Üzerinde durmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin önemli olduğunu belirtmek, önemsemek.
* Bir işe önem vermek, o işle yakından, sürekli ilgilenmek.
* Israr etmek.
Örnek: Söylediğiniz işle yakından ilgileniyor, onun üzerinde duruyordu.
Örnek 2: Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev. (S. İleri)
Ayakları üstünde durmak deyiminin anlamı
Başkasının yardımına ihtiyaç duymadan güçlü bir biçimde sorunları çözebilecek durumda olmak.
Örnek: Otuz yaşındaki bir insanın kendi ayakları üstünde durması gerekir.
Örnek 2: Kendi ayakları üstünde durmak için gece gündüz çalışıyor.
Üstünde durmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin önemli olduğunu belirtmek, önemsemek.
* Bir işe önem vermek, o işle yakından ilgilenmek, uğraşmak.
* Israr etmek.
Örnek: Bir çeşit ezbere okuyoruz, durmuyoruz metin üstünde, fikir üstünde. (A. Erhat)
Örnek 2: Şu işin üstünde dur biraz, yoksa sonun kötü olacak.
Suyun başında durmak deyiminin anlamı
Menfaat sağlayan bir işin en çok fayda sağlanabilinecek yerinde durmak.
Sıkı durmak deyiminin anlamı
Güçlü durmak ya da dikkatli olmak.
Örnek: Sıkı dur, şut çekeceğim.
Sözünde durmak deyiminin anlamı
* Yapmaya söz verdiği bir şeyi yapmak.
* Verdiği sözü yerine getirmek, verdiği sözden dönmemek, verdiği sözü tutmak, söylediğini yapmak.
Örnek: Demek sözünde duracaksın, iyi.
Örnek 2: Sözümüzde durmuştuk, benzeme bahsine girmedik. (R. H. Karay)
Put gibi durmak deyiminin anlamı
* Hareketsiz, hiç kımıldamayan.
* Kımıltısız, sessiz, anlamsız bir bakışla.
Karşı durmak deyiminin anlamı
* Birisinin hâkimiyetini kabul etmemek.
* Bir güce boyun eğmemek, direnmek.
* Düşmana karşı durmak boynumuzun borcudur.
Örnek: Bak, eğer yüklendiğimiz, karşı durduğumuz kimseler yöneticiler olsalar ılımlılıktan söz açmazdım. (A. Ağaoğlu)
Geri durmak deyiminin anlamı
Ön plana çıkmamak, kendini tam göstermemek, bir iş yapmaktan kaçınmak.
Örnek: Siz geri durun, o yapsın.
Boğazına durmak deyiminin anlamı
* Bir üzüntüden dolayı yememek yiyememek, iştahsız olmak, yemeğe karşı isteksiz ve zorla yemek için uğraş vermek.
* Yediği şeyi yutamamak.
Örnek: Üzüntüsünden lokmalar boğazına durduğu yüzüne bakan anlardı.
Örnek 2: Biraz yavaş ye oğlum, boğazına duracak.
Akan sular durmak deyiminin anlamı
* Söyleyecek sözü kalmamak.
* Bir kimse ya da bir şey için en zor şeylerin bile yapılabileceği anlamında “Akan sular durur.” şeklinde kullanılan söz.
* Artık itiraz edilebilecek, karşı durulacak bir nokta kalmamak.
* İtiraza, söyleyecek söze yer kalmamak.
* İtiraz edememek, söyleyecek sözü kalmamak.
* Doğruluğu, gücü karşısında söyleyecek söz olmamak.
Örnek: Siz Ali Ağa’ya gidin, o devreye girdi mi akan sular durur, kolay anlaşırsınız.
Örnek 2: Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu.
Aklı durmak deyiminin anlamı
* Şok, aşırı üzüntü gibi durumlar karşısında düşünemez hâle gelmek.
* Şaşırmak, düşünemez bir hâle gelmek.
* Bir şeye çok şaşırmak, üzülmek ve herşeyi bir birine karıştırıp, düşünemez ve içinden çıkılmaz bir hâle gelmesi anlamına gelmektedir.
Örnek: Resmi öyle güzel yapmış ki görsen aklın durur.
Doğru durmak deyiminin anlamı
* Dik durmak.
* Uslu durmak.
Başında durmak deyiminin anlamı
* Yakınında durup gözetlemek.
* Hastanın yanında bulunmak.
Örnek: Ben bisikletimin başında duracağım.
Örnek 2: Sen ustanın başında durma, işin varsa eve git.
Örnek 3: Üç gece başında durdum, iyileşti çok şükür.
Örnek 4: Bu gece sen başında dur, yarın ben gelirim.