Kabak başında patlamak deyiminin anlamı
* Beklenmediği halde bir olayın kötü sonuçlarının bir kişiye uğraması.
* Pek çok kişinin işlediği bir suçun cezasını yalnız bir kişinin çekmesi.
* Suçu bir kişinin sırtına yüklemek.
* Birçok kimsenin ilgili olduğu olaydan yalnızca bir kimse zararlı çıkmak; beklenmediği hâlde, bir işin zararlı sonucuna katlanmak.
Örnek: Yaramazlıktan sonra arkadaşım işin içinden sıyrılınca kabak benim başıma patladı.
Kabak tadı vermek deyiminin anlamı
* Sürekli tekrarlanan bir şeyin rahatsız edici bir hâle gelmesi.
* Bıktırmak, usanç vermek, tatsız olmaya başlamak, sıkıcı duruma gelmek.
Örnek: Senin bu konuşmaların da artık kabak tadı vermeye başladı.
Kabak çiçeği gibi açılmak deyiminin anlamı
Çekimser ve utangaçlıktan sıyrılarak aşırı derecede serbestlik göstermek.
Örnek: Komşu kızı, nasıl da kabak çiçeği gibi açıldı.
Örnek 2: Bizim oğlan büyük şehre gidince, kabak çiçeği gibi açılmış.
Kabak çıkmak deyiminin anlamı
Ham çıkmak.
Örnek: O manavdan aldığımız karpuzlar kabak çıkıyor.
Kabak kafalı deyiminin anlamı
* Saçları dökülmüş, dazlak.
* Saçları ustura ile kazınmış.
* Aptal, budala.
Kabak birinin başına patlamak deyiminin anlamı
Birçok kimsenin ilgili olduğu olaydan yalnızca bir kimse zararlı çıkmak; beklenmediği hâlde, bir işin zararlı sonucuna katlanmak.
Örnek: Hepsi işin içinden sıyrılınca, kabak benim başıma patladı.
Örnek 2: Öğretmen onu fark edince, kabak onun başına patladı.
Kabak gibi deyiminin anlamı
Tüysüz, çıplak, her tarafı açık.
Örnek: Kafasını kabak gibi tıraş ettirmiş.