Saç sakal birbirine karışmak deyiminin anlamı
* Uzun süre traş olmamaktan dolayı saçın ve sakalın çok uzaması.
Üstü başı perişan, uzun süre tıraş olmamış, saçını kestirmemiş, kendine çekidüzen vermemiş durumda olmak.
Örnek: Onu, saç sakal birbirine karışmış görünce bayağı canım sıkıldı.
A köse sayılmadık kaç tel sakalın var deyiminin anlamı
* Kişinin yaptığı işi çok zormuş gibi gösterdiği durumlarda söylenir.
* Yaptığın işleri, kendi varlığını ne kadar önemli buluyorsun” anlamında kullanılır.
* Bilgisi, görgüsü ve var olan yetenekleri ile sıradan bir kişinin, kendini önemli gösterme çabasında olduğu zamanlarda yüzüne karşı kullanılan bir söz.
Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık deyiminin anlamı
* Bir durum karşısında yapılacak her şeyin bir sakıncası yada olumsuz yanının bulunduğunu ve karar verme zorluğunu anlatan bir söz.
* İki davranış, iki kimse, iki karşıt şey arasında bir tercih yapamama zorluğunu anlatmak için kullanılır.
* Darıltmak, gücendirmek istemediği iki şeyden birini seçmek durumunda kalan kimse. Karar vermesi güç.
* Bir olayın sonunda yada başında çaresiz kalmak, ne yapacağını şaşırmak kadar kötü bir durum olmasa gerek! Ne konuşulsa bir taraftan ziyana, ne uygulansa bir kişiye zarara dokunulacağı beliren olaylarda kullanılır.
Sakalı ele vermek deyiminin anlamı
* Başkasının her dediğini yapacak duruma gelmek.
* Başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek, birinin idaresine girmek.
* Başkasının oyuncağı olmak.
* Başkasının sözüyle hareket etmek.
Örnek: Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak? (M. Ş. Esendal)
Sakalı bitmek deyiminin anlamı
* Sakalı çıkmak.
* Bir iş sürüncemede kalıp sonuçlanmamak.
Saç sakal ağartmak deyiminin anlamı
O işte uzun zaman çalışmış, emek vermiş olmak.
Örnek: Kamyon şoförlüğünde saç sakal ağartmış adam.
Sakalına gülmek deyiminin anlamı
Ciddi gibi görünen sözlerle alay etmek.
Sakalının altına girmek deyiminin anlamı
Yakınlık kurarak ona düşüncesini aşılamak.
Örnek: Sakalının altına girmeye çalıştığını fark etmedim zannetme.
Fırsat sakal altından geçer deyiminin anlamı
Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Satmadan önce iyi araştır, fırsat sakal altından geçer.
Her gördüğü sakallıyı babası sanmak deyiminin anlamı
Görünüşe aldanmak.
Örnek: Her gördüğü sakallıyı babası sandığı için hep zarara uğruyor.
Yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal deyiminin anlamı
* Bir durum karşısında yapılacak her türlü davranışın olumsuz bir yanı olduğu anlamında söylenen bir söz.
* İki davranış, iki kimse, iki karşıt şey arasında bir tercih yapamama zorluğunu anlatmak için kullanılır.
* Darıltmak, gücendirmek istemediği iki şeyden birini seçmek durumunda kalan kimse. Karar vermesi güç.
Sakalına göre tarak vurmak deyiminin anlamı
Birinin hoşlanacağı biçimde konuşmak veya davranmak.
Örnek: Sakalına göre tarak vurdum. Oğlunun çok selamı var, dedim. Tarla icarlarını toplar, kendi elleriyle verir, dedim. (O. Kemal)
Örnek 2: Baban bu konuda çok inatçı, sakalına göre tarak vurmak lazım, belki bir izin verir.
Sakalına kar yağmak deyiminin anlamı
Sakalı aklaşmaya başlamak.
Örnek: Sakalına kar yağmaya başlamış Şinasi Abi, gençlik elden gidiyor.
Sakal oynatmaz deyiminin anlamı
Ağızda eriyecek kadar olgunlaşmış (yemiş, yiyecek).
Örnek: Bu kek sakal oynatmaz olmuş.
Sakalı değirmende ağartmak deyiminin anlamı
* Yıllar pek çok deneyim kazandırmış olmak.
* Yaşı iyice ilerlemiş olmasına rağmen bilgisiz, cahil olmak.
Örnek: Sakalı değirmende ağartmışsın, seni okula da göndermemişler anlaşılan.
Sakalı ele vermek deyiminin anlamı
Başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek, birinin idaresine girmek.
Örnek: Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak? (M. Ş. Esendal)
Sakalı saydırmak deyiminin anlamı
Saygınlığını yitirmek, saygı gösterilmeyen, hatta alay edilen bir kimse durumuna düşmek.
Örnek: Sakalı saydırmamak için dikkatli ol.
Sakalına kır düşmek deyiminin anlamı
Sakalı ağarmaya başlamak, yaşlanmak.
Örnek: Düşük siyah bıyıklarına, sakalına pek az kır düşmüş olan Selim Paşa, karısından çok genç görünüyordu. (-H. E. Adıvar)
Örnek 2: Sakalına kır düşmeden bir ev sahibi olmaya çalışıyordu.
Örnek 3: Aynaya baktığımda sakalıma kır düştüğünü fark ettim.
Örnek 4: Sakalına kır düşmüş o adamla gerçekten evlenecek misin?
Kösenin sakalı gibi deyiminin anlamı
Her zaman olduğu gibi kalan, değişikliğe uğramayan.
Örnek: Senin bu işte, iki yıldır kösenin sakalı gibi.
Örnek 2: Kösenin sakalı gibi kalmak istemediğimden, yeni bir işe girişiyorum.
Saçı sakalı akar gibi deyiminin anlamı
Üstü başı perişan bir durumda.
Örnek: Hani saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor ya buraya, o işte. (N. Ataç)
Sakal koyuvermek (bırakmak, salıvermek veya uzatmak) deyiminin anlamı
Sakalını tıraş etmeyip büyütmek.
Örnek: Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi. (Y. Z. Ortaç)
Örnek 2: Sakal koyuvermeye başlamış.
Örnek 3: Sakal koyuverince değişik biri olmuş.
Örnek 4: Rol icabı sakal koyuvermiş.