Gazi Osman Paşa; 1832 yılında Tokat’da dünyaya gelmiş, 19. yüzyılın en ünlü Osmanlı komutanlarındandır. İsmi Türk tarihine altın harflerle yazılan Plevne müdafaasını yönetmiş, kendisinden kat kat üstün düşman kuvvetlerine karşı akıl almaz bir savunma örneği göstermiş büyük komutan Gazi Osman Paşa, Küçük yaşta İstanbul’a giderek askeri okullarda okudu. 1853 ylında Harbiye Mektebi’ni (bugün Kara Harp Okulu) bitirerek subay oldu. O yıl Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Kırım Savaşı’nın çıkması üzerine Tuna Cephesi’ne gönderildi. 1856 yılında savaşın bitiminde İstanbul’a döndü ve 1858 ylında Erkân-ı Harbiye Mektebi’ni (bugün Kara Harp Akademisi) bitirerek kurmay oldu. Tesalya, Lübnan, Girit, İşkodra gibi yerlerde görev yaptı. 1868-1871 yılları arasında bulunduğu Yemen’deki başarılarından ötürü paşalığa yükseldi. 1875 ylında Bosna-Hersek ayaklanmasının başlamasından sonra Vidin’deki tümenin komutanlığına getirilen Osman Paşa ertesi yıl Sırbistan’ın ayaklanmayı genişletmek amacıyla Osmanlı Devleti’ne karşı açtığı savaşta önemli başanlar kazandı ve rütbesi müşirliğe (mareşal) yükseltildi. Sırbistan’ın yenilgiye uğraması üzerine Rusya Nisan 1877 ylında Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti. Savaş başladığında Vidin-Rahova bölgesi komutanı olan Osman Paşa’nın Ruslar’ı Tuna Irmağı’nın kuzeyinde karşılama yolundaki önerisi kabul edilmedi. Kısa bir süre sonra Ruslar Tuna’yı geçerek güneye doğru ilerleyince Osman Paşa Balkanlar’da önemli bir geçit noktasında bulunan Plevne’yi savunmakla görevlendirildi.
Osman Paşa hiçbir savunma tesisi bulunmayan Plevne’yi çepeçevre kazdırdığı siperler ve toprak tabyalarla güçlü bir direnme merkezi durumuna getirdi. O zamana kadar görülmemiş bu savunma düzeni Osman Paşa’ya askeri tarihte önemli bir yer kazandırdı. 60 bin kişilik Osmanlı ordusu zamanla sayıları 250 bine varan Rus-Rumen ordusuna karşı beş ay (Temmuz-Aralık 1877) başarılı bir savunma savaşı verdi. Girişilen üç büyük saldırıyı püskürten Osman Paşa da “Gazi” sanıyla ödüllendirildi. Ne var ki, Plevne’nin kasım ayı başında bütünüyle kuşatılması üzerine hiçbir yardım alamayan Osman Paşa’nın 10 Aralık’ta giriştiği yarma hareketi başarısızlığa uğradı, kendisi de yaralandı.
Teslim olmak zorunda kalan Osman Paşa’ya Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nikola büyük saygı gösterdi. Savaş alanına kadar gelen Rus Çarı II. Aleksandr da Osman Paşa’nın askeri gelenek uyarınca sunduğu kılıcı geri verdi. Daha sonra Rusya’ya götürülen Osman Paşa’ya orada da savaş tutsağı olarak değil, bir konuk gibi davranıldı.
1878 yılında imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşmasından sonra İstanbul’a dönen Osman Paşa sarayda hassa müşirliği ve mabeyn müşirliği gibi yüksek askeri görevlerde bulundu. 1878-1891 yılları arasında aralıklarla dört kez seraskerlik (savaş bakanlığı) yaptı. Gazi Osman Paşa Mabeyn müşiri iken 5 Nisan 1900 yılında İstanbul’da öldü. Fatih Camii avlusundaki türbesine gömüldü. Milletimiz O’nun ve Plevne’nin adını marşlara geçirdiler. Hemen hepimizin ezbere bildiği Tuna Nehri Akmam diyor” marşı Plevne müdafaası sebebiyle söylenmiştir.
Plevne Marşı
Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Osman Pasa
Plevne’den çıkmam diyor
Olur mu böyle olur mu
Evlât babayı vurur mu
Sizi millet hainleri
Bu dünya size kalır mı
Düşman Tuna’yı atladı
Karakolları yokladı
Osman Paşa’nın kolunda
Beşbin top birden patladı
Kılıcımı vurdum taşa
Tas yarıldı baştan başa
Askerinle binler yaşa.
Nâmı büyük Osman Paşa
BENZER HABERLER