Fırtına öncesi sessizlik deyiminin anlamı
Önemli bir olayın ortaya çıkmasından önceki zaman.
Örnek: Gereksiz bir sakinlik var, umarım fırtına öncesi sessizlik değildir.
Örnek 2: Fırtına öncesi sessizlik bu, daha kötü şeyler olacak.
Örnek 3: Odada şu an fırtına öncesi sessizlik hakim.
Bir bardak suda fırtına koparmak deyiminin anlamı
* Çok küçük ve önemsiz bir şeyi çok büyük sorun hâline getirmek.
* Çok basit, küçük, önemsiz bir şeyi büyütüp içinden zor çıkılır bir olay hâline getirmek.
* En ufak yanlışa takılmak.
* Önemsiz bir konuyu gereğinden fazla büyüterek problem hâline getirmek. Küçük bir olayı, sorunu gürültü yaparak büyük bir olay hâline getirmek.
* Basit, önemsiz bir şeyi çok büyüterek, bir olay haline getirmek, mesele yapmak.
Örnek: Bir bardak suda fırtına koparmayı bırak artık, mendilini yaktıysa evi de yakmadı ya!
Örnek 2: Amma büyüttün, bir bardak suda fırtına koparıyorsun.
Fırtına gibi deyiminin anlamı
* Ansızın, birdenbire, çok hızlı bir biçimde, hızla.
* Hızlı davranan, ivecen, telaşlı, aceleci (kimse).
Örnek: Çocuk fırtına gibi sokağa fırladı.
Örnek 2: Fırtına gibi birine ayak uydurulmaz.
Örnek 3: Şahin; fırtına gibi gelip, avını yakaladı.
Örnek 4: Fırtına gibi bir golcü almışlar.
Fırtına çıkmak deyiminin anlamı
Sert rüzgâr esmeye başlamak.
Örnek: Fırtına çıkmadan eve dönmeliyiz.
Örnek 2: Fırtına çıktığı için, vapur seferleri iptal olmuş.
Fırtına kopmak deyiminin anlamı
* Ansızın çok yeğin ve sert bir rüzgâr esmeye başlamak.
* Bir yerde kavga ve gürültü çıkmak.
* Şiddetli fırtına çıkmak.
Örnek: Biz sahile demir attığımızda, fırtına kopmak üzereydi.
Örnek 2: İçeride bir fırtına kopacağı, daha başında belliydi.
Bir kaşık suda fırtına koparmak deyiminin anlamı
Küçük, önemsiz bir sorunu, ortalığı gürültüye veren büyük bir olay durumuna getirmek.
Fırtına patlamak deyiminin anlamı
* Şiddetli fırtına çıkmak.
* Bir yerde kavga ve gürültü çıkmak.
Örnek: Biz sahile demir attığımızda, fırtına kopmak üzereydi.
Örnek 2: İçeride bir fırtına kopacağı, daha başında belliydi.
Fırtına atlatmak deyiminin anlamı
Güç durumdan kurtulmak.
Örnek: Ne sen gideceksin ne de ben. Böyle kaç fırtına atlattık biz. (A. Kulin)
Örnek 2: Biz yirmi yıllık evliliğimizde ne fırtınalar atlattık.
Örnek 3: Sakinlik ve huzura ulaşmak için, epey fırtına atlatmak gerekiyor.