Çorbada tuzu bulunmak deyiminin anlamı
* Bir iş veya görevde az da olsa emeği bulunmak.
* Emeği geçmiş olmak.
* Yapılan bir iş ya da hizmette az da olsa çabası, emeği bulunmak.
* Bir işin gerçekleşmesinde az da olsa bir katkısı olmak.
* Bir kişinin süren bir işe yardım etmek istediği zaman söylediği bir deyimdir.
Örnek: Haydi durmayın, çorbada sizin de tuzunuz bulunsun!
Örnek 2: Senin de çorbada tuzun bulunsun, dedi nineciğim.
Örnek 3: Benim de çorbada tuzum bulunsun istedim.
Çorba olmak deyiminin anlamı
Karmakarışık bir hal almak, içinden çıkılmaz bir duruma gelmek, çorbaya dönmek.
Örnek: Bu takımın oyunu iyice çorba olmaya başladı.
Örnek 2: Bu sene dersler çorba olmaya başladı.
Örnek 3: İlişkimiz bir haftadır çorba olmaya başladı.
Çorba etmek deyiminin anlamı
Karıştırmak.
Örnek: Bu evrakları çorba etmişsin.
Örnek 2: Gardırobu toplayıp düzenledim, çorba etmemeye çalış.
Çorbada maydanozu bulunmak deyiminin anlamı
Yapılan bir iş ya da hizmette az da olsa çabası, emeği, maddi katkısı bulunmak.
Örnek: Ellerinizi cebinize atın da, çorbada sizin de maydanozunuz bulunsun!
Örnek 2: Çorbada bizim de maydanozumuz bulunsun diye ellişer lira verdik.
Çorbaya dönmek deyiminin anlamı
Karmakarışık bir hal almak, içinden çıkılmaz bir duruma gelmek, çorba olmak.
Örnek: Bu takımın oyunu iyice çorbaya dönmeye başladı.
Örnek 2: Bu sene dersler çorbaya döndü.
Örnek 3: İlişkimiz bir haftadır çorbaya dönmeye başladı.
Çorba gibi deyiminin anlamı
* Fazla sulu yemek
* Karmakarışık.
Örnek: Yemek yapmayın öğren, çorba gibi olmuş bu.
Örnek 2: Arabanın bagajı çorba gibi olmuş.
Çorba içmeye çağırmak deyiminin anlamı
Yemek yemeye çağırmak.
Örnek: Akşam çorba içmeye çağırdı.
Çorbaya sinek düşmek deyiminin anlamı
İşin tadı kaçmak, yeteri kadar iyi ve güzel olmadığı anlaşılmak.
Hasta, çorbası tasta deyiminin anlamı
Yiyip içmesi yerinde olan sözde hastalar için kullanılır.
Örnek: Önüne ne koysan yiyor; hasta, çorbası tasta.