Kafasını vurmak deyiminin anlamı
Bir kimsenin kafasını kesmek.
Örnek: Adil bir yargılama yapmadan, insanların kafasını vurmaktan çekinmezdi.
Kafa bulmak deyiminin anlamı
Dalga geçmek, alay ederek neşelenmek.
Örnek: Çocukla kafa bulmayın, sonra inanır gider babasına söyler.
Her kafadan bir ses çıkmak deyiminin anlamı
* Bir konu üzerinde herkes rastgele konuşmak, ayrı düşünce öne sürmek.
* Bir konu üzerinde herkesin istediği gibi, rastgele konuşması ve bu konuşmalardan bir sonuç alınamaması.
Örnek: Her kafadan bir ses çıkıyor, sen kazandın ben kazandım, şans mans deyip gülüşüyorlardı. (N. Meriç)
Örnek 2: Ortalık kızıştı, her kafadan bir ses çıkmaya başladı, kimin ne dediği anlaşılmaz oldu.
Kafa atmak deyiminin anlamı
Kavga sırasında karşıdakinin yüzüne, sert ve şiddetli bir biçimde kafayla vurmak.
Örnek: Kavgada kafa atmak suretiyle burnunu kırmış.
Kafası atmak deyiminin anlamı
Bir durum karşısında birden öfkelenmek, çok sinirlenmek.
Örnek: Hakaret etmeye başlayınca benim de kafam attı.
Örnek 2: Gelen telefondan sonra kafası atmıştı.
Örnek 3: Kafası atınca bize demediğini bırakmadı.
Örnek 4: Dikkatli konuş, babanın kafası atmasın.
Kafa cilalamak deyiminin anlamı
İçki içmek.
Örnek: İpini koparmış aylakla, çiçeği burnunda asistan, dejenere mirasyedi ile ağır işçi, burada dirsek dirseğe kafa cilalardı. (H. Taner)
Örnek 2: Kafa cilalamak için fırsat kolluyor.
Kafa eskitmek deyiminin anlamı
Zihni yoran sorunlarla sürekli uğraşmak.
Örnek: Ne gücünü aşan meseleler için çene yormaya, kafa eskitmeye niyeti vardı ne de kendi başarısızlıkları için suçlu aramaya… (T. Buğra)
Kafa göz yarmak deyiminin anlamı
Beceriksizlik göstermek.
Örnek: Kafa göz yararak işi bitirmeye çalışıyordu.
Kafa (kafasını) dinlendirmek deyiminin anlamı
Tasa veya zihni yoran sorunlardan kendini uzaklaştırmak. Örnek: Kırmak da istemiyorum zavallı garibancığı, ama ben de buraya kafamı dinlendirmeye geldim. (M. İzgü)
Kafa karıştırmak deyiminin anlamı
Önceki düşüncelerini altüst etmek.
Örnek: Hükumetten yapılan açıklamalar, kafaları karıştırmaya devam ediyor.
Kafa (kafasını) şişirmek deyiminin anlamı
Gürültü veya gevezelikle bir kimseyi tedirgin etmek. Örnek: kafamızı şişirmeyi sürdürecekti ki, cep telefonum çalmaya başladı. (A. Ümit)
Kafa (kafasını) ütülemek deyiminin anlamı
Argo çok laf edip tedirgin etmek.
Örnek: Evi satacağım ama içinde kiracı varken müşteri bulamıyorum diye kafamızı ütülemeye başladı. (S. Dölek)
Kafa kafaya vermek deyiminin anlamı
* İki veya birkaç kişi bir kenara çekilip konuşmak.
* Dayanışmak.
Örnek: Şimdi, isterseniz, kafa kafaya verip topunuz birden, yahut topunuzun namına içinizden birisi cevap versin. (N. Hikmet)
Kafa patlatmak deyiminin anlamı
Bir konu üzerinde pek çok düşünmek.
Örnek: Sen sabahtan akşama kadar rahat rahat oturuyorsun, ben kafa patlatıyorum. (H. E. Adıvar)
Kafa sallamak deyiminin anlamı
* İkaz etmek için başını iki yana veya öne arkaya hafifçe eğmek.
* Baş sallamak.
* Doğru veya yanlış her şeye evet demek.
Kafa tutmak deyiminin anlamı
Boyun eğmemek, karşı gelmek, diklenmek.
Örnek: Hocalara, amirlere, büyüklere kafa tutmak sökmezdi. (R. N. Güntekin)
Kafası dolmak deyiminin anlamı
Zihninde çeşitli konular birikmek.
