Gemi aslanı deyiminin anlamı
Gösterişli, işe yaramayan adam.
Örnek: Gemi aslanı gibi iki korumayla geziyor.
Örnek 2: Kimsenin gemi aslanı seyretmeye, dinlemeye tahammülü yok.
Gemisini yürütmek deyiminin anlamı
* Bir şekilde işini yapmanm bir yolunu bulmak, kazancını sağlamak.
* Bir işi hiçbir engel tanımadan sürdürmek.
* Her ne pahasına olursa olsun işini devam ettirmek.
Gemi azıya almak deyiminin anlamı
* Yönetim altındaki bir kişinin kontrolden çıkarak başına buyruk olmak.
* Kontrolden çıkmak, söz dinlemez olmak. Lâf anlatılamamak.
* At, gemi azıları arasına alıp etkisiz bırakarak süvarisinin yönetiminden çıkmak ve kendi istediğince koşmak.
Örnek: Kim var kim yok geldi toplandı. Derken her kafadan bir ses çıktı, kimi kah nalına, kah çivisine vurdu, kimi gemi azıya alıp birbiriyle yarıştı. (E. C. Güney)
Gemisi şapa oturmak deyiminin anlamı
İş, düzelemeyecek kadar bozulmak.
Örnek: Girdiği son işte de, gemisi şapa oturmuş, şansı yok adamın.
Gemiyi yatırmak deyiminin anlamı
Altını temizlemek amacıyla küçük gemileri yan döndürmek.
Örnek: Gemiyi yatırmışlar, bakım yapıyorlardı.
Gemiyi rotasına koymak deyiminin anlamı
Gemiyi pusula ile gideceği yönde belli olan rota çizgisi üzerine getirmek.
Örnek: Gemiyi rotasına koydukları gibi hızla gözden kayboldular.
Örnek 2: Seyir halindeki su alan bir gemiyi rotasına koymak zordur.
Eğri gemi doğru sefer deyiminin anlamı
Kullanılan araç yetersiz ancak yapılan iş isteğe uygun anlamında kullanılan bir söz.
Gemi baş vurmak deyiminin anlamı
Önden gelen dalgalarla gemi başı kalkıp kalkıp inmek.
Örnek: Gemi baş vurmaya başlayınca, güverteyi boşaltmak zorunda kaldık.
Gemi karaya oturmak deyiminin anlamı
* Gemi, sığ bir yere saplanıp kalmak.
* İşler ters gitmek.
Örnek: Gemi karaya oturunca, yakıt sızmaya başladı.
Örnek 2: Gemi karaya oturmasın diye, kılavuz almaya karar vermişler.
Gemi gezmek deyiminin anlamı
Dış etkiler yüzünden gemi rota çizgisinden ayrılıp sancak veya iskele yönüne ilerlemek.
Örnek: Gemi gezmeye başlayınca, rotasına sokmakta zorlandılar.
Gemini kısmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin üzerindeki baskıyı, kontrolü artırmak.
* Gemini biraz çekerek yavaşlatmak.
* Davranışlarını denetim altına almak, her istediğini yapmasına izin vermemek, üzerindeki baskıyı artırmak.
Gemiyi tutmak deyiminin anlamı
Gemiyi belirli bir yerde bir süre bekletmek, çalışmadan durmak.
Örnek: Gemiyi limanda iki gün tutmaya karar verdiler.
Gemi dövünmek deyiminin anlamı
Şiddetli dalgaların etkisiyle gemi bağlı veya demirli olduğu yerde inip kalkmak, sallanmak.
Örnek: Fırtına etkisiyle, gemi dövünmeye başladı.
Gemi baş tutamamak deyiminin anlamı
Rüzgâr, fırtına yüzünden, yapılışındaki veya yükselişindeki bir bozukluk sebebiyle gemi dümene uymamak, rotadan çıkmak.
Örnek: Gemi baş tutamayınca, rotalarını kaybettiler.