Yufka yürekli deyiminin anlamı
* Çabuk üzülen, çok merhametli kimse.
* Acıklı olaylara, durumlara hiç dayanamayan, böyle durumlara çok üzülen, hemen üzüntüye kapılan, hemen ve çok acıyan.
* Çok duygulu olup olaylardan hemen etkilenip ağlayan, çok acıyan, üzülen kimse.
Örnek: Senin gibi yufka yürekli görmedim.
Örnek 2: Senin bu kadar yufka yürekli olacağını düşünemezdim.
Örnek 3: Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz. (N. Atsız)
Yere bakan yürek yakan deyiminin anlamı
* Çok sessiz sakin durmasına rağmen aslında çok sinsi olan.
* Uslu, uysal, sessiz görünüp gizliden gizliye ve sinsice dolap çeviren, kötülük yapan kimse.
* Sessiz ve uysal göründüğü halde alttan alta dolaplar çevirip kötülükler yapan (kimse).
Örnek: Desene yere bakan yürek yakan cinstenmiş o da.
Yürekten bağlanmak deyiminin anlamı
* Çok sağlam bir sadakat duymak.
* İçten, samimi olarak sevgi ve saygı duymak.
Örnek: Abi ben o kıza yürekten bağlandım.
Taş yürekli deyiminin anlamı
* Merhametsiz, zalim insan.
* Acıması olmayan, acıma hissi taşımayan kimse.
Örnek: Taş yürekli herifler, çocukları hiç acımadan kurşuna dizdiler.
Örnek 2: Ana leyleklerin hepsi böyle taş yürekli mi olurlar? (H. Taner)
Örnek 3: Niçin diye sormadım, çünkü o, benim kadar taş kalpli değildi. (O. Kemal)
Tavşan yürekli deyiminin anlamı
* Çok korkak.
* Çok ürkek, çekingen, korkak kimse.
Örnek: Amma da tavşan yürekli bir adammışsın.
Katı yürekli deyiminin anlamı
* Acımazsız (hiç acıması olmayan), merhametsiz kimse.
* Acımasız, vicdansız, merhametsiz, acı veren şeylere aldırmayan.
Örnek: Onun gibi katı yürekli bir insan daha görmedim desem yeridir.
Açık yürekli deyiminin anlamı
* Bir şey saklayıp gizlemeyen, içi dışı bir olan, içi temiz kişi.
* Düşündüğünü doğrudan söylemek, gizli kapaklı hareket etmemek, içi dışı bir olmak. Temiz olmak. Gizli düşüncesi olmamak.
* Samimi, içi temiz, içi dışı bir olan kimse.
* Anlatacağı bir olay konusunda doğruları söylemek, karşıdaki insanı kandırmadan yalan söylemeden davranmak, konuşmak.
Örnek: Komşumuz kadar açık kalpli bir adam görmedim.
Örnek 2: Onun bu kadar açık yürekli olduğunu bilmiyordum.
Örnek 3: Açık yüreklilikle bize her şeyi anlattı.
Yüreği ağzına gelmek deyiminin anlamı
* Birden bire çok korkmak, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi hızlı hızlı atmak.
* Ansızın, beklenmedik bir durum karşısında kalarak çok korkmak.
Örnek: Karanlık ve ıssız sokakta yürürken bir çığlık duydu, yüreği ağzına geldi o an.
Yürek acısı deyiminin anlamı
Oldukça üzücü, çok acıklı.
Örnek: Kazadan hemen sonra oradaydık, yürekler acısı bir durum vardı.
Yürek çarpıntısı deyiminin anlamı
* Yüreğin sık ve hızlı vurması.
* Merak, kaygı, korku gibi duygular yüzünden uğranılan iç tedirginliği.
Örnek: Kahve bende yürek çarpıntısı yapıyor.
Örnek 2: Bütün gün yürek çarpıntısı ile haber beklediler.
Yürek karası deyiminin anlamı
İşlenen bir günahtan sonra duyulan sürekli ve üzücü pişmanlık.
Örnek: Sendeki bu yürek karası ömrün boyunca kalacak.
Yürek Selânik deyiminin anlamı
Çok korkak.
Örnek: Senin bu çocukta yürek selanik.
Örnek 2: Yürek Selânik olmasa çoktan gelirdi.
Yürek yarası deyiminin anlamı
Büyük keder.
Örnek: Sevdiğinden ayrıldı, bu yürek yarası onu perişan ediyor.
Yüreği bayılmak deyimin anlamı
Karnı çok acıkmak.
Örnek: Yüreğim bayıldı, gidelim de bir şeyler atıştıralım.