Örnek: Kafası daha o yıllarda özgürlük ve eşitlik fikirleriyle dolmuştu. (H. Topuz)
Kafası dönmek deyiminin anlamı
* Sıkışık bir durumda sersemlemek.
* Kızıp öfkelenmek.
Kafası dumanlanmak deyiminin anlamı
* Çok dalgın olmak.
* Sarhoş olmak.
* Esrar içmiş olmak.
Örnek: Saz, söz başlasın, içki ile kafalar iyice dumanlansın, cümbüş tam kıvamını bulsun. (H. R. Gürpınar)
Kafası durmak deyiminin anlamı
Zihin yorgunluğundan düşünemez olmak.
Kafası düzelmek deyiminin anlamı
Doğruyu ve iyiyi bulmak.
Kafa yapmak deyiminin anlamı
Argo dalga geçmek.
Kafa yok deyiminin anlamı
Akıl, düşünce yok anlamında kullanılan bir söz.
Kafa yormak deyiminin anlamı
Bir iş, bir konu üzerinde çokça düşünmek.
Örnek: Oynarken yaptığı hatalar üstüne kafa yoruyor, sonra yığınla düş kuruyordu. )N. Cumalı)
Kafadan atmak deyiminin anlamı
Bir konu üzerinde inceleme yapmadan rastgele konuşmak, uydurmak, yalan söylemek.
Kafakola almak deyiminin anlamı
* Güreşte kafa ve kolu birlikte kavrayarak rakibi çevirmek.7
* mec. etkisi altına alıp kandırmak.
Kafası almamak deyiminin anlamı
* Anlayamamak, kavrayamamak.
* Zihin yorgunluğu sebebiyle anlayamaz duruma gelmek. * Olabileceğine inanmamak.
Kafası bozulmak deyiminin anlamı
Öfkelenmek, kızmak.
Kafası bulanmak deyiminin anlamı
Bir olay karşısında aklı karışmak, anlayamaz, kavrayamaz duruma gelmek.
Kafası ile oynamak deyiminin anlamı
Takım sporlarında arkadaşlarının durumunu göz önünde tutup en iyi fırsatı değerlendirerek bedenini fazla yormadan oynamak.
Kafası işlemek (çalışmak) deyiminin anlamı
Aklı, zekâsı yerinde olmak, bir konu üzerinde iyi düşünebilir olmak.
Örnek: Hasan’ın kafası şimdi üç cepheli işliyordu. (O. C. Kaygılı)
Kafası (kafasına) takılmak deyiminin anlamı
Zihni bir şeyle sürekli olarak uğraşmak.
Örnek: Bu soru kafasına takıldıkça gülüşü mide spazmı geçirir gibi oluyordu. (T. Buğra)
Kafası karışmak deyiminin anlamı
Önceki bilgi ve düşünceleri altüst olmak.
Örnek: Esir kızı unutabilmek için kendini teşkilattaki tuhaf aletleri incelemeye verdiğinde kafası iyice karışmıştı. (İ. O. Anar)
Kafası kazan (gibi) olmak deyiminin anlamı
* Kafası şişmek.
* Zihni yorulmak.
* Gürültülü, patırtılı şeyler dinlemekten rahatsız olmak, yorgunluk duymak.
Örnek: Kesin artık şu makinenin sesini, kafam kazan gibi oldu.
Kafası kızmak deyiminin anlamı
Öfkelenmek.
Örnek: Namusum hakkı için bir kafam kızarsa atarım denize seni. (S. F. Abasıyanık)
Kafası sarmamak deyiminin anlamı
Anlamamak, aklı ermemek.
Kafası sersem sepet (olmak) deyiminin anlamı
Gürültü ve uğultudan zihni yorulmuş (olmak).
Örnek: Uzun bir otobüs yolculuğundan sonra, yorgun, uykusuz, kafası sersem sepet girdiği için kasabaya, henüz pek bir şeyin farkında değildi. (E. Bener)
Kafası şişmek deyiminin anlamı
* Zihni yorulmak.
* Gürültüden tedirgin olmak.
Kafası yerinde olmamak deyiminin anlamı
Gereği gibi düşünecek durumda olmamak.
Kafası yerine gelmek deyiminin anlamı
Kendini toparlamak, kendine gelmek.
Kafasına dank etmek deyiminin anlamı
Bir olay sebebiyle birden ayılmak, doğruyu anlamak.
Örnek: Onu içine düşürdüğüm kötü durum da böylece kafama dank etmiş oldu. (A. Ağaoğlu)
Kafasına estiği gibi deyiminin anlamı
Sadece kendi düşünce ve isteklerine göre.
Örnek: Her an, her yerden çıkıp saldırabilir, kafasına estiği gibi silah değiştirebilirdi. (E. Şafak)
Kafasına geçirmek deyiminin anlamı
* Başına geçirmek.
* Bir şeyi öfke ile birisinin başına vurmak.
* Başına giymek.
Örnek: Şapkayı kafasına geçirmeden sahneye çıkmazdı.
Örnek 2: Öfkeyle cetveli arkadaşının kafasına geçirdi.
Kafasına girmek deyiminin anlamı
* Bir düşünce aklına uygun gelmek.
* Birini bir iş yapmaya kandırmak.
Kafasına girmemek deyiminin anlamı
Anlayamamak, kavrayamamak.
Kafasına göre deyiminin anlamı
İstediği gibi.
Örnek: Otopark görevlileri, arabayı kendi kafalarına göre bir yere çekerlerdi. (A. Ümit)
Kafasına koymak deyiminin anlamı
Kararını önceden vermiş olmak, önceden şartlanmak, bir şey yapmaya kesin karar vererek zamanını beklemek.
Örnek: Burada toprağı, nesi varsa satıp savarak bir başka yere göç etmeyi kafasına koymuştur. (R. N. Güntekin)
Kafasına sığmamak deyiminin anlamı
Akıl erdirememek.
Örnek: Bilgisayarın çalışma sistemi kafama sığmıyor.
Kafasını kaldırmak deyiminin anlamı
Karşı gelmek, başkaldırmak.
Örnek: Sen bağ yeri açıyorsun ha? Çevirin şunu dese, yüz sopa çekse. Bir daha bak kimse kafasını kaldırır mı? (M. Ş. Esendal)
Kafasını kaldırmamak deyiminin anlamı
* Yoğun olarak çalışmak, meşgul olmak.
* Yoğun bir biçimde düşünmek veya çalışmak.
* Karşı gelmemek.
Kafasını kaşıyacak vakti olmamak deyiminin anlamı
Çok meşgul olmak.
Kafasına söz girmemek deyiminin anlamı
* Çok aptal veya inatçı olmak.
* Önemsememek.
Kafasına uymak deyiminin anlamı
Aklına uymak.
Kafasına vura vura deyiminin anlamı
Zorla, isteyip istemediğine bakmadan.
Kafasına vurmak deyiminin anlamı
* Başına vurmak.
* İçki, gaz veya sıcak baş ağrısı yapmak.
* Dayanamaz olmak.
* Ne yapacağını bilemez hâle gelmek.
Örnek: Kafam çatlayacak gibi, sanırım içtiklerim kafama vurdu.
Örnek 2: Açlık kafama vurdu, ben bir şeyler yiyeceğim.
Örnek 3: açmalamaya başladın, sıkıntılar kafana vurdu galiba.
Kafasında şimşek çakmak deyiminin anlamı
Beyninde şimşek çakmak.
Kafasında tutmak deyiminin anlamı
Bir şeyi unutmamak, aklında tutmak.
Kafasından çıkarmak (atmak) deyiminin anlamı
Bir şeyi unutmak veya ondan vazgeçmek.
Örnek: Bir rüyadan böyle abuk sabuk sonuçlar çıkardığım için kendimi suçlayarak bu tuhaf düşünceleri attım kafamdan. (A. Ümit)
Kafasından geçirmek deyiminin anlamı
Belli belirsiz düşünmek.
Kafasını ezmek deyiminin anlamı
Zararlı olabilecek bir hareketi, bir durumu başlangıçta yok etmek, etkisiz duruma getirmek.
Kafasını işletmek deyiminin anlamı
Doğru ve iyi düşünmek.
Örnek: Biraz kafanızı işletseniz ne düğümler çözersiniz. (T. Oflazoğlu)
Kafasını kırmak deyiminin anlamı
İyice dövmek, pataklamak.
Kafa (kafayı) çekmek deyiminin anlamı
Argo kafayı çekmek.
Örnek: Benimle kafa çekmenin onlar için pek keyifli olduğunu sanmıyorum. (E. Bener)
Örnek 2: Ona birisi kafayı çekmekte olduğunu söyleseydi, kılı bile kıpırdamazdı. (S. F. Abasıyanık)
Kafa (kafayı veya kafasını) dinlemek deyiminin anlamı
* Zihni yoran sorunlardan uzak kalmak.
* Sessiz, sakin kalmak.
Örnek: Bir dakika kafamı dinleyip başka şeylerden bahsetmek ihtiyacı duyduğum zaman… (S. F. Abasıyanık)
Kafa kalmamak deyiminin anlamı
Zihin yorularak çalışmaz olmak.
Kafaya almak deyiminin anlamı
* Zaaflarından yararlanarak kandırmak, oyuna getirmek.
* Konu önemliymiş gibi yaparak alaya almak.
* Gemi seyrederken akıntıyı başa almak.
Kafaya çıkmak deyiminin anlamı
Topa kafayla vurmak için sıçramak.
Örnek: Kafaya çıkan futbolcular çarpışıp sakatlandı.
Kafayı (bir yere) vurmak deyiminin anlamı
* Hastalanıp yatağa düşmek.
* Uyumak için yatmak.
Örnek: Ahmet de bize varır varmaz kafayı yere vurdu. (S. F. Abasıyanık)
Kafayı bulandırmak deyiminin anlamı
Önceki düşünceleri altüst etmek, değiştirmek.
Örnek: Öğretmenler bu gibi kitapların kafayı bulandırdığını bile söyler. (S. Birsel)
Kafayı bulmak deyiminin anlamı
Sarhoş olmak.
Örnek: Samim artık iyice kafayı bulmuştu. (H. Topuz)
Kafayı çalıştırmak (işletmek) deyiminin anlamı
Akılcı davranarak sorunları çözmek.
Kafayı değiştirmek deyiminin anlamı
Düşüncesini, kanaatini değiştirmek.
Kafayı tütsülemek (dumanlamak) deyiminin anlamı
Sarhoş olmak.
Örnek: Barba Manol kafayı iyice dumanladıktan sonra, iki bacağının nasıl tutulduğunu anlattı. (Halikarnas Balıkçısı)
Kafayı üşütmek deyiminin anlamı
Delirmek, çılgınlaşmak.
Kafayı yemek deyiminin anlamı
Aşırı yorgunluktan bunalıma düşmek.
Örnek: Bu ödev bitmek bilmiyor, kafayı yemek üzereyim.
Örnek 2: Muzaffer, ben kafayı yemeden yardıma gel.
Nato kafa, nato mermer deyiminin anlamı
Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa.
Vurup kafayı yatmak (uyumak) deyiminin anlamı
Uykusu geldiğinde hemen yatmak.
Örnek: Vurup kafayı tekrar uyumaya çalıştım ama nafile. (E. Şafak)
Örümcek kafalı deyiminin anlamı
Geri düşünceli, yenilikleri kolay kabul etmeyen (kimse).
Kafasını kullanmak deyiminin anlamı
Akıllıca davranmak.
Kafasını kurcalamak deyiminin anlamı
Zihnini meşgul etmek, düşündürmek.
Kafasını sokmak deyiminin anlamı
Barınabilecek bir yere yerleşmek, başını sokmak.
Örnek: Bazen yapayalnız, kafasını sokacak bir damdan mahrum, aç, avare dolaşmış. (H. E. Adıvar)
Kafasını taştan taşa çarpmak (vurmak) deyiminin anlamı
Pişman olmak.
Kafasını toplamak deyiminin anlamı
Sağlıklı düşünebilir olmak.
Örnek: Soluk soluğa kuytu bir yere sinip kafasını toplamaya çalıştı. (İ. O. Anar)
Kafasını tütsülemek deyiminin anlamı
Sarhoş etmek.
Örnek: Tekelin en keskin içkisi bizimkilerin kafasını tütsüledi. (B. Felek)
Kafasını uçurmak deyiminin anlamı
Kellesini uçurmak.
Kafasının bir tahtası eksik (noksan) (olmak) deyiminin anlamı
Alay akıl dışı davranışlarda bulunan.
Kafasının dikine gitmek deyiminin anlamı
Kendi düşünce ve görüşünün en iyi olduğuna inanarak kimsenin öğüdünü, uyarısını dinlememek.
Örnek: Evvel zaman içinde, kafasının dikine giden bir kuş varmış, kışın güneye göç etmemeye ant içmiş. (T. Halman)
Kafasının etini yemek deyiminin anlamı
* Başının etini yemek.
* Sürekli olarak, bıktırıncaya kadar, ısrarla birinden bir şey istemek; bu sebeple onu rahatsız edip üzmek.
Örnek: O, keşki sıhhatli olsaydı da her gün kafamın etini yiyeydi. (R. N. Güntekin)
Kafasının kontağı atmak deyiminin anlamı
Çok sinirlenmek, öfke ile dolmak.
Örnek: Kafalarının kontağı bir kere atınca eski rayına oturtmakta güçlük çekerler. (H. Taner)
Örnek 2: Bir şey okuyorum, konuşup da kafamın kontağını attırma!
Örnek 3: Kafasının kontağı atmasın, yoksa işimiz olmaz.