balık çıkmıyor, demek ki kısmetim kesilmiş.
Örnek 2: Kısmetimiz kesilirse, tası tarağı toplar gideriz.
Kısmetini bağlamak deyiminin anlamı
Bir inanışa göre büyü ile evlenmesine engel olmak.
Örnek: Bence bu kızın kısmetini bağlamışlar.
Örnek 2: Anladığım kadarıyla, senin kısmetini bağlamaya çalışmışlar.
Kısmetini tepmek deyiminin anlamı
Kendisi için kazançlı bir şeyi geri çevirmek.