Örnek 2: Sabahtan beri bir şey yemedik, iyice yüreğimiz bayıldı.
Yüreği cız etmek deyiminin anlamı
Çok acımak, içi sızlamak.
Örnek: Eşinin o hâlini görünce yüreği cız etti.
Yüreği çarpmak deyiminin anlamı
* Korku ve kaygı duyup merak etmek, bu sebeple tedirgin olmak.
* Yüreği hızlı vurmak.
Yüreği dağlanmak deyiminin anlamı
Acıyla ve özlemle içi yanmak, acıyla kıvranmak.
Örnek: Eşi yurt dışına gittiğinden beri özlemi yüreğini dağlıyor.
Yüreği dayanmamak deyiminin anlamı
Çok acı duymak, acısına katlanamamak.
Örnek: Ailesinin son ferdini de kaybedince yüreği dayanmadı ihtiyar kadının, yatağa düştü.
Yüreği kabarmak deyiminin anlamı
* İçi sıkıntıyla dolduğundan derin derin soluk alma gereğini duymak.
* Midesi bulanmak.
Örnek: Bu haberler yüzünden yüreği kabarmıştı.”
Örnek 2: Akşam yemeğinden beri yüreğim kabarıyor.
Yüreği geniş olmak deyiminin anlamı
Gamsız olmak,her şeyi kaldırabilmek.
Yüreği pek deyiminin anlamı
* Korkusuz, yürekli, çok cesaretli.
* Yüreği katı.
Örnek: Onca insanla baş etmeyi göze alıyor, yüreği pek bir insanmış demek ki.
Yüreği parça parça olmak deyiminin anlamı
Bir duruma ve bir şeye pek çok acımak, derin üzüntü hissetmek.
Örnek: Anne babasından ayrılan çocukları gördükçe yüreğim parça parça oldu.
Örnek 2: Yüreğimizin parça parça olmasına sebep olan çok olay yaşadık.
Yüreği kan ağlamak deyiminin anlamı
Derinden acı duymak, çok üzülmek.
Örnek: Şehitlerin ardından ülke olarak yüreğimiz kan ağlıyor.
Yüreği ezilmek deyiminin anlamı
* Üzülmek, çok acı duymak.
* Çok acıkmış olmak.
Örnek: Yüreğimiz ezildi, savaş alanındaki insanları izleyince.
Örnek 2: İçim eziliyor, bir şeyler yemeliyim.
Yüreği ferahlamak deyiminin anlamı
İçi kaygıdan, sıkıntıdan kurtulmak.
Yüreği kaldırmamak deyiminin anlamı
Dayanamamak, katlanamamak.
Örnek: Sürüngenleri izlemeye yüreği kaldırmaz.
Yüreği oynamak deyiminin anlamı
Ansızın heyecanlanmak veya korkmak, tedirgin olmak.
Yüreği hoplamak deyiminin anlamı
Ansızın heyecanlanmak veya korkmak, tedirgin olmak.
Örnek: Yüreğimi hoplattın, böyle pat diye içeri girilir mi!
Örnek 2: Kobra yılanı önüne çıkınca, çocuğun yüreği hopladı.
Örnek 3: Öyle şaka yapma kadıncağıza, akşam akşam yüreğini hoplatacaksın.
Yüreği kalkmak deyiminin anlamı
Heyecanlanmak.
Örnek: Tekne sallandıkça yüreği kalkıyordu.
Yüreği kararmak deyiminin anlamı
İçine bir karamsarlık, bir sıkıntı çökmek; iyimserliği ortadan kalkmak.
Örnek: Yüreğin kararmasın, onu bulacağımızdan emin ol.
Yüreği katı deyiminin anlamı
Acımasız, acıma duygusundan yoksun kimse.
Yüreğine (içine) işlemek deyiminin anlamı
* Çok tesirli olmak, derinden acı vermek.
* Bir durumun acısını derinden duyumsamak, (bir şey birinin) çok derin bir acı duyumsamasına yol açmak.
Yüreği katılmak deyiminin anlamı
Ağlamaktan veya soğuktan nefesi tutulmak.
Örnek: Yüreğimiz katıldı, bu ne soğuk Allah’ım!
Yüreği parçalanmak deyiminin anlamı
Acıyarak çok üzülmek.
Örnek: Zavallının o halini görünce yüreğim parçalandı.
Örnek 2: Yaralanan köpeğini görünce yüreği parçalanmış.
Örnek 3: Sokakta yatan çocukları gördükçe yüreğim parçalanıyor.
Yüreği delik deyiminin anlamı
Dertli olan kimse.
Aslan yürekli deyiminin anlamı
* Çok cesur, korkusuz.
* Yılmaz, hiçbir şeyden korkmayan, yiğit, kahraman.
Örnek: Aslan yürekli Mehmetçik düşmanı çil yavrusu gibi dağıttı.
Yüreği yaralı deyiminin anlamı
Büyük bir üzüntüsü olan kimseler için söylenir.
Örnek: Yüreği yaralı bir insandan da bu beklenir.
Örnek 2: Üzmemek için bir şey söylemedim, zaten yüreği yaralı.
Yüreği sızlamak deyiminin anlamı
Derin bir acıma duygusuyla üzülmek.
Örnek: Köpeği yaralanmıştı, yüreği sızlıyordu.
Örnek 2: Şehitlerin hayat hikayesini dinledikçe, yüreği sızlıyor insanın.
Örnek 3: Onu gördükçe yüreğim sızlayacak.
Yüreği şişmek deyiminin anlamı
Can sıkıcı şeyler dinlemekten bunalmak.
Örnek: Yüreğim şişti kız, sus da dizimi izleyeyim.
Yüreği yufka deyiminin anlamı
Acıklı hallere hiç dayanamayan.
Örnek: Yüreği yufka olduğundan dizi izlerken bile ağlar.
Yüreği yağ bağlamak deyiminin anlamı
* İstediği bir şeyin gerçekleşmesinden büyük kıvanç duymak.
* İstenilen bir şeyin olmasından ferahlık duymak.
Örnek: Diplomayı aldığını duydum ya, yüreğim yağ bağladı inan.
Örnek 2: Takımımız şampiyon oldu, yüreğim yağ bağladı.
Yüreği yanmak deyiminin anlamı
* Çok fazla acımak, üzülmek.
* Bir felakete uğramak.
Örnek: Onun bu sefil durumuna yüreği yanıyordu.
Örnek 2: Yüreğim yanıyor, acısını bir türlü unutamıyorum.
Örnek 3: Yüreğimiz yandı bizim, nasıl sönecek bu ateş?
Yüreğine dert olmak deyiminin anlamı
* Birine karşı ya da birinin kendine karşı yaptığı bir davranış sonradan kendisi için acı, üzüntü kaynağı olmak.
* Yapmak istediği bir şeyi yapamamış olmaktan sürekli üzülmek.
Örnek: Ona yemek vermedim ama yüreğime dert oldu.
Yüreğine inmek deyiminin anlamı
* Birdenbire ölmek.
* Büyük ölçüde üzülmek.
Örnek: Bu acı haberi verip de yüreğine indirmek mi istiyorsun?
Yürekten deyiminin anlamı
Temiz duygularla veya sevgi ile.
Örnek: Seni yürekten seven insanları sakın kırma.
Yüreğinin yağları erimek deyiminin anlamı
* Kötü bir şey olacak diye telaş ya da kaygı ile üzülmek.
* Çok korkmak.
Örnek: Akşamdan beri haber bekliyorum, yüreğimin yağları eridi artık.
Örnek 2: Borcu ödeyemeyeceğim diye, yüreğinin yağları eriyor.
Örnek 3: Yüreğinin yağlarını eritecek kadar ne oldu ki?
Örnek 4: Kapıya hızlı hızlı vurdular, o an yüreğimin yağları eridi.
Yüreğini tüketmek deyiminin anlamı
Bir şeyi anlatmaya çalışmaktan yorulmak.
Örnek: Bu konuyu anlatmaktan yüreğim tükendi, nasıl anlamazsın ki.
Yüreğini pek tutmak deyiminin anlamı
Kendini korkuya kaptırmamak.
Örnek: Yüreğini pek tut, Allah’ın izniyle sen bu işi başarırsın.
Yüreğine su serpilmek deyiminin anlamı
Duyduğu üzüntüyü hafifletecek bir haberle karşılaşmak, ferahlamak.
Örnek: Demek mahkemeye başvurmaktan vazgeçmiş, yüreğime su serpildi doğrusu, yoksa olayı hemen herkes duyacaktı.
Yüreğine oturmak deyiminin anlamı
Çok etkilenip üzülmek, sıkıntıya uğramak.
Örnek: Kapıyı çarpıp gitmen, açıkçası yüreğime oturdu.
Yüreğine od düşmek deyiminin anlamı
Yüreği yanmak, belli bir sebep sonucu büyük bir acı duymak, çok üzülmek.
Örnek: Kim ki başkasının uğradığı felâket onun yüreğine od düşürür, işte adam odur.
Yüreğine kar yağmak deyiminin anlamı
Kıskançlık duyarak üzülmek.
Örnek: Başarılarımızı duysun da yüreğine kar yağsın.