Uçan kuşa borcu olmak deyiminin anlamı
* Çok fazla kişiye borcu olmak.
* Pek çok kişiye borçlu olmak.
Örnek: Babanın uçan kuşa borcu varmış diyorlar, doğru mu?
Örnek 2: Ben kimsenin hususi hayatına karışmayı asla sevmem ama şu Şahin Paşa, uçan kuşa borcu olduğunu herkes bilirken nasıl oluyor da kumarda bu kadar para kaybediyor. (A. Ş. Hisar)
Selam verdik borçlu çıktık deyiminin anlamı
* Bir kişi ile kısa bir iletişim esnasında ona herhangi bir görev verilmesi.
* Şöyle bir yakınlık gösterdik (biraz ilgi gösterdik), üzerimize iş yükletildi anlamında şaka yollu söylenir.
Örnek: Suç bende; selam verdik, borçlu çıktık.
Gırtlağına kadar borca girmek deyiminin anlamı
* Çok fazla borcu olmak.
* Pek çok, ödenmesi zor olacak şekilde borçlanmak.
Örnek: Nasıl gülerim, gırtlağıma kadar borca girdim.
Borca batmak deyiminin anlamı
Çok borç etmek, çok borç içinde olmak, borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmek.
Örnek: Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor mu idi yoksa çocukcağız borca mı batıyordu? (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Bu yıl da ürün para etmeyince iyice borca battık.
Örnek 3: Gereksiz yere çok eşya aldığımızdan borca battık.
Can borcu deyiminin anlamı
* Canını kurtaran birisine duyulan minnet.
* İnsana yaşama olanığı veren Allah ya da kendisini ölüm tehlikesinden kurtaran bir kimseye olan manevi borç.
Boynunun borcu deyiminin anlamı
Yapılması gereken ödev, sorumluluk.
Örnek: Seni sevindirmek boynumun borcu oldu artık.
Boğazına kadar borca girmek deyiminin anlamı
Çok fazla borca girmek, Ödeyemeyeceği kadar borçlu olmak.
Borçlu bulunmak deyiminin anlamı
Borçlu duruma düşmek.
Örnek: Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu. (H. Taner)
Örnek 2: Fakat ben bu ağırlığı o kadar az yükleneceğim ki söylemeye borçlu olduğumdan bir adım ileri geçmeyeceğim. (N. F. Kısakürek)
Örnek 3: Bana borçlu bulunduğu için ona uğramam lazım.
Örnek 4: Sana borçlu bulunmak istemem, al paranı.
Borca almak deyiminin anlamı
* veresiye almak.
* Bir şeyi parasını ileride ödemek üzere almak.
Borcunu bilmek deyiminin anlamı
* Bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek.
* Borcunu zamanında öder olmak.
Örnek: Sana yardım etmeyi, destek olmayı bir borç bilirim.
Örnek 2: Babam, borcunu bilen bir insandı.
Borca girmek deyiminin anlamı
Borçlanmak, borç para almak.
Borç altına girmek deyiminin anlamı
Borç para, mal ya da benzeri bir şey almak, borçlanmak.
Borç bilmek deyiminin anlamı
Bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek.
Örnek: Bahçesini temiz tutmayı, yıllardır borç bildi.
Örnek 2: Her hafta arayıp, hal hatır sormayı borç biliyorum.
Örnek 3: Bu olayı size anlatmayı borç bildim.
Borcunu kapatmak deyiminin anlamı
Borcunu ödeyip bitirmek.
Örnek: Sonunda borcumuzu kapattık.
Borç almak deyiminin anlamı
Daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak.
Örnek: On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm. (H. E. Adıvar)
Örnek 2: Arkadaşımdan iki lira borç aldım.
Hayatını birine borçlu olmak deyiminin anlamı
* Biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak.
Birinin yaşamı bir başkasının desteği ile sağlanmış olmak.
Örnek: Bu hayatımı ağabeyime borçluyum.
Örnek 2: Az daha boğuluyordum, hayatımı sana borçluyum.
Örnek 3: Aile olarak hayatımızı Necmettin Abiye borçluyuz.
Borçlu olmak deyiminin anlamı
Borçlu duruma düşmek.
Örnek: Bana borçlu olduğu için ona uğramam lazım.
Örnek 2: Sana borçlu olmak istemem, al paranı.
Borçlu çıkmak deyiminin anlamı
* Görülen hesapta vereceği kalmak.
* Yapılan hesaba göre vereceği olmak.
Örnek: Borçlu çıkacağımı hiç düşünmemiştim.
Örnek 2: Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı. (Y. K. Beyatlı)
Borç yemek deyiminin anlamı
Borçla geçinmek, borç ederek geçinmek.
Örnek: Borç yemeye devam mı ediyorsun?
Borç harç etmek deyiminin anlamı
Sürekli borç alıp vermek.,
Örnek: Hazır param var biraz, biliyorsun. Yetmezse borç harç ederim. (N. Hikmet)
Örnek 2: Borç harç nihayet yaptırdık evin çatısını.
Örnek 3: Borç harç sonunda bir araba alabildik.
Borç gırtlağına çıkmak deyiminin anlamı
Borca batmak, çok borçlu olmak, pek çok borcu olmak.
Örnek: Şimdiden borç gırtlağına çıkmış, aldığını ödeyemez.
Örnek 2: Borç gırtlağımıza çıkmadan oturup bir hesap yapmalıyız.
Örnek 3: Borç gırtlağına çıktı, ödemelerde zorlanıyor.
Örnek 4: İşleri bozulunca kısa sürede borcu gırtlağına çıkmış.
Borç bini aşmak deyiminin anlamı
Borç, ödenmesi güç bir durum almak; çoğalmak.
Örnek: Borç bini aşınca kara kara düşünmeye başladı.
Borç yapmak deyiminin anlamı
Borçlanmak.
Örnek: Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar. (P. Safa)
Örnek 2: Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu. (H. R. Gürpınar)
Örnek 3: İnsan borç yapmadan yaşamayı öğrenmeli.
Örnek 4: Bugün mecburen biradere de borç yaptık.
Örnek 5: Bakkala biraz borç yapmışsın, o borcu da ödedim